‘Başbuğ’un internet andıcı davasında tutuklanması ve belki Yüce Divan’da yargılanacak olması Türkiye’de bir devrim’

İşte o gün bugündür general

Hatırlar mısınız; CHP Genel başkan Yardımcısı Süheyl Batum’un askerle ilgili söylediği “kağıttan kaplanmış biz de asker sanıyormuşuz” sözü çok tartışılmıştı.

Bu sözler, Türkiye’de iktidarı devirme emellerine ulaşamayan bir düşünce yapısının dışa vurumu olarak tarihe geçecek ölçüde ibretlikti.

Batum; askerin iktidara karşı yeterince etkili olamamasından ve ona haddini bildirememesinden yakınıyordu. Hükümet karşısında sessiz kaldığı için askere kızıyordu.

Aslında hedefte olan; iktidardan ziyade iktidara oy vererek onu ülkenin başına getiren milletin bizzat kendisi.

Maalesef bizim siyasi tarihimizde bu bir alışkanlık.

Omuzlarındaki rütbelerle, kapının önündeki tanklarla, milletin vergileriyle alınıp kendilerine verilmiş silahlarla sivilleri korkutan bir gelenek vardı bu ülkede.

Ve bunların şakşakçıları, “ordu göreve” diye alkış tutanlar…

Bitti mi ?

Hayır.

Sadece pıstılar.

Darbeci zihniyet Türkiye’de demokrasiye karşı işlenebilecek en canice suçu işledi.

Ne mi yaptı?

Başbakanı astı, bakanları astı.

Daha ötesi var mı?

Milletin sandıkta iktidar yaptığı bir partinin genel başkanı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı, aşağılık bir piyes sonrası idam edildi.

Bazıları hala o günlerin özlemini çekiyor. Bundan emin olabilirsiniz.

Ak Parti iktidarını devirmek için askerin içindeki bazı kesimlerin yıllardır nasıl çabaladığı artık tüm netliğiyle ortada.

Şimdi bütün bunların hesabı soruluyor.

Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un internet andıcı davasında tutuklanması ve belki Yüce Divan’da yargılanacak olması Türkiye’de bir devrim.

Andıç davası Ak Parti iktidarını devirme planı olan “irticayla mücadele eylem planı” ile birebir paralel bir çalışmaydı.

Son derce acımasız, düpedüz bir darbe planıydı bu.

Masum insanlara komplolar kurarak yok etme planıydı.

Başaramadılar.

Şimdi Türkiye’de tarihi gelişmeler yaşanıyor.

Darbe yapan eski genelkurmay başkanı Kenan Evren’in, bugün ağırlaştırılmış müebbet hapisle yargılanmak istenmesi de bir devrim.

Bu yaştan sonra kimse onu hapse atacak değil.

Aradan kaç yıl geçerse geçsin, darbeyi yapanın, yapmaya kalkanın, bunun bir gün hesabını vereceğini bilmesi de başka bir devrim.

Bu darbe işi böyle bir şey general.

Yapabilirsen sen iktidarı devirir, siyasetçileri tutuklar hapse atar, yerine göre asarsın.

Ama yapamaz da yakalanırsan yargı önünde hesabını verirsin.

Kaç yaşında olursan ol, üzerinden kaç yıl geçmiş olursa olsun.

Hesabını verirsin, gerekiyorsa bedelini ödersin.

Zaman ileriye, tarih ise geriye doğru işler.

Birbirinden hızla uzaklaşıyormuş gibi görünen bu iki kavram, bir gün gelir aynı karede kesişir.

İşte o gün; yaptıklarınla yüzleşme günüdür.

İşte o gün, bugündür general.

ABDULLAH ABDULKADİROĞLU – SAMANYOLU HABER