Etiket arşivi: ölüm

Acı gerçek ortaya çıktı

Antalya’nın Muratpaşa ilçesinde  giyim mağazasında çalışan evli ve 3 yaşında bir kız çocuk annesi 26 yaşındaki Fatoş K.’in Sabah işe gelmemesi üzerine mesai arkadaşları annesine haber verdi. Haberi alan anne ise hemen küçük oğlunu kızının evine gönderdi. Kapıyı açan ortaokul öğrencisi ablasının cansız bedeni ile karşılaştı. Belek escort bayan

antalyaOlay yerine gelen sağlık ekipleri genç kadının öldüğünü belirlerken, olay yeri inceleme ekiplerinin çalışmasının ardından Fatoş K.’nın cenazesi otopsi için Antalya Escort Adli Tıp Kurumu Morguna kaldırıldı.Boğazında morluk tespit edilen kadının evinin ise dağınık olduğu öğrenildi. Fatoş K.’nın eşi O.K’nin ise ifadesi alınmak üzere Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü’ne götürüldüğü belirtildi.Genç kadının cenazesi Serik’in Aşağıkocayatak Mahallesinde toprağa verilecek.

Ünlü oyuncu tuncel kurtiz hayatını kaybetti

Ünlü oyuncu Tuncel Kurtiz hayatını kaybetti. Kurtiz’in Etiler’deki evinde düşüp başını vurduğu iddia ediliyor…

TUNCEL KURTİZ KİMDİR

Türk sinema ve tiyatro oyuncusu, yönetmen, yapımcı, senarist. Babası Selanik doğumlu bir Türk bürokratı, annesi Boşnaktır.

Üniversitede kısa bir süre hukuk fakültesinde, daha sonra ise filoloji, felsefe, psikoloji ve sanat tarihi bölümlerinde okudu; ancak hiçbirinden mezun olmadı.[1] İlk kez 1959 yılında Dormen Tiyatrosu’nda oyunculuğa başlamış olan sanatçı, sinema filmlerinde rol aldı. Sürü filmiyle zirveye çıkan sanatçı, doğayla iç içe yaşamayı sever.

1981 Antalya Altın Portakal Film Festivalinde en iyi senaryo ödülünü Nurettin Sezer ile birlikte kaleme aldığı Gül Hasan filminin senaryosuyla kazanmıştır.

Hacı ve Asi adlı TV dizilerinde başrol oynamıştır.

2009 yılının başında vizyona giren olan Güz Sancısı filminde Kamil Efendi karakterini canlandırmıştır. Aynı yıl yayına başlayan Ezel adlı dizide Ramiz Karaeski karakterini canlandırmış ve tanınırlığı daha da artmıştır.

2010 Yaz döneminde NTV yeşil ekranlarında Edremit’in Çamlıbel kasabasında eşi ve kayın biraderi ile birlikte işletmekte olduğu Zeytinbağı adlı butik otelde dostlarını ağırlayarak Tuncel Kurtiz ve Dostları adlı bir program yapmıştır. Aynı yıl BBC’nin Hayat (Life) belgeselini seslendirmiştir.

Birçok ulusal ve uluslararası ödülünün yanı sıra, Ekim 2011’de 48. Altın Portakal Film Festivali’nde Yaşam Boyu Onur Ödülü aldı.

Kurtiz, halen Muhteşem Yüzyıl dizisinde oynuyordu…

YILMAZ GÜNEY’İN DOSTU

tuncel-kurtizMarksist kimliğiyle bilinen ve “Komünizmden başka yol varmı?” diyen Kurtiz’in, siyasi fikirleri, üniversite yıllarında netleşti. Hayata hep toplumcu ve paylaşımcı pencereden bakan Tuncel Kurtiz, iş hayatına İETT’de elektrik bölümünde çalışarak başladı.

1959 yılında Dormen Tiyatrosu’nda tiyatroculuğa başlayan sanatçı, sinemaya üniversite yıllarında tanıştığı Yılmaz Güney’in teşvikiyle girdi. Yeşilçam’ın altın dönemini yaşadığı 60’lı yıllarda peş peşe onlarca filmde oynayan Kurtiz, 70’li yıllarda, sosyal içerikli filmlerde rol aldı. Adını her andığında, gözlerinin dolmasına neden olan yakın dostu Yılmaz Güney ile hep yan yanaydı. Orhan Kemal’in eserinden senaryolaştırdığı ve yapımcısı olduğu “Bereketli Topraklar Üzerinde” filmi yasak nedeniyle kaçırıldığı yurtdışından 28 yıl sonra getirilip gösterime girebildi.

12 Eylül 1980 darbesi sonrasında Yılmaz Güney’in ölümüylememleketine küsüp yurtdışında yaşamaya başladı. İsveç, ABD ve Almanya’da tiyatro kariyerini başarıyla sürdüren, yabancı tiyatro ve sinema projelerinde yer alarak yeteneğini ispatlayan sanatçı Türkiye’ye 90’larda tekrar döndü. Yeşilçam’ın eski solcusu olarak bilinen yapımcı, yönetmen ve oyuncularıyla ilişkilerini sürdürdü.

ŞEHİRDEN KÖYE GÖÇTÜ

Şehir hayatını bırakıp kendine memleket bellediği Kaz Dağları eteklerindeki Çamlıbel Köyü’ne yerleşen aktör, burada ayrı bir sanat çekim merkezi oluşturdu.

Eski eşini 35 bıçak darbesi ile öldürdü

Muğla’nın Fethiye ilçesi’nde oturan Elvan G.(39), 4 yıl önce boşandığı eski eşi Yüksel Arıcı’yı(46), evindeki kanepede uyurken başına yastıkla bastırıp, 35 bıçak darbesiyle öldürdü.
Olay, önceki gece yarısı Ölüdeniz Beldesi Ovacık Mahallesi’nde meydana geldi. G., 23 yıl önce evlendiği otel işletmecisi Yüksel Arıcı’dan 4 yıl önce anlaşamadığı gerekçesiyle boşandı. Bir süre sonra başkan bir evlilik yapan G.’nin bu evliliği de kısa sürdü. Boşandıktan sonra yeniden biri erkek 3 çocuğunun babası Yüksel Arıcı’yla görüşmeye başlayan Elvan G., Arıcı’nın sahibi olduğu ’Evita Apart’a çocuklarını görmek bahanesiyle gelip gitmeye başladı.

 

 

 

 

İddiaya göre önceki gece de apartta kalan Elvan G., başka bir kadınla görüştüğü öne sürülen eski eşi ile, mal paylaşımı konusunda tartıştı. Tartışma ardından Arıcı evin oturma odasındaki kanepede uyurken, Elvan G. yatak odasında uyudu. Saat 01.30 sıralarında Elvan G., yastıkla yüzüne bastırarak etkisiz hale getirdiği Arıcı’ya, elindeki ekmek bıçağını rastgele saplamaya başladı. Yataktan kalkmaya fırsat bulamayan Arıcı’yı kanlar içinde bırakan Elvan G., daha sonra hızla evden uzaklaştı.Günlükbaşı Polis Merkezi’ne giderek teslim olan Elvan G., polise eşini bıçakladığını anlattı. İtiraf üzerine olay yerine giden güvenlik kuvvetleri Arıcı’nın 35 bıçak darbesiyle öldüğünü tespit etti. Elvan G.’nin savcılıktaki sorgusu sürüyor..

 

milliyet.com

Tek arzusu ailesiyle verdalaşmakdı ama olmadı

Yeşil kart yüzünden tüfekle Toplum Sağlığı Merkezi’ni basan ve müebbete mâhkum edilen Muhlis Barut’un hastalığı ortaya çıkınca, ailesiyle özgürce vedalaşması için tahliyesi isteniyordu. Ancak bürokrasiye ömrü yetmedi  Türkiye’nin başa çıkamadığı “tutukluluk” sorunu, bir mahkumun daha yaşamına cezaevinde veda etmesine yol açtı. Hastanenin verdiği “6 ay ömrü kaldı” raporuna rağmen tutukluluk hali sonlandırılmayan ve dosyasının öne alınması talebi hatalı biçimde “af talebi” olarak değerlendirilip reddedilen kanser hastası Muhlis Barut (50), dün ailesiyle vedalaşamadan yaşamını yitirdi.  Aylardır “vedalaşma hakkı” için feryat eden Barut Ailesi gözyaşına boğulurken kızı Gönül “Artık adalete inanmıyorum”dedi. Mahkemece cezasında “iyi hal” indirimi yapılan ve 2 Şubat’ta karara bağlanan Barut’un dosyası Yargıtay’da hala “savcı incelemesinde” görülüyor.

Ağırlaştırılmış müebbet
İki yıl önce kansere yakalandıktan sonra sosyal güvencesi olmadığından yeşil kartla tedavisini sürdürebilen Barut, kartının süresini uzatabilmek için İzmir Bayraklı Toplum Sağlığı Merkezi’ne gitti. Burada kartının iptal edildiği bilgisi verilen, itirazı üzerine terslendiğini iddia eden Barut, pompalı tüfeğiyle geri döndü ve kendisine kötü muamelede bulunduğunu öne sürdüğü görevliyi aramaya başladı.  Barut, “Benim kaybedeceğim bir şey yok. İnsan muamelesi yapmadınız bana” diyerek, havaya iki el ateş etti. Bu sırada bir polis memuru Barut’u ayağından vurarak yaraladı. Gözaltına alınan Barut,  eyleminden büyük pişmanlık duyduğunu söylediyse de hakkında dava açıldı.
Hastalığına rağmen bütün duruşmalara katılmaya gayret eden ve pişmanlığını belirten Barut’un 14 Aralık 2011’de cezaevine konuldu. Durumu kötüye giden Barut’un tahliye istemleri geri çevrildi. İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 2 Şubat 2012’de davayı karara bağladı.  Barut’u polisi öldürmeye çalıştığı iddiasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum eden mahkeme, iyi hal ve takdir indirimi yaparak, 16 yıl 8 ay hapse mahkum etti. Barut bir süre sonra hastaneye sevk edildi.

 

 

Nisan’dan beri bekliyor
Avukatların kamera görüntülerinin incelenmesi halinde havaya ateş açtığının görüleceğini belirtmesine rağmen, mahkeme kararı değişmedi. Mahkeme Barut’un sağlık durumuna rağmen, gerekçeli kararını 2 ayda kaleme aldı ve karar nisanda Yargıtay Başsavcılığı’na gönderilebildi.
Bu süreçte durumu iyice kötüleşen Barut’un tahliyesi için ailesi ardı ardına birçok kuruma başvurdu. Ancak başvuruların tamamı “af talebi” gibi algılandı. Barut’a Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından 15 Haziran’da “Hepatit B virüs enfeksiyonuna bağlı karaciğer sirozu ve ileri evre hepatosellüler kanser tanıları ile takip edilen ve tedavisi düzenlenen hastanın yaşam beklentisi 6 (altı) aydan kısa olduğu öngörülmektedir” raporu verildi.
Çağdaş Hukukçular Derneği adına Barut’un tahliyesi için çaba gösteren avukatı Dinçer Çalım, raporu Yargıtay’a göndererek, davanın öne alınmasını ve müvekkilinin tahliyesini talep etti  Çalım, 18 Haziran’da Adalet Bakanlığı’na da aynı dilekçeyi, gönderdi.   Bu süreçte, Barut, İstanbul Adli Tıp’tan  rapor alması için İstanbul’daki Metris Cezaevi’ne gönderilirken Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’nde tedavi görürken aileyi televizyonda izledi ve işlemlerin hızlandırılmasını istedi. Ancak bu da bir işe yaramadı.
İstanbul’a sevk edilen Barut ise fenalaşarak kaldırıldığı Samatya Devlet Hastanesi’nde dün yaşamını yitirdi. Önceki gece kanama geçirip bilincini kaybeden Barut, yoğun bakıma alındı. Barut, evine kavuşma özlemi çeken eşi Bedriye, kızı Gönül ve oğlu Cihan’ın gözyaşları içinde dün 10.30 sıralarında son nefesini verdi.

 

 

 

 

‘Adalete inanmıyorum’
Gönül Barut, babasının cenazesinin sevk edildiği Adli Tıp önünde şunları söyledi: “Cumhurbaşkanı’mıza seslendim yalvardım. Adalet Bakanlığı’na yalvardım, yakardım dilekçelerimizi iptal etti. Mahkum koğuşuna gidiyorum, babamın yanında refakatçi kalıyorum, İzmir’den İstanbul’a geliyorum günübirlik. Gözlerimin önünde eridi bitti. Can çekişti. Herkesten şikayetçiyim. Ben babamı bilerek getirdim Metris Cezaevi’ne tahliyesi için. Maalesef ne tahliye oldu ne bir şey. Adalet diye bir şey yok. Babamın son arzusunu yerine getireceğim. Gözü açık gitti. Ciğerim yanıyor.”

 

 

 

 

Köşk: Af kapsamına girmiyor
Cumhurbaşkanlığı Basın Başdanışmanı Ahmet Sever, hayatını kaybeden kanser hastası tutuklu Muhlis Barut’la ilgili açıklama yaptı. Barut’un cezası henüz kesinleşmediği için ”tutuklu” konumunda bulunduğunu anımsatan Sever, cumhurbaşkanlarının Adli Tıp Raporu doğrultusunda yalnızca hükümlülerin cezalarını hafifletmek ve kaldırmak yetkisine sahip olduğunu vurguladı. Sever, yargılama süreci devam ettiği için Barut’un durumunun Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün af yetkisi kapsamına girmediğinin altını çizdi.
AA

Trabzon’da heyelan can aldı

Trabzon’un Araklı ilçesinde heyelan meydana geldi. Olayda evleri toprak altında kalan anne ve kızı hayatını kaybetti.

Trabzon’un Araklı ilçesi Aytaç köyüne bağlı Kıyıdış Boğazı mezrasında meydana gelen heyelanda 2 kişi hayatını kaybetti.

Mezranın dağın zirvesine yakın bölümünde yağmurun da etkisiyle heyelan meydana geldi. Kayan toprak kütlesinin yaklaşık 100 metre sürüklediği, Fadime Öztürkoğlu (65) ile kızı Münevver Öztürkoğlu’nun (18) yaşadığı belirtilen tek katlı ahşap ev, toprak altında kaldı.  Olay sonrası başlatılan arama kurtarma çalışmalarında anne ile kızının cesedine ulaşıldı.

Olay anında cuma namazında olduğunu söyleyen Baba Cemal Öztürkoğlu, daha önce evlerinin bulunduğu bu alanda böyle bir olay yaşanmadığını ifade etti. Kynak.Mynet