Etiket arşivi: suriye

Bayırbucak hiç bir zaman düşmücek

Sevinme düşman sevinme Rus ya İran Esad “ALLAH” yolun”da cahit eden herkes tüm savaşları kazanmışdır, Lanet olası Rus ya eyyyyy Putin seninde sonun esad denen cani gibi olcakdır, TÜRKMEN yurdu bayır bucağa bomba yağdırıp mazlumları öldürmen sana zafer yaşatmıcakdır, tüm dünya bir olmuş mazlumları öldüren Rus yayı izliyor neden tepki yok neden ölen Müslüman ölen TÜRK ama kimse unutmasınki dünyada tek Türk kalana kadar Tek bayırbucakTürk Şehit olmadan  ne bir karış vatan toprağı verir neden zalime boyun büker, lanet olası İRAN sözde müslüman bir ülke lanet olası Şia devleti pislik yuvası İran seninde sonun gelecekdir, mazlumun ahanı alan hiç kimse huzura kavuşamaz, çamka müslüman devlet seni Esad denen cani rus köpeği seni sonun yakındır, kansız soysuzlar ile birlik olup TÜRK düşmanlığı yapan herkesin sonu bellidir, yerin dibi ve cehennemdir….

 

 

 

YAŞASIN MÜSLÜMAN TÜRK MİLLETİ……

 

 

Cc ALLAH TÜRK MİLETİNİ KORUSUN VE YÜCELTSİN….

Türkmenlerden selam var

Suriye’de Esad güçleri, IŞİD ve YPG’ye karşı amansız mücadele veren Sultan Abdulhamid Tugayı Komutanı Ömer Abdullah, Türkiye’yi yakından ilgilendiren çok önemli açıklamalarda bulunarak Nevşehir halkına selam gönderdi.  Savaş Muhabiri-Gazeteci Aktivist Behçet Alkan’ı Bayır-Bucak’ta Türkmen Dağı’nda ağırlayan Abdullah, “bizim bir Allah’ımız bir de Türkiye’miz var” diye konuştu

1980’li yıllarda Türkiye’den kaçarak Suriye’ye sığınan ve 35 yıldır El-Muhaberat’la birlikte çalışan aslen Hatay Samandağ nüfusuna kayıtlı Mihraç Ural’ın yeni eylemler hazırlığında olabileceğini açıkladı.

ömer-badullahDHKP-C Suriye Sorumlusu Mihraç Ural’ın yanında Nusayri kökenli Türkiye vatandaşlarının da muhaliflere ve Türkmenlere karşı savaştığını söyleyen Ömer Abdullah, “Mersin, Hatay, Adana gibi şehirlerde yaşayan Nusayriler Suriye’ye kaçak yollarla geçerek Esad askerlerinden eğitim alıyorlar ve bize karşı tüm mücahidlere karşı savaşıyorlar. DHKP-C, TİKKO ve TKPML gibi hain örgüt sempatizanlarından oluşan onlarca terörist burada silahlanıyor ve zaman zaman kaçak olarak tekrar Türkiye’ye geçiyorlar. Silahlı ve eğitimli bu teröristler Türkiye’de her an eylem yapabilir bunun için Türkiye’mizin yetkililerini uyarıyoruz mutlaka yakın takip edilmeli” dedi.
Suriye’nin Lazkiye iline bağlı dağlık Bayır Bucak bölgesinde 70 Türkmen köyü bulunuyor.

Suriye’nin en zorlu cepheleri arasında gösterilen Bayırbucak’ta savaş sarp dağlar arasında sürüyor. Bölgenin en yüksek noktalarından Rabia’da  mücadele eden Sultan Abdulhamid Tugayı Komutanı “Buralar bize dede yadigârı, kimse bizi buradan sökemez. Tüm cephanemiz bittiğinde ise süngü ve yumruklarımızla dövüşerek burada şehadete ermek istiyoruz” dedi.

 
Nevşehir’den sık sık sıcak çatışmaların olduğu Halep, İdlib, Al-Bab ve Lazkiye kısalına giderek haberler yapan Savaş Muhabiri Behçet Alkan’a konuşan Türkmen Komutan Ömer Abdullah,  “Biz bu topraklarda Osmanlı’nın bakisiyiz. Buralar bize dedelerimizden emanet. Hiçbir güç bizi buradan sökemez’’ diyen komutan Ömer Abdullah halen ellerinde 39 köyün bulunduğunu ve imkânsızlıklar içerisinde mücadeleye devam ettiklerini söyledi.

 

 

 

 

32 yaşında olan ve iki kez ciddi biçimde yara alan Ömer Abdullah, son günlerde cephane ve erzak sıkıntısı yaşadıklarını, bu zor şartlarda Türkmenlerin yalnız bırakıldığını ifade etti:
“Türkiye’de Nevşehir bizim kolumuz elimiz oldu. Savaştan bittiğinde bile Nevşehir halkının bize yaptığı yardımları asla unutmayacağız. Tüm dağ köylerinde Nevşehir’in adını çocuk çomlek bile tanır oldu. Nevşehir’i zaman zaman ziyaret ediyoruz. Kendilerinden çok memnunuz inşallah Allah da Nevşehir halkından memnun olur.

 

 

 

 

Beş yıla yakın bir zamandır burada izzetimiz, dinimiz, istikbalimiz için savaş veriyoruz. Benimle birlikte tugayımızda savaşan onlarca mücahit var. Karşımızda ise nizami bir ordu bulunmakta. Cephe mesafeleri uzak olduğundan sadece ağır silahlar burada etkili olabiliyor. Tank, top ve her türden gelişmiş füzelere karşı bu şekilde karşı koymaya çalışıyoruz. Elbette bu şartlarda ciddi desteğe ihtiyacımız var. Ben Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun samimiyetinden hiçbir şüphe duymuyorum. Ancak bazı odaklar bu bölgelerle ilgili Sayın Erdoğan da, Davutoğlu’na da yalan raporlar sunuyor.   Karanlık bazı odakların Türkmenleri ve Suriye’de devam eden savaşı Türkiye aleyhine sabote etmeye çalıştıklarını düşünüyorum. Keşke gücümüz, imkânımız olsa da bu suistimalleri kendilerine izah edebilsek.” dedi

Teşekkürler Türkiye Cumhuriyeti

Can’dır Türkiy’ye , Damar’daki Kan’dır Türkiye , Ciğerlerdeki Nefes’tir Türkiye , Gözlerdeki Nurdur Türkiye .

Türkiyemize nasıl Teşşekkür edeceğimizi bilmiyoruz , yüce Mevlam Zeval vermesin Düşmanlarına fırsat vermesin .

Bayırbucak bölgemizde son bir Haftadır Mazot sıkıntısı Hayatı felç etmiştir bölgemizde Hizmet veren Sahra turkiye-cumhuriyetiHastanelerimiz ve Ekmek üreten Fırınlarımız kapanmak üzereydi . insalığını yitirmiş Dünya’ya insanlık dersi veren insalık Sembölü olan Türkiye , İnsalık = Türkiye her zaman olduğu gibi İmdadımıza yetişti Bayırbucak ve Lazkiye kırsalı Özgür bölgelerdeki Hastane ve Fırın Yakıtlarını Türk kızılayı tarafından temin edilimeye başlandı.
TEŞEKKÜRLER TÜRKİYE
NOT: Suriye Türkmen Meclisinde konuya gösterdikleri ilgiye ve verdikleri çabadan dolayı TEŞEKKÜR EDERİZ

Türkmenmi terörist?

Şimdi anlatacaklarım bire bir şahsem kendim yaşadım ve kendim gördüm Türmen kardeşlerimi biz 3 arkadaş bayırcukda yaşayan Türkmen kardeşlerimizi ziyaret etmeye gittik gittik anadolu”dan 3 yiğitle Ben hakan kırşehirli Behçet nevşehirli Yener yozgatlı boşuna dememişler Yiğit anadoludan çıkar neyse konumuza bakalım aslında bunları hiç yazmıcakdım ama Devlet bahçelinin sözde Milliyetci bahçeli ordaki Gardaşlarımızın nasıl vatan sevdalısı olduklarını görse sözlerin”den utanırdır, harde….

 

 

Nevşehir”den hataya yola çıkdık tabi içimiz”de korku yokmuydu Tabiki vardı sonuçta herkes can taşıyor, hataya indik bizi Sultanabdülhamit Han Tugay komutanı Ömer Abdullah karşıladı sağolsun gecenin 1 de ordan doğru Yayladağına gittik saat bayağı ilerlemişdi, Yayladağına indik eve geçecez sanki karşılama töreni hazırlamışlar gibi Esad askerleri ile Türkmen gardaşlarımız, Türkmen dağı”da çatışmaya girmişlerdi, ve bunu biz bir film gibi izliyorduk, eee bir den böyle bişey görünce tabi insan ürküyor, yalan yok ama gece saat 3 ile 4 arası biz suriye geçmeye karar verdik, yanımızda Ömer abdullah ben behçet ve yener ile yola çıkdık tabi uzun bir süre yol yürüdük ve giderken tabi sohbet edip gidiyoruz sabahın ışıkları doğacakdı nerdeyse, biz sınırı geçtik ilk adımı attık ve dedi Ömer komutan gardaşlar suriye”ye hoşgeldiniz yanlız dikkatimi bişey çekti bizim Mehmetcimiz ile Türkmen gardaşlarımızın arası sadece 400 metre felan var yada yok dedim bu ne Ömer komutan hafif gülümsedi…

 

 

 

Bizi burda ufak bir barakada Türk askerine zarar gelmesin diye gece gündüz nöbet tutuyoruz, dedim bizim askere kim cesaret edebilir, Araplar, İşid neler neler, dedim neyse Günün ilk ışığı doğmuşdu, sağuk bir hava ve biz barakaya girdiğimiz”de Türkmen askerler uykulu bir vaziyet”de bizi karşıladılar, güler yüzle o an içime sıcaklık geldi Türkiye”den geldiğini duyunca sarılmaları sanki kardeşine sarılır gibi ordan sabah kahvemizi içdik araba ile Ömer abdullahın köyüne gittik ama giderken yoldan bakıyoruz çadırlar”da yaşayan o insanlar, yoklu için”de mücadele ediyolar, biz karargaha doğru gidiyoruz ben bir yandan etrafa bakıyorum okadar güzel yerki bayırbucak anlatamam sizlere görmeniz gerekir, merdivenleri tek tek çıkıyoruz ve kapıya geldik Türkmen gardaşlarımız cepheden gelmiş yorgun uyuyorlardır,  ben etrafa bakarıyordum ama hiç başımı kaldırıp yukarı bakmadım, ve kafamı kaldırdım birde ne göreyim Kocaman bir TÜRK BAYRAĞI AYYILDIZ öyle bir tuaf oldum”ki dedim bunun ne işi var tek bir cevap aldım ve Gözlerim doldu Gardaş biz bu bayrak uğruna ÖLÜRÜZ Biz Osmanlı Torunları TÜRKÜZ….

 

osmanlı-turası

 

 

O an orda ölsem”de gam yemezdim çünkü AY YILDIZ Bayrağımız uğruna ölümü göz alan böyel sevdalı kişiler ile Şehit düşmek Şerefdir, diceksiniz neden yazdın bu yazıyı MHP GENEL BAŞKANI DEVLET BAHÇELİYE Sitem olsun diye o insanlar”daki vatan sevgisinin yarısı bile bizde yok ve o Kahraman vatan severlere Terörist yakışdırması yapmak Mahşere”de hesabını veremiyeceğin bir günah olcakdır, Bahçeli onlar bizim soydaşımız onlar bizim Gardaşımız bir Türk zorda olcak ve sen rahat rahat gezeceksin öylemi yok öyle bir dava arkadaş hiç bir TÜRK terörist kelimesini haketmiyor…..

 

 

 

NOT: Korkum yok “Cc ALLAH” hamd olsun unutmayalım TÜRK“ün TÜRK“den başka dostu yok Gardaşlarımız zorda iken bizim keyfi sefa ile yaşarsak bu bizim ayıbımızdır…. milliyetcilik vatan severlik siyaset meydanın”da boş boş konuşma ile olmuyor, “Cc ALLAH” TÜRK”Ü HER DAİM KORUSUN Burdan tüm TÜRKMEN gardaşlarıma selamlar olsun maddi yardımlar”da bulunamıyorsanız dahi “DUA” edin….

SURİYE’DE TÜRK VARLIĞI- SURİYE TÜRKLERİ

Bir konun ilgi odağı olunmadığı, kulakların tıkanılması o konun gerçekliğinin olmadığı manasında değildir.
Sadece işimize yaramadığı manasında mıdır?
Diğeri ise daha kötü; hak ve hakk’ı görmemek..
Suriye’de gelişen olaylara müdahil olma hakk’tır, Suriye’nin kuzeyindeki Türkmen varlığını sahiplenmek ise hakkımızdır..
Türkiye Suriye’nin kuzeyinde ki Türkmen varlığını sahiplenmesi ve koruma altına alması OĞUZ İTTİHADI’NIN anahtarıdır.
Çevirmez ise pas tutacak, ters yöne çevirise kıracaktır..
Tarihi inanarak yad etmeyenler, tarihiyle yaşamayanlar anlayamazlar..

 

 

 

 

SURİYE’DE TÜRK VARLIĞI- SURİYE TÜRKLERİ
türkmen-tAnkara Antlaşmasına kadar olan dönem..
Buraya kadar gelen sürecin başlangıcı klasik lise İslam tarihi bilgisi ile başlar;
Harun Reşid’in Türk eşinden olan çocukları Halife Memun ve kardeşi Halife Mutasım döneminde Türklere önem vermesiyle onlara Bizans sınırına yakın özel şehir kurması..
Çok klasik ve basit bir bilgi Suriye’nin kuzeyinde Türkmen varlığının temelini lise okuyan her vatandaş biliyor demek.

 

 

 

 

Tarihi sürecin devamını bilmeyenler, amirinden memuruna bu vatandaşlar için Türkmen varlığı son bulmuştur..
Daha sonra Mısır valisi Bayıkbak Beğ’in oğlu Tolun Ahmet valilik kesmez diyerek Tolunoğulları adında devlet kurar ve sınırdaki Hama, Halep şehirlerini feth eder.. sonrası yıkılır..
Abbasiler’in Şam valiliğine atadığı Muhammet Toğuç Beğ’i de valilik kesmez İhşidler diye başka bir devlet kurar ve Halep bölgesine hakim olur..

 

 

 

 

 

Selçuklu mührünü vurmadan önce Türkmenler bölgeyi nasıl nakşedeceklerini hazırlanırken,
Yeşilçam’da ki Battal Gazi’nin dönemleri olacak üç aşağı-beş yukarı, ilk olarak Hanoğlu Harun emrindeki Türkmen kuvvetleri Halep bölgesine gelmişlerdir.

 

 

 
Sultan Alparslan’ın Beğlerinden Afşin Beğ Türkmen Dağında bir kaç istihbarat ve stratejik analizlerinden sonra 1071’de Sultan Alparslan Halep’e girmiş ve Suriye’de at oynatmıştır.
Sultan Alparslan Selçuklu adına Atsız Beğ’i bölgede tek yetkili yaparak sırtını sıvazlayıp Allah’a emanet etmiş.
Atsız Beğ, karı ismiyle devlet mi olurmuş diyerek Fatımi Devletinin hakimiyetine son verir.. Kudüs, Şam, Remle, Trablusşam, Akka, Sayda, Humus ve Sur şehirlerini alarak Selçuklu Devleti adına Suriye Selçuklu Emirliğini kurar..
Selçuklu Beğlerinden Tutuş’un oğlu Rıdvan, Halep daha mübarek deyip başkent yapmış devletin adını da Halep Selçuklu Emirliği olarak değiştirmiştir.

 

 

 

 

Bu arada Türkmenler aşağıda toy var deyip oba oba Suriye’nin kuzeyinde arsalara imar ayarı vermekteler..
Haçlılara karşı mücadele içerisinde olan Başbuğ’dur kendisi Selahaddin Eyyubi bölgede hükmünü layıkıyla yerine getirdikten sonra Moğolları dize getiren Sultan Baybars coğrafyaya raconu koymuş 40 bin çadırlık Türkmen topluluğunu Halep civarına yerleştirmiştir..

 

 

 
Toplu çadır kurasından Bozoklu Türkmenlerden Bayat, Afşar, Beğdili ve Döğer boyuna mensup oymaklar Halep‘ten Şam bölgesine kadar uzanırken,
Üç oklardan ise Yüreğir, Yıva, Kınık, Bayındır, Salur ve Eymür boylarına bağlı oymaklar da Türkmen Dağı, Lazkiye ve Trablusşam ile çevresine yerleşmişlerdir..
Başbuğ Timur Suriye’ye girerek peygamber torunlarına yamuk yapan Yezid’in mezarını abdesthaneye çevirip askerlerine küçük abdestlerini günde beş defa yaptırmıştır. Geri dönerken de otoban geçiş ücretlerini kaldırıp Kuzey Suriye‘ye olan Türkmen göçleri ve iskanı devam etirmiştir..
Osmanlı İmparatorluğunu Halep kesmemiş yarın ne olur olmaz deyü Yavuz Sultan Selim tüm Suriye’yi Devlet-i Aliyenin tapusuna kayıt ettirmiş.

 

 

 

 

 

Osmanlıların Suriye‘yi fethiyle birlikte Türkmenlerin Suriye‘ye yerleşmeleri daha kolay olmuştur.
İkinci toplu çadır kurasında Halep Türkmenleri arasında Beğ-Dili, Bayat, İnallu, Köpeklü-Avşarı, Gündüzlü-Avşarı, Harbendelü, Acurlu, Bahadırlu, Hacılu, Karkın, Kızık, Peçenek, Kınık, Döğer, Eymür, Alayuntlu, Kara-Koyunlu ve Büğdüz gibi oymaklar geçiş yapmıştır.

 
1918 yılına kadar olan dönem içerisinde Halep vilayeti nüfus bakımından adeta bir Türk vilayeti durumunda olmuştur. Maraş, Gaziantep, İskenderun, Antakya, Urfa ve Rakka, Halep vilayetinin sancaklarıydı.
Buraya kadar olan süreç Suriye’nin Kuzeyinde Türk-İslam mührünün vuruluşunun betimlenmesidir.

 

 

 
Sonrası..
İşte o efsunlu Fransız ihtilali ve sihirli “milliyetçiliği” ile gelişen olaylar neticesinde misyonerlerin çalışması, önde gelen yerli Arap bedevilerin çocuklarının tam burslu misyoner okullarında eğitimini tamamlamasıyla bölgede İngiliz ve Fransızların desteği ile Osmanlı Devletine, yerel halk Türkmen’e karşı ayrılık tohumları ekmeye başlanmıştır..
Bu süreçte Faysal, işgal sırasında hiçbir şehirde Türklere karşı yapmadığı sert müdahaleleri Halep‘te yapmıştır.
Bu müdahale ile Halep‘te bulunan seçkin bazı ailelerin Türklerle olan yakın akrabalıkları ve bölgede çok sayıda Türk nüfusun olması nedeniyle bunların

 

 

 
Türkiye‘den bekledikleri umutları söndürmeye çalışmıştır.
Ancak bu sırada asıl tehlike Türklerden değil, işbirliği yaptığı İngiliz ve Fransızlardan gelmiştir.
Artık İngilizler ve Fransızlar savaş sırasında aralarında yaptıkları gizli anlaşmalara göre Suriye‘yi işgal etmişlerdi..
Her ne kadar bölgede Faysal yönetiminde Suriye Krallığı kurulmuşsa da bunun da uzun ömürlü olmayacağını Suriyeliler anlamışdılar.

 

 

 

 
Bu sefer de işgal kuvvetlerine karşı Türklerle işbirliği yollarını aramaya başladılar…
Bundan sonrasının özeti Araplar Türklerden destek almak için Suriye Türkmenleri ilke irtibata geçip Fransız işgaline karşı Arap birlikleri organize etmesi için Türk komutan isteklerini belirtirler.

 

 

 
Suriye’de doğan ve Türk olan Kurmay Albay Yahya Hayati Bey tam Anadolu’da Milli Mücadelenin başladığı dönemlerde, Suriye‘nin ileri gelenlerine Türkiye‘nin yenilmesi halinde Suriye‘nin de tam olarak işgal edileceğini anlatmış ve gerçek durumu idrak eden Suriyeliler Türklerle ortak hareket etme kararı alırlar..
Bir taraftan Anadolu’da Kuvay-ı Milliye’nin saldırıları diğer tarafta Suriyeliler ve Türkmenlerin saldırılarından sıkışan küffar Fransızların özellikle Türk-İslam izlerinin olduğu Halep ve Lazkiye (Bayır-Bucak) katliam sahası olmuştur..

 

 

 

 

Bu mücadelenin etkili olabilmesi için Halep ve çevresindeki Türkmenler Anadolu hareketini örnek alarak, Kuvay-ı Milliye’ye benzeri Halep merkez olmak üzere Suriye-Filistin Müdafa-i Kuvay-ıı Osmaniye Heyeti kurmuşlardır.
Suriye‘deki Türkler tarafından kurulan bu milli teşkilat kısa sürede Suriye‘nin diğer kısımlarındaki Türkmenleri katılımı ile genişlemiştir. Teşkilat Halep‘ten başka Şam, Lazkiye, Humus, Beyrut, Amman, Kuneytra, Hama ve Trablusşam gibi şehirlerde de Şubeler açarak faaliyetlerde bulunmuştur.
Bu gelişmelerin önemli ve işlevsel kısmı bu teşkilatlar Türkiye‘deki Milli Mücadele hareketine büyük katkıda bulunmuş olmalarıdır.

 

 

 
Ne zamanki Fransızlar, Anadolu’ya yönelik askeri faaliyetlerini arttırınca Kuzey Suriye‘deki Kuvayı Milliyeciler hemen askeri harekete geçip, Fransızlara ağır kayıplar verdirerek Anadolu‘ya ilerlemelerine engel olmuşlardır.
Mecburi olarak Fransızlar kuvvetlerinin büyük çoğunluğunu Kuzey Suriye‘de bulundurmak zorunda kalmışlardır.
Halep‘teki Türkmenler, Türkiye’nin güneyinde verilen mücadele için Türklerin direnişlerini para ve silah bakımından desteklemişlerdir. Buna karşılık Kuvay-ı Milliye, Fransızlara karşı direnen Arap ve Türkmenlere Türkiye‘den kuvvet sağlanmıştır.

 

 

 

 

 

Türkiye‘den sağlanan bu birliğin bayrağında Türkler ile Araplar arasındaki kardeşliğe işaret için bayrağın bir yüzünde Arap bayrağı diğer yüzünde ise Türk bayrağı vardı.
Ayrıca bayrağın bir yüzünde
“İnananlar kardeştir”, ikinci yüzünde ise
“Kardeşlerinizin arasını düzeltiniz” ayetleri işlenmişti..
Birlik Türk kuvveti olduğunu göstermesi için bir Türk bayrağı taşımaktaydı. Türkler ile Arapların birlikte hareketlerini sağlamak için Türkler ve Araplar arasındaki İslam kardeşliğini ön plana çıkarılmıştı.
Türklerin bölgede etkili olduğunu gören Fransızlar, Arapların Türklere olan sempatisini yok etmek amacıyla bölgedeki bazı köylere yapılan eşkiyalık hareketlerini Türklerin üzerine atmaya çalışıyorlardı
Fransızlar Suriye‘yi işgalden sonra Araplara ve Türklere karşı Ermenileri desteklemişlerdir.
Ordu kuvvetlerine Ermenilerden oluşan çeteler almışlar ve Ermeniler de fırsattan istifade ederek, Kuzey Suriye‘de Fransızlarla birlikte Türklere karşı silah toplama bahanesiyle her türlü işkenceyi yapmışlardır.
Yani Türkler bir yanda bazı Araplarla diğer yandan Fransızlarla ve üçüncü olarak da Ermeniler‘le mücadeleye girmişlerdir.

 

 

 
Ankara Antlaşmasından sonra film kopmuştur..

1941 yılında Halep Türkleri ayaklanarak kaleye Türk bayrağı çekip, Türkiye‘ye katılma isteklerini açığa çıkarmışlardı..
Ve şimdi Halep’te tekrar sancak kalktı..
Ve hala duyarsızsan ya bu tarihten bi habersin, yada bu tarihi sindiremiyorsundur..

Türkiye Olmasaydı 1 Milyon Türkmen Şehit Olurdu

Eski Suriye Türkmen Meclisi Başkanı Hafız, “Türkiye’nin yardımları olmasaydı otuz bin olan şehit sayımız şimdi belki bir milyona ulaşmıştı” dedi.

Eski Suriye Türkmen Meclisi Başkanı Semir Hafız, Suriye’deki Türkmenler için yola çıkan tırların durdurularak sonrasında olaya ait olduğu belirtilen fotoğrafları yayınlanarak Türkiye‘yi teröre destek veren bir ülke olarak gösterilmek istendiğini belirtti.

‘MİT TIRLARININ DURDURULMASI İNSANLIK SUÇUDUR’

türkmenMİT tırlarına ait olduğu belirtilen fotoğrafları ve buna ilişkin haberleri AA muhabirine değerlendiren Hafız, “Türkiye, terör örgütü DAEŞ ile işbirliği içindeymiş gibi gösterilmeye çalışılıyor. Asıl insanlık suçu, tırların durdurulması ve bunu suç olarak göstermektir. Bu Türkmenlere ölün demektedir” dedi.

Hafız, Türkmenleri, Türkiye’in Suriye’deki sağ kolu olarak nitelendirerek, “Türkmenler için yola çıkmış tırları durdurup daha sonra da olaya ilişkin fotoğrafların yayınlanmasındaki amaç, Türkiye’ye ihanettir, Türkiye’yi teröre destek veren ülke olarak göstermektir. Türkiye’nin Suriye’deki Türkmenleri koruması hakkıdır. Gönderilen yardımı durdurmak ve bunu DAEŞ ile ilişkilendirmek ise tamamen yanlıştır” diye konuştu.

‘TÜRKİYE OLMASAYDI ŞEHİT SAYISI 1 MİLYONA ULAŞIRDI’

Söz konusu tırların Suriye’deki Türkmen Dağı’na ulaşma hedefiyle yola çıktığının altını çizen Hafız, sözlerine şöyle devam etti:

“Suriye Türkmenleri, rejimin saldırılarına karşı kendilerini, Türkiye’nin yardımları sayesinde koruyabiliyor. Türkiye’nin yardımları olmasaydı otuz bin olan şehit sayımız şimdi belki bir milyona ulaşmıştı. Türkiye, Türkmenlere, her zaman gıda, ilaç ve insani yardım yolladı. Zaman zaman çeşitli yardımlar da yapıldı. Ancak hükümete yapılan darbe girişimi ve sonrasında yaşananlar nedeniyle Türkmenlere mühimmat konusunda yardımlar gecikti. Bunun acısını Saray’da, Acısu’da Türkmen gençlerini şehit vererek ödedik. Bu haberler ile hükümeti itham edenler, Esed rejiminin döktüğü kana ortak olmuştur.”

Sultan Abdülhamit Han Tugayı Komutanı Ömer Abdullah

Esed rejiminin 40 yıl boyunca Türkmenlere zulmettiğini ve çeşitli yollarla işkence ettiğini dile getiren Abdullah, “Biz Türkmenler ülkedeki olaylara katılmadık. Muhaberat ve Şebbihalar, Türkmen Dağı’nda her gün köylerimize baskınlar düzenledi. Sebepsiz yere genç ve yaşlılarımızı tutuklatıp işkence etti. Birçok Türkmen, rejimin işkencelerine maruz kaldığı için zorlu olarak muhalif grupların saflarına katıldı” diye konuştu.

 

ömer-abdullahÖmer Abdullah, Suriye ordusunun Türkmen Dağı’ndaki halkı göçe zorlamak için yerleşim yerlerine yoğun bir şekilde “varil ve vakum bombasıyla” saldırdığını belirterek, “Ordunun saldırılarından dolayı bölgedeki okul, hastane ve sağlık ocakları yerle bir oldu. Rejim elektrik trafolarına saldırdığı için bölgede elektrikler kesik. Telefonlar ise çalışmıyor. Dağda rejim güçlerinin denetiminde olan bölgede soydaşlarımızı, Esed güçlerinin elinden kurtarmak için yardıma ihtiyaç duymaktayız. Bu soydaşlarımızı, daha fazla zulüm ve işkenceye maruz kalmadan kurtarmamız lazım” dedi.

 

 

 

 


“1992’de Türkmen Dağında PKK’ya yer vermedik”

Türkmen Dağı’nda Şam yönetimi ve ona yardım eden İran, Irak Şiileri ile Hizbullah güçleriyle de savaştıklarını vurgulayan Abdullah, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

 

 

“PKK, 1992 yılında Türkmen Dağı‘na yerleşmek istedi. Büyüklerimiz bu durumu Türkiye ile paylaştığından, rejim bizi casuslukla suçladı. Esed, yüksek tahsil görmüş 640 Türkmeni tutukladı, bu kişilere 7 yıl boyunca çeşitli işkenceler yaptı. Okumuş kesimden kimileri ağır işkencelere maruz kaldı. Şam yönetimi Türkmenlerin cahil kalması için elinden geleni yaptı. Aslımıza ihanet etmediğimiz için rejimden görmediğimiz işkence, zulüm ve hakaret kalmadı.

İngiliz kadın cihatçıların peşinde

ingiliz-kadınThe Sun, 2 çocuk annesi Rockçu şarkıcı, 45 yaşındaki Sally Jones’un, IŞİD’e katılmak için İngiltere’yi terk ettiğini yazarken, Daily Mirror da birinci sayfadan ‘MI6 İngiliz kız Cihatçılar avında’ manşetli özel haber yayınladı.

Gazete, gizli servislerin İslam devleti için militan yetiştiren çavuş rütbesi alan güçlü, çocuk sahibi 1 annenin peşinde olduğuna dikkat çekti. Aranan Londra doğumlu 22 yaşındaki Khadijah Dare’in ise, diğer kadınlara kendisine ve Suriye’de çarpışan birkaç düzine İngiliz kadın Cihatçıya katılmasını isterken video görüntüsünde görüldüğü kaydedildi.

 

Güvenlik şeflerinin Khadijah Dare’i yakalamanın önceliklerinin başında geldiğine işaret eden Daily Mirror, kadın fanatiklerin İslam Devletine katılmak için Suriye’ye gitmeyi hedeflediklerini vurguladı.

(DHA)