Etiket arşivi: ceza evi

Tek arzusu ailesiyle verdalaşmakdı ama olmadı

Yeşil kart yüzünden tüfekle Toplum Sağlığı Merkezi’ni basan ve müebbete mâhkum edilen Muhlis Barut’un hastalığı ortaya çıkınca, ailesiyle özgürce vedalaşması için tahliyesi isteniyordu. Ancak bürokrasiye ömrü yetmedi  Türkiye’nin başa çıkamadığı “tutukluluk” sorunu, bir mahkumun daha yaşamına cezaevinde veda etmesine yol açtı. Hastanenin verdiği “6 ay ömrü kaldı” raporuna rağmen tutukluluk hali sonlandırılmayan ve dosyasının öne alınması talebi hatalı biçimde “af talebi” olarak değerlendirilip reddedilen kanser hastası Muhlis Barut (50), dün ailesiyle vedalaşamadan yaşamını yitirdi.  Aylardır “vedalaşma hakkı” için feryat eden Barut Ailesi gözyaşına boğulurken kızı Gönül “Artık adalete inanmıyorum”dedi. Mahkemece cezasında “iyi hal” indirimi yapılan ve 2 Şubat’ta karara bağlanan Barut’un dosyası Yargıtay’da hala “savcı incelemesinde” görülüyor.

Ağırlaştırılmış müebbet
İki yıl önce kansere yakalandıktan sonra sosyal güvencesi olmadığından yeşil kartla tedavisini sürdürebilen Barut, kartının süresini uzatabilmek için İzmir Bayraklı Toplum Sağlığı Merkezi’ne gitti. Burada kartının iptal edildiği bilgisi verilen, itirazı üzerine terslendiğini iddia eden Barut, pompalı tüfeğiyle geri döndü ve kendisine kötü muamelede bulunduğunu öne sürdüğü görevliyi aramaya başladı.  Barut, “Benim kaybedeceğim bir şey yok. İnsan muamelesi yapmadınız bana” diyerek, havaya iki el ateş etti. Bu sırada bir polis memuru Barut’u ayağından vurarak yaraladı. Gözaltına alınan Barut,  eyleminden büyük pişmanlık duyduğunu söylediyse de hakkında dava açıldı.
Hastalığına rağmen bütün duruşmalara katılmaya gayret eden ve pişmanlığını belirten Barut’un 14 Aralık 2011’de cezaevine konuldu. Durumu kötüye giden Barut’un tahliye istemleri geri çevrildi. İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 2 Şubat 2012’de davayı karara bağladı.  Barut’u polisi öldürmeye çalıştığı iddiasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum eden mahkeme, iyi hal ve takdir indirimi yaparak, 16 yıl 8 ay hapse mahkum etti. Barut bir süre sonra hastaneye sevk edildi.

 

 

Nisan’dan beri bekliyor
Avukatların kamera görüntülerinin incelenmesi halinde havaya ateş açtığının görüleceğini belirtmesine rağmen, mahkeme kararı değişmedi. Mahkeme Barut’un sağlık durumuna rağmen, gerekçeli kararını 2 ayda kaleme aldı ve karar nisanda Yargıtay Başsavcılığı’na gönderilebildi.
Bu süreçte durumu iyice kötüleşen Barut’un tahliyesi için ailesi ardı ardına birçok kuruma başvurdu. Ancak başvuruların tamamı “af talebi” gibi algılandı. Barut’a Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından 15 Haziran’da “Hepatit B virüs enfeksiyonuna bağlı karaciğer sirozu ve ileri evre hepatosellüler kanser tanıları ile takip edilen ve tedavisi düzenlenen hastanın yaşam beklentisi 6 (altı) aydan kısa olduğu öngörülmektedir” raporu verildi.
Çağdaş Hukukçular Derneği adına Barut’un tahliyesi için çaba gösteren avukatı Dinçer Çalım, raporu Yargıtay’a göndererek, davanın öne alınmasını ve müvekkilinin tahliyesini talep etti  Çalım, 18 Haziran’da Adalet Bakanlığı’na da aynı dilekçeyi, gönderdi.   Bu süreçte, Barut, İstanbul Adli Tıp’tan  rapor alması için İstanbul’daki Metris Cezaevi’ne gönderilirken Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’nde tedavi görürken aileyi televizyonda izledi ve işlemlerin hızlandırılmasını istedi. Ancak bu da bir işe yaramadı.
İstanbul’a sevk edilen Barut ise fenalaşarak kaldırıldığı Samatya Devlet Hastanesi’nde dün yaşamını yitirdi. Önceki gece kanama geçirip bilincini kaybeden Barut, yoğun bakıma alındı. Barut, evine kavuşma özlemi çeken eşi Bedriye, kızı Gönül ve oğlu Cihan’ın gözyaşları içinde dün 10.30 sıralarında son nefesini verdi.

 

 

 

 

‘Adalete inanmıyorum’
Gönül Barut, babasının cenazesinin sevk edildiği Adli Tıp önünde şunları söyledi: “Cumhurbaşkanı’mıza seslendim yalvardım. Adalet Bakanlığı’na yalvardım, yakardım dilekçelerimizi iptal etti. Mahkum koğuşuna gidiyorum, babamın yanında refakatçi kalıyorum, İzmir’den İstanbul’a geliyorum günübirlik. Gözlerimin önünde eridi bitti. Can çekişti. Herkesten şikayetçiyim. Ben babamı bilerek getirdim Metris Cezaevi’ne tahliyesi için. Maalesef ne tahliye oldu ne bir şey. Adalet diye bir şey yok. Babamın son arzusunu yerine getireceğim. Gözü açık gitti. Ciğerim yanıyor.”

 

 

 

 

Köşk: Af kapsamına girmiyor
Cumhurbaşkanlığı Basın Başdanışmanı Ahmet Sever, hayatını kaybeden kanser hastası tutuklu Muhlis Barut’la ilgili açıklama yaptı. Barut’un cezası henüz kesinleşmediği için ”tutuklu” konumunda bulunduğunu anımsatan Sever, cumhurbaşkanlarının Adli Tıp Raporu doğrultusunda yalnızca hükümlülerin cezalarını hafifletmek ve kaldırmak yetkisine sahip olduğunu vurguladı. Sever, yargılama süreci devam ettiği için Barut’un durumunun Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün af yetkisi kapsamına girmediğinin altını çizdi.
AA

Mehmet Ağar cezaevi tercihini yaptı

Susurluk davasında iki yıl hapis cezası onanan eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, Aydın’ın Yenipazar ilçesindeki kapalı cezaevini tercih etti. Ağar’ın yarın teslim olması bekleniyor.

Terör örgütlerinin hedefinde olduğu gerekçesiyle güvenlikli bir cezaevi için Adalet Bakanlığı yetkilileriyle görüşen eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’a cezaevi bulundu.

Adalet Bakanlığı yetkililerinin Aydın’ın Yenipazar ilçesindeki kapalı cezaevi önerisini kabul eden Ağar’ın yarın teslim olabileceği belirtiliyor.

Eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, cürüm işlemek için silahlı teşekkül oluşturmak suçundan 5 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.