Cinsel sorunlarınızı paylaşın

Cinsel sorununuz ister sürekli isterse dönemsel olsun, ister sizden ister eşinizden kaynaklansın, ilişkinizi korumaya almalısınız. Öfke, endişe, mutsuzluk, hayal kırıklığı, çaresizlik, beğenilmeme korkusu, kendini ve karşısındaki suçlama gibi olumsuz duyguların eşinizle olan ilişkinizi etkilemesine izin vermemelisiniz. Bu nedenle bir cinsel sorununuz olduğunda hem kendi hem de eşinizin duygularına odaklanmalısınız.

 

 

Cinsel sorunların çiftleri birbirinden uzaklaştırdığı biliniyor. Cinsel problemler bazen ilişki problemlerinin ana nedeni oluyor. Bazen de ilişki sorunları cinsel problemlerin çok daha derininde yatıyor. Sebep her ne olursa olsun ilişkinize özen göstermeniz hem birbirinizi anlamanızı sağlayacak hem de cinsel sorunlarınızın daha kolay üstesinden gelmenize yardımcı olacaktır.

 

 

Cinsel sorunlarla boğuşuyorsanız ve bu ilişkinizi olumsuz etkilemeye başladıysa aşağıdaki önerileri gözden geçirmeniz size fayda sağlayacaktır. Ancak yine de gerektiğinde bir uzmandan yardım alarak, cinsel sorunlarınızın altında yatan psikolojik faktörleri ortaya çıkarmalı ve birbirlerinizle olan güveninizi, saygı ve sevginizi tekrar canlandırmalısınız:

 

 

 

Eşinizle konuşun: Eşinizle cinsel sorunlarınız hakkında konuşmanız, ona bu problemlerin bilincinde olduğunuzu anlatmanız ilk adımdır. Pek çok erkek ve kadın cinsel sorunlarını konuşmaktan çekindikleri için eşlerinden uzaklaşırlar. Örneğin orgazm sorunu yaşayan bir kadın eşiyle konuşmak yerine, cinsel ilişkiden kaçınmak için çeşitli bahaneler öne sürebilir. Bu durum çifti daha da uzaklaştırır. Ayrıca eşiniz, sorunu görmezden gelmenize sinirleniyor olabilir. Eğer durum böyleyse ona açık bir dille sorunun gerçekten de ilgi istediğini, bu zamana kadar fark etmediğiniz için özür dilediğinizi ve onu çok sevdiğinizi söylemeniz yararlıdır. Ayrıca eşinize iltifat etmeniz, onun sevdiğiniz yanlarını ona anlatmanız da önem taşır.

 

 

Fiziksel teması kesmeyin: Cinsel sorun yaşayan çiftler birbirleriyle olan fiziksel temastan da uzaklaşmaya başlar. Bunun sebebi pek çok çiftin fiziksel temasın mutlaka cinsel ilişki ile sonlanacağı ile ilgili yanlış inançlara sahip olmasıdır. Oysa fiziksel temas cinselliğin ilk adımı olsa da cinsellik fiziksel temasın kesin sonucu değildir. Dokunma, sarılma, okşama, öpme gibi fiziksel temaslar birbirinize olan yakınlığınızı korumanız açısından büyük önem taşır. Bu nedenle olumsuz bir cinsel ilişki yaşayacağınıza dair endişe, telaş ve streslerinizi bir yana bırakarak eşinizi sevdiğinizi belli etmekten kaçınmayın.

 

 

Kendinize yüklenmeyin: Cinsel sorunlarınız nedeniyle kendinizi en ağır eleştirilere maruz bırakmanız size bir fayda sağlamaz. Aksine bu durum eşinizi mutlu etmenizi ve ilişkinizi kuvvetlendirmenizi zorlaştıracaktır. Bu nedenle kişisel eleştirileri bir yana bırakın. Sorunlarınızı çözeceğinize inanın. Olumlu olmaya gayret edin.

 

 

Onu suçlamayın: Eşinizin davranışları cinsel problemlerinizin ana sebebi de olsa onu suçlamayın. Bu durumu asla iyileştirmeyecektir. Başka bir deyişle ilişkinizi daha gergin, daha öfke dolu yaparak cinsel sorunlarınızı daha da kötüleştirecektir. Bu nedenle onu suçlamak yerine onunla dürüst, açık ve sevgi dolu bir dille konuşmayı deneyin. Eğer bunu başaramıyorsanız mutlaka bir cinsel terapi veya çift terapisi uzmanından yardım alın.

 

 

 

Cinsellikten vazgeçmeyin:Cinsel sorunlar yaşıyorsunuz diye cinsellikten tamamen vazgeçmeniz yanlış bir davranıştır. Cinsellik tam bir cinsel beraberliğin çok ötesinde anlamlar taşır. Eğer sertleşme sorunu veya erken boşalma problemi yaşıyorsanız eşinizle birlikte cinsellikten keyif almanızı sağlayacak diğer davranışlara yönelebilirsiniz. Bu, birbirinize fiziksel ve duygusal anlamda bağlanmanızı sağlayacak, cinsel sorunlarınızın cinselliğinizi etkilemediğini size gösterecektir.

DR. ECE HATTAT

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.