Etiket arşivi: Cumhurbaşkanı

Tasarı yok gibi görülebilir

Çözüm önerisini ‘partiler bir araya gelsin, niyet olursa yol bulunur’ diye anlatan Abdullah Gül, ‘Tasarı, Genel Kurul’a indirilmeyebilir’ dedi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na (HSYK) ilişkin tartışmalar nedeniyle geçen hafta parti liderleriyle yaptığı görüşmelere ilişkin, “Benim bütün amacım bu işlerden Türkiye’nin güçlü çıkması, bir an önce bu işleri bitirip Türkiye’nin kendi gündemine dönmesiyle ilgili” dedi.

abdullah-gulİstanbul’da olan Cumhurbaşkanı Gül, Tarabya’daki Kalenderüstü Camisi’nde kıldığı cuma namazının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

‘İktidar ve muhalefet çözer’

Gül’e önceki gün yaptığı açıklamada kullandığı “Güzel şeyler olacak” sözleriyle ilgili “Bununla neyi kastettiniz?” diye soruldu. Gül, soru üzerine yargıyla ilgili tartışmalar yaşandığını, daha bağımsız ve daha tarafsız bir yargı için TBMM’de çalışmalar yapıldığını, bir tarafta ise anayasadeğişikliği teklifleri olduğunu bulunduğunu belirterek,”Benim bütün amacım bu işlerden Türkiye’nin güçlü çıkması, bir an önce bu işleri bitirip Türkiye’nin kendi gündemine dönmesiyle ilgili” dedi. Cumhurbaşkanı Gül, sözlerine şöyle devam etti: “Ben hâlâ şu kanaatimi muhafaza ediyorum: İktidar ve muhalefet, en azından 3 muhalefet partisinin, 2’si prensip olarak iktidar partisi de, bir anayasa değişikliğinin olabileceğini söylediler bana. Onun üzerine bu çalışmaları yapmaya devam ettim. İnanıyorum ki, demokrasinin meşru ayakları olan bir tarafta iktidar partisi, bir tarafta muhalefet bir araya gelerek, bir anayasa değişikliğiyle daha sağlam bir şekilde bu işi çözebilirler. Ben hâlâ bu kanaatimi muhafaza ediyorum.

‘Genel Kurul’a inmeyebilir’

Meclis’teki HSYK ile ilgili tasarı, tutulabilir, Genel Kurul’a indirilmez, yok gibi görülebilir. Hükümet de bu konuda eğer çok kesin bir tavrını koyabilir, bunu Genel Kurul’a getirmeyeceğiyle ilgili. Daha sonra da en azından 3 siyasi parti bir araya gelirler ve bakarlar; Anayasa değişikliği çıkartabilecekler mi çıkartamayacaklar mı? Bir araya geldiklerinde çıkartamayacakları gibi bir kanaate varırlarsa o zaman herkes kendi yoluna gider.”

‘Niyet varsa yol da bulunur’

HSYK’nın yapısına ve tarafsızlığına ilişkin mutabakatların oluştuğunu kaydeden Gül, şöyle devam etti:
“Sadece üyeler nasıl seçilecek? Oraya gelmiş tıkanmış. Niyet olursa yol bulunur. Onun için bir araya gelsinler. Dünyanın birçok ülkesinde bunun örnekleri vardır. Türkiye böyle önemli bir meseleyi, iktidar-muhalefet el birliğiyle çözmüş olmanın çok pozitif bir psikolojisini yakalar. Türkiye’de güzel bir hava oluşur. Arzu etmek ve görmek istediğim şey bu. Bu gerçekleşmezse o zaman demokratik nizam içinde parlamenter düzen içinde kanunlar çıkar. Onların kontrolüyle ilgili mekanizmalar var. Anayasa’ya uygunluğu, uygun olmayışı… Bu tartışmalar başka bir mecrada devam eder. Söyleyeceğim bunlar.”
Cumhurbaşkanı Gül, sözlerine “Sayın Başbakan’la da görüşlerimi paylaştım. Doğrusu ondan da müspet bir karşılık aldığım için güzel gelişmeler olabilir ümidimi besliyorum” diye noktaladı.

Hacca Gidecek İlk Türkye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül

Bugün saat 11.00’de Medine’ye inmesi planlanan Gül’ün, İfrat Haccı yaptığı için Hac Umresi yapması da gerekmiyor. Bugün Medine’de özel bir davete de katılacak olan Gül, Mescid’i Nebevi’yi ziyaret edecek. Kralın özel davetlisi olarak kutsal topraklara giden Cumhurbaşkanı, Medine’den Arafat’a özel helikopterle geçecek. Gül’e, davetli olarak geldiği için özel protokol kuralları uygulanacak, bu yüzden de Arafat’ta Türk vatandaşlarıyla buluşması zor gözüküyor. Yarın da tüm hacı adaylarıyla birlikte Arafat’ta vakfe duracak olan Gül, yarın gece Müzderife’ye, oradan da Mina’ya geçecek. Gül, bayramın ilk günü Kabe’yi tavaf edip hacı olacak.

cumhurbaşkanı

 

 

İFRAT HACCI NEDİR?

 

İfrat haccı umresiz yapılan hac. İfrat haccı yapacak olan kimse, Mikat sınırında veya daha önce ihrama girerken “Allah’ım! Senin rızan için hac yapmak istiyorum. Bunu kolaylaştır ve kabul eyle” diyerek yalnız hacca niyet eder ve telbiye getirir. Bu şekilde hac için ihrama girdikten sonra bayramın birinci günü tıraş oluncaya kadar ihramdan çıkamaz. İfrat Haccı yapan kimsenin Mekke’ye varınca yapacağı ilk tavaf, Kudüm Tavafı’dır. İfrat Haccı’na niyet edenler, hac ihramına girmiş olduklarından dilerlerse, haccın sa’yini Kudüm tavafının ardından yapabilir. Kudüm tavafını yaparken “Iztıba” ve “Remel” yaparlar. Bunlar, artık “Ziyaret tavafı”ndan sonra sa’y yapmazlar. İfrat Haccı yapanların Hac Kurbanı (Şükür) kesmeleri gerekmiyor. Arzu ederlerse sırf sevabını elde etmek için nafile olarak kesebilir.

 

(CcAllah) Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Tüm Müslümanların Hac Seferlerini Kabul Eylesin

Cumhurbaşkanı Gül Mısır Suriye Olmasın

Cumhurbaşkanı Gül  Mısır Suriye OlmasınCumhurbaşkanı Abdullah Gül, Azerbaycan’a giderken Mısır’daki olaylar konusunda şu açıklamayı yaptı:

“Korkum şu ki Mısır bu gidişle içinden çıkılmaz kaosa gider. Bu yol Mısır için çıkmaz yoldur. Herkesin kendi ülkesinin kıymetini bilmesi, tarafların biraraya gelip aklıselim mantık yoluyla tekrar Mısır’ın demokrasiyle buluşacağı süreci başlatmaları gerekir. Hemen komşularımızda olup bitenler nasıl başladı hatırlayalım; Suriye’de sivil halka müdahale halkı bu noktaya getirdi. Mısır’da bunu tahayyül bile etmek istemem, çünkü sadece bölgeyi değil Müslüman dünyasını ilgilendirip etkileyecek bir gelişme gösterir. Herkesin aklıselimle hareket etmesinin zamanı çoktan geçmiştir. Herkesin bir araya gelmesi gerekir. Yapılacak ilk iş Mursi’nin serbest bırakılması, yapılacak ilk seçimlere herkesin katılacağı şeffaf düzgün seçimlerin yapılmasıdır. Korkarım bu böyle giderse Mısır’ın uzun bir süre tekrar demokrasiyle buluşması zor olur. Bu da hem Mısır halkı hem İslam dünyası için büyük kayıp olur. O bakımdan bu yolun yol olmadığını hatırlatmak isterim. Mısır halkının tamamı bizim kardeşimizdir. Sivil topluma silahla müdahale hiçbir yerde meşru görülemez…” – İstanbul

Özal’ı 4 farklı zehir mi öldürdü

8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ölümüne ilişkin soruşturma kapsamında, 2 Ekim’de yapılan feth-i kabir işleminin ardından başlayan Adli Tıp Kurumu araştırması sürerken şok bir iddia daha ortaya atıldı. Zaman gazetesinin haberine göre Ölümünden 20 yıl sonra yapılan incelemede Özal’ın vücuduna dışarıdan verildiği kesinleşen “DDT, Polonyum, Kadmiyum ve Amerikyum” zehirlerinin bulunduğu öne sürüldü. Daha önce de Özal’ın vücudunda fare zehiri “striktin kreatin” maddesinin bulunduğu iddia edilmiş, ancak Adli Tıp Kurumu Başkanı Prof. Dr. Haluk İnce bu maddeye rastlamadıklarını bildirmişti.

 

Araştırılsın

Adli Bilimciler Derneği Başkanı Prof. Dr. Hamit Hancı, Özal’ın vücudundan çıktığı iddia edilen 4 zehirin toprak veya sudan geçip geçmediğinin mutlaka hakem bir laboratuvarda araştırılması gerektiğini söyledi. Özal’ın oğlu Ahmet Özal ise, “Ben zehirlenmenin ve bu çıkan raporların doğru olduğu kanaatindeyim. Bunların da açıklanacağını zannediyorum” diye konuştu.

17 Nisan 1993’te vefat eden Özal’ın vücudundan DDT, Polonyum, Kadmiyum ve Amerikyum zehirlerinin bulunduğu iddialarını değerlendiren Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanı, Adli Bilimciler Derneği Başkanı Prof. Dr. Hamit Hancı, bu zehirli maddelerin topraktan veya sudan geçme olasılıklarının mutlaka hakem bir laboratuvarda araştırılması gerektiğini söyledi. Hancı, Özal’ın vücudunda bulunduğu öne sürülen 4 zehir ile ilgili olarak şunları anlattı:

–  Polonyum: Doğal bir radyoaktif maddedir. Sanayide kullanılır. Sigara dumanında mevcuttur. Solunum ve ağız yoluyla veya yaralardan vücuda girer. Bu maddenin ömrü 138 gündür. Bunca yıl sonra çıkması çok inandırıcı değil. Ama topraktan ya da sudan da Özal’ın vücuduna geçmiş olabilir.

–  DDT: Zehirli bir tarım ilacıdır. Suda ve toprakta kolay kolay bozulmaz. Alkol, aseton ve gazyağı içinde çözülür. 1980’lerden beri kullanımı kaldırıldı. Vücuda verildiğinde ise yağ dokularında birikir. 15 veya 30 gramı, merkezi sinir sisteminde etkisini göstererek, titreme, çırpınma, havale, solunum ve dolaşım yetmezliğinden birkaç saat içinde insanı öldürür. Özal’ın naaşı sabunlaştığından, biriken yağlardan uzun yıllar sonra tespit edilebilir. Ancak kendine mahsus bir kokusu vardır. Bunun hekimler tarafından hissedilmesi gerekirdi.

–  Kadmiyum: Sanayide kullanılan ağır bir metaldir. Zehirlenme sözkonusu ise kemiklerde biriktiği için uzun yıllar sonra tespit edilebilir. Toprak ya da sudan mı geçmiş diye sağlama testi de yapılması gerekir.

–  Amerikyum: Yapay bir elementtir. Nükleer sektöründe plütonyumdan elde edilir. Vücutta binlerce yıl kalabilir. Hem amerikyum hem polonyumu yiyeceğin içine katarak kişiyi zehirleyebilirsiniz. İnsan vücudunda yüzlerce yıl kalabilir.

‘Açıklanacaktır’

Zehirlenme iddialarıyla ilgili olarak NTV’nin sorularını yanıtlayan Özal’ın oğlu Ahmet Özal da, şunları söyledi:

“Herhangi bir rahatsızlığı yoktu bir anda oldu, herhalde bununla bağlantılı olabilir diye düşünüyorum. Adli tıpın artık raporlar yazılmış noktasına geldiğini zannediyorum. Tabii Adli Tıp Kurumu Başkanı’nın bu konuda bir açıklama yetkisi yok. Benim tahminim bunları hukuken savcıya vermek zorunda. Dolayısıyla onların bir yorum yapması mümkün değil. Yorum yapacaklarını da sanmıyorum. Ancak raporu çok hızlı bir şekilde vereceklerini sanıyorum. Sonrası savcının işi tabii ki. Ben bunun baştan beri böyle olduğunu biliyordum zaten. Tahmin ediyordum. Bunun mücadelesini veriyordum. Ben, zehirlenmenin ve bu çıkan raporların doğru olduğu kanaatindeyim. Bunların da açıklanacağını zannediyorum.”

ÖNCEKİ İDDİA YALANLANMIŞTI

Zaman gazetesinde dün yer alan habere göre, “Özal’ın vücudunda dışarıdan verildiği kesinleşen DDT, Polonyum, Kadmiyum ve Amerikyum bulunduğu” öne sürüldü. Daha önce de Bugün gazetesi, Özal’ın vücudunda fare zehiri olan striktin kreatin maddesinin bulunduğunu “Zehirlemişler” manşetiyle duyurmuş ancak Adli Tıp Kurumu Başkanı Prof. Dr. Haluk İnce, bu maddeye rastlamadıklarını açıklamıştı.

Geçmiş olsun Sayın Cumhurbaşka”nım

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, nükseden kulak rahatsızlığı nedeniyle Türk Konseyi Zirvesi’ne katılmak üzere bulunduğu Kırgızistan’dan Türkiye’ye dönecek. Gül’ün başbaşa ve heyetlerarası görüşmeleri tamamlamasının ardından döneceği bildirildi.

Cumhurbaşkanlığı yetkililerinden edinilen bilgiye göre, 2006 yılında sol kulağından GATA’da bir operasyon geçiren ve dün arka arkaya uçak yolculukları yapan Gül’ün rahatsızlığı nüksetti. Cumhurbaşkanı Gül’ün öğleden sonra Ankara’da olması bekleniyor.

NATO’da 60 yıldır bir ağırlığımız var

Türkiye’nin 60 yıldır NATO’nun üyesi olduğunu belirten Gül, ‘Türkiye’nin NATO içerisinde daima ağırlığı vardır. Tüm NATO operasyonlarında da Türkiye daima hep yer almıştır’ dedi. Gül ayrıca, bir Türk’ün NATO genel sekreteri olması konusunda ‘Bunları daha çok duyacaksınız’ şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Gül’ün konuşmasından bazı satırbaşları:

 

Kendilerine şunu dedim: Eğer bunlar (İHA) tehlikeli silahlarsa, F-35 daha tehlikeli. Biz Türkiye olarak F-35 alıyoruz, imalatında da ortağız, biliyorsunuz. O bakımından Kongre üyelerine de bunu böyle anlatmak lazım.

Müttefike güvenmek gerekir

Bizim biliyorsunuz, bunlar taleplerimiz. Aslında yönetimin tavrı olumludur. Kongre’yi iknaya uğraşıyorlar. Kendilerine şunu dedim: ‘Eğer bunlar tehlikeli silahlarsa, F-35 daha tehlikeli. Biz Türkiye olarak F-35 alıyoruz, imalatında da ortağız, biliyorsunuz. O bakımından Kongre üyelerine de bunu böyle anlatmak lazım.’ Bu kadar önemli müttefik olan bir ülkeye karşı kıskanç davranmamak, güvenmek gerekir.

Türkiye-Suriye meselesi değil

Bu konu NATO çerçevesi içinde gündemde değildi ancak ikili görüşmelerde görüşüldü. Görüştüğümüz herkesi uyardık. Bu meselede de Türkiye’yi herkes yine çok takdir ediyor, oynadığı rolden dolayı. Bir dakika dedik, bu Türkiye ile Suriye arasında bir ikili mesele değil. Bu Suriye ile bütün uluslararası camia arasında bir mesele. Onun için BM Güvenlik Konseyi’nde, onun için gözlemciler gidiyor. Ama bu şekilde olmaz bu iş. Hepiniz taahhüdünüzü daha açık şekilde göstermeniz lazım ve daha sağlam durmanız lazım, bunları konuştuk. (BM ve Arap Birliği’nin Özel Temsilcisi) Kofi Annan’ın planının aldatıcı, zaman kazandırıcı bir şey olmaması lazım. Onun için böyle 300 kişiyle (Suriye’ye gidecek gözlemci) falan olacak şey değil. Belki birkaç bin kişinin gitmesi lazım.

Düzeltin derse, sözünü keseriz

Gayet açık İsrail’le ilişkiler. Bize birisi İsrail’le ilişkilerinizi aman düzeltir misin derken sözünü keseriz açıkçası. Bu Başkan Obama da olsa. İsrail’e söyleyin deriz, onlar ilişkilerini düzeltsin bizimle. Onu düzeltmeleri için de yapmaları gereken var. Onları yapmadıkları süre içerisinde ilişkiler düzelmez.

NATO’ya Türk genel sekreter

Şu anda işte iki tane çok önemli ordusu var NA-TO’nun. Birisi Türk’tür. Türkiye’nin üstlendiği görevlerde ne kadar başarılı olduğunu da herkes görüyor. Dolayısıyla Türkiye’nin giderek güçlendiği, ekonomik, diplomatik, bütün dünya kamuoyundaki görünürlülüğünün süratli bir şekilde yükselmesi, bunlar artık görülmeyen şeyler değil. Türkiye’ye olan sempatinin her coğrafyada artması… Bunun neticesinde tabi ki NATO içerisinde de Türkiye’nin zaten yüksek olan profili daha da yükseliyor açıkçası. Türkiye daha önemli sorumlulukları üstlenebilir, genel sekreter de dahil olmak üzere.

Hollande gayet samimi

apKendisine (Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande) çok açık söyledim: ‘Sizin ne derdiniz var Türkiye ile’ dedim. Hangi konuda çıkar çatışmamız var? Sizin ve bizim çıkarımız çatışır, düşman gibi davranırız birbirimize… Var mı böyle bir şey? Yok. Dolayısıyla, yeni bir sayfayı açmak, yeni bir dönemi başlatmak yerinde. Ama eğer bizim bilmediğimiz bir şey varsa, söyle. Yani senden önceki başkan Sarkozy’nin kendi tavırları vardı. 20 yıl geçmiş, Fransa’dan Türkiye’ye bir devlet ziyareti yapılmıyor. Düşman mı Türkiye! Doğrusu Sarkozy’nin tersine bir durum var ortada. Bunların hep farkında olduğunu gördüm. O da gayet açık seçik, gayet samimi bir şekilde konuştu. Sarkozy’i çok iyi bildiğim için bu mukayeseyi yapabiliyorum. Kaynak:İHA