Etiket arşivi: ankara

Melih Gökçek’ten çarpıcı iddia

Melih Gökçek, twitter hesabı üzerinden değerlendirmelerde bulundu. İsmini vermeden Nur Cemaati’nin liderlerinden Fethullah Gülen’e çağrıda bulunan Gökçek, “İnancına hayatını adayan herkes nefsini kenara koymalı… Dış güçlerin bizi parçalamasına müsaade etmemeli” ifadesini kullandı. Melih Gökçek, twitter’daki hesabında, şunları yazdı:

*Tam üç ayrı yerde dış güçlerin Türkiye temsilcilerinin ‘Kasımda bu iktidar gidiyor’ dediğini somut olarak ben biliyorum.

*Gezide bize olanca güçleriyle yüklendiler. TV’leri yurt dışından gelip Taksim’den yayın yapmışlardı. Başaramadılar.

melih-gökçek*Şimdi tek umutları inananlar arasına fitne sokmak. Bu oyun da Allah’ın izniyle bozulacak.

*Allah’ını seven kim olursa olsun fitneye odun taşımasın. Göbek atanlara bakın kararınızı verin.

*Kim göbek atıyor. Dış güçler. Baronlar. CHP. Marjinal gruplar. Yalan mı? Kim üzülüyor? Hayatını inancının değerlerine adayan herkes.

*Kim feryat ediyor. Dolar 2.15 TL’ye çıktığı için yurtdışı ile ticaret yaparak batan sanayici ve esnaf.

*İnancına hayatını adayan herkes nefsini kenara koymalı. Dış güçlerin bizi parçalamasına müsaade etmemeli.

*Recep Tayyip Erdoğan bu ülkeye (Allah)‘ın bir lütfu. Bugün Recep Tayyıp Erdoğan’a verilecek her zarar Türkiye’ye zarar demek.

*Allah devletimizin, başbakanımızın ve tüm inananların yar ve yardımcısı olsun. Rabbim gönüllerimize sevgi doldursun

Tuz gölünde hasat başladı

Türkiye’nin tuz ihtiyacının önemli kısmının karşılandığı Tuz Gölü’nde, suların çekilmesiyle birlikte tuz hasadı başladı. Cihanbeyli Madencilik Tuz Nakliyat Kimya Sanayi ve Ticaret A.Ş. İdari ve Ticari Müdürü Fatih Haktan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Tuz Gölü’nün dünyadaki en büyük ikinci göl tuzu kaynağı olduğunu söyledi

tuz-goluTuz Gölü’ndeki üretimin, buharlaşmaya dayalı, tüm işlevin doğada gerçekleştiği özel bir üretim şekli olduğunu ifade eden Haktan, şunları kaydetti: “Gölde üretime ayırdığımız havuzlarda her sene kışın su alınması, yazın da bu suyun buharlaştırılıp atılmasıyla tuz üretimi gerçekleşiyor. Yaptığımız iş, madencilikten ziyade çiftçiliğe benziyor; kışın ekiyor, yazın topluyoruz. Bundan dolayı halk arasında, hatta uluslararası platformda buna ‘hasat’ diyoruz. İnglizce’de de karşılık bulan bir işlemle üretim yapıyoruz. Yılda 2 ayla sınırlı üretim süremiz var. Bu biraz da mevsim koşullarıyla alakalı. Şu anda tuz hasadımız devam ediyor. Yaklaşık 1 ay sonra bu sezon üretimini kapatacağız.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

– Tuzun yüzde 80’i endüstride kullanılıyor

 

Önemli bir kimyasal olan tuzun, 3 bin ana sektörde aktif şekilde kulanıldığını dile getiren Haktan, dünyada üretilen tuzun sadece yüzde 5’inin gıdada kullanıldığını, yüzde 15’inin buzla mücadelede, kalan yüzde 80’inin ise endüstride tüketiminin söz konusu olduğunu bildirdi. Haktan, Türkiye’de yıllık tuz üretiminin 3-3,5 milyon ton civarında olduğunu vurgulayarak, bu üretimin 2,5-3 milyon tonunun Tuz Gölü’nden, kalan kısmının ise kaya ve deniz tuzundan sağlandığını aktardı. Tuz Gölü’nde faaliyet gösteren firmaların, kapasitelerinin çok altında üretim yaptığını anlatan Haktan, şöyle devam etti:

“Türkiye’nin yıllık tuz ihtiyacının tamamını karşılayabilecek kapasiteye sahip olmamıza karşın, ithal tuz engeli nedeniyle tam kapasiteyle çalışamıyoruz. Yıllık tuz tüketiminin yüzde 70-75’ine yakını ülke kaynaklarıyla sağlanıyor. Geriye kalan yüzde 20-25’i ithal ürünlerle karşılanıyor. Bu da sektörü sıkıntıya sokuyor. Nakliye maliyetlerimiz, vergi oranlarımız, akaryakıt fiyatları ithalatı gerçekleştiren ülkelere göre çok daha yüksek olduğu için ihracatta ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Devletten beklentimiz; tüketime bağlı olarak ithal ürünlere kota koyması. Bunun öz kaynaklarımızın korunması adına gerekli olduğunu düşünüyoruz.” Haktan, ihracatın önünün açılması halinde, Türkiye’deki tuz üretiminin 2-3 katına çıkarılabileceğini vurgulayarak, “Pazar bulunabilse yıllık 10 milyon tonluk kapasitelere ulaşılabilir. Ancak satamayacağınız ürünü üretmek sıkıntı oluyor. Tuzun doğası gereği taşlaşma sorunu, stok alanlarında verdiği fireler maliyetleri artırıyor. Bu nedenle, yaptığımız pazar araştırmasına göre üretimimizi belirliyoruz” diye konuştu

Yaş öncesinde zirve toplantısı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında bugün başlayacak olan Yüksek Askeri Şura (YAŞ)toplantısında TSK’nın 2013-2014 komuta kademesi şekillenecek.
Erdoğan başkanlığında bugün başlayacak YAŞ toplantısına saatler kala, Ankara kulislerine çarpıcı bir iddia yansıdı. Erdoğan’ın Orgeneral Kalyoncu’nun Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na atanmasına soğuk baktığı ileri sürüldü.

toplatıJandarma Genel Komutanı Bekir Kalyoncu’nun 2006 tarihli bir belgede Karargâh Evleri yöneticileri arasında adının geçmesi ve PKK’nin çekilme sürecinde Jandarma faaliyet raporuna yazdığı, “Ülke bütünlüğünün parçalanmasına yönelik tehditlerin, içte ve dışta artan yoğunlukta güç kazanma çabası karşısında, iç güvenliğin sağlanması ve korunması öncelik kazanmıştır” ifadesinin hükümette rahatsızlık yarattığı ileri sürüldü.
Ancak Milliyet’e bilgi veren askeri kaynaklar, Kara Kuvvetleri Komutanlığı atamasında TSK teamüllerine uygun davranılacağını belirtti.

 

 
Bu Şura’da kuvvet komutanı olması durumunda 2015’te Genelkurmay Başkanlığı’na getirilecek Kalyoncu’nun kuvvet komutanı atanmaması halinde ise emekli edilmesi gerekiyor. Kalyoncu’nun emekli olması durumunda, Kara Kuvvetleri’ndeki atama zinciri kopacak. Bu durumda en kıdemli komutan olan EDOK Komutanı Orgeneral Yörük Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na getirilecek ve Genelkurmay Başkanı olmasının da önü açılacak.
Orgeneral Ataman’ın da 28 Şubat şüphelisi olması nedeniyle halen görev yaptığı ve en prestijli ordu komutanlığı olarak değerlendirilen 1. Ordu Komutanlığı’ndaki görevini sürdürmesi ya da Jandarma Genel Komutanlığı’na atanması olasılığı düşük görülüyor.

 

 

 
Salı günü Başbakanlık Resmi Konutu’nda bir araya gelen Özel ve Erdoğan dün de yine kısa süreli başbaşa görüştü. Özel, dün ayrıca Çankaya Köşkü’ne çıkarak Cumhurbaşkanı Gül’e de YAŞ süreci hakkında bilgi verdi. YAŞ üyeleri dün Genelkurmay Karargâhı’nda Özel tarafından verilen iftar yemeğinde de buluştu.
Zirvelerde TSK Personel Kanunu’nun “Kuvvet Komutanlığı’na atanan orgeneral-oramiraller 2 yıl bu görevde kalabilirler. Bu süre, Genelkurmay Başkanı’nın teklifi, Milli Savunma Bakanı’nın inhası, Başbakan’ın imzalayacağı ve Cumhurbaşkanı’nın onaylayacağı kararname ile bir yıl daha uzatılabilir. Görevdeki kalış sürelerinin tesbitinde, atanmış bulundukları yılın 30 Ağustos tarihi esas alınır” yönündeki 49. maddesinin (i) bendinin bu yıl uygulanabileceği ifade ediliyor.

Çevik kuvvet iftarına damga vuran şerbet

Çevik kuvvet iftarına damga vuran şerbetBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ankara’da Emniyet Genel Müdürlüğü’nün düzenlediği iftara katıldı.Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü bahçesinde düzenlenen iftar yemeğine, Başbakan Erdoğan’ın yanı sıra İçişleri Bakanı Muammer Güler, polis şube müdürleri ve bin 500’e yakın çevik kuvvet polisi katılıyor. Programa Başbakan Erdoğan ezan okunduktan 3 dakika sonra katıldı. Başbakan Erdoğan’ı çevik kuvvet tören ekibi karşıladı.MENÜDE ÖZEL ŞERBET İftar menüsü ana yemeğinden çok, içecek seçimiyle dikkat çekti. Başbakan Erdoğan’ın katıldığı yemekte ramazan şerbeti olarak demirhindi’ şerbeti tercih edildi. Hinthurması olarak anılan bir meyvenin çekirdekleri ayrıldıktan sonra kalan etli kısmından elde edilen şerbet, sirdirim sisteminin düzenlenmesine yardımcı oluyor ayrıca mideyi sağlamlaştırıyor. İftar yemeğinin menüsünde ise ezo gelin çorbası, mevsim salata, kuzu tandır, iç pilav, fındıklı şeker pare, baklava, kadayıf ve ramazan şerbeti yer aldı.KİMYASAL KORUYUCU İÇERMEZ! Demirhindi şerbetinin üzerinde yazan ‘kimyasal koruyucu içermez’ ibaresi, katılımcılar arasında esprili sohbetler yapılmasına neden oldu. İçişleri eski Bakanı İdris Naim Şahin’in ‘Biber gazı kimyasal madde içermez’ sözünün hatırlatılarak ‘biberimiz de şerbetimiz de kimyasal madde içermiyor’ espirileri yapıldı. DEMİRHİNDİ ŞERBETİ NASIL YAPILIR? Çekirdekleri alınmış demirhindi meyvelerinin kaynar suda bir süre kaynatıldıktan sonra suyu süzülür. Süzülen suya bolca şeker ya da bal katılarak, bu su tekrar kaynatılır ve süzülür. Elde edilen şerbet soğutulduktan sonra içilir. İstenirse Demirhindi şerbetine zencefil, tarçın, havlucan ve karanfil gibi çeşitli baharatlar da katılabilir.FAYDALARI* Kaynatılan suyu içildiğinde bağırsak solucanlarını düşürmekte faydalıdır * Mide hastalıklarına iyi gelir. Mide ağrıları, mide ekşimesini giderir. * Soğuk algınlığı ve nezle için oldukça faydalıdır.Ruhsal sıkıntıları gidermeye yardımcıdır. * Romatizma ve kas ağrılarına iyi geliyor. * Ayrıca, şerbetin iştahı açıcı, bağırsak gazını sökücü, ağız kokusunu giderici, beden ve zihin gücünü artırıcı özellikleri olduğu biliniyor. Meyvesi dışkıyı yumuşatarak kabızlığı giderir ve bağırsakları temizler.* Vücudu rahatlatır.Susuzluğu giderir ve serinlik verir

Polis Koleji’ne alkol ve kumar engeli

Polis Koleji‘ne girişte, “alkol ve kumar alışkanlığı bulunmaması, uyuşturucu veya psikotrop maddeler hiç kullanmamış olması, anarşi ve terör eylemleriyle bu tür toplantı, yürüyüş ve mitinglere karışmamış, desteklememiş, katılmamış olması” şartları aranacak.

Buna göre, Polis Koleji’ne alınacak öğrencilerin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olması, anarşi ve terör eylemleriyle bu tür toplantı, yürüyüş ve mitinglere karışmamış, desteklememiş, katılmamış olması, Genel Müdürlükçe tespit edilecek başarı puanını almış olması ve Sağlık Yönetmeliği’nde belirtilen sağlık şartlarını taşıması gerekecek. Adayların, Polis Koleji’ne giriş sınavının yapıldığı yılın 1 Ocak tarihi itibariyle 16 yaşından gün almamış olması gerektiği belirtilen Yönetmelikte, adaylarda, “ilköğretimi bitirdikten sonra öğrenime ara vermemiş veya lise ve dengi okullara devam etmemiş olmak, herhangi bir okuldan disiplinsizlik sebebiyle çıkarılmamış olmak, alkol ve kumar alışkanlığı bulunmamak, uyuşturucu veya psikotrop maddeler hiç kullanmamış olmak” şartlarının aranacağı bildirildi.

6 AY HAPİS CEZASI ALMAMIŞ OLMA” ŞARTI BİR YILA ÇIKARILDI-

Eski Yönetmelikte, “6 ay ve daha fazla hapis cezası almamış olma” şartı da bir yıla çıkarılarak, adaylarda bulunması gereken diğer şartlar şöyle sıralandı:

“-Türk Ceza Kanunu’nun 53’üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezası öngörülen kasten işlenmiş suçlar ile Devlet Memurları Kanunu’nun 48’inci maddesinde sayılan suçlardan dolayı; affa uğramış veya yasaklanmış haklar geri verilmiş olsa dahi mahkumiyeti bulunmamak, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmemiş olmak, kovuşturması uzlaşma ile neticelenmemiş olmak.

-Kamu haklarını kullanmaktan yoksun bırakılmamış olmak.

-Genelev, birleşme evi, randevu evi, tek başına fuhuş yapılan konut ve benzeri yerlerde aracılık ve bekleyicilik türünden bir iş ile iştigal etmemiş olmak, genel ahlaka aykırı oyun, temsil, film, video band, teyp kaseti, vcd, şarkı sözü ve teknolojinin gelişimi ile ortaya çıkan zararlı yayın, yayım ve benzeri işlerde çalışmamış olmak veya bu işler nedeniyle hüküm giymemiş olmak, bu sayılan suçlardan herhangi birinin uzlaşma yoluyla sonuçlandırılmamış veya yine bu suçlardan herhangi biriyle ilgili olarak mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmemiş olmak ya da başka bir tedbire çevrilmemiş olmak.

ANKARA (ANKA)

Ankara’dan Maliki’ye sert tepki

Dışişleri Bakanlığı, “Sözkonusu açıklama, Irak Başbakanlığı’nın, en hafif tabiriyle, gerçeklik duygusundan koparak Irak’taki durumla ülkemizdeki durumu karıştırdığını göstermektedir” dedi.

 

Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada Irak Başbakanlık internet sitesinde 21 Kasım’da yayınlanan bir basın açıklamasında, Başbakan Erdoğan’ın aynı gün Pakistan’a hareketi öncesinde yaptığı basın toplantısında Irak’taki son gelişmelere ilişkin dile getirdiği “samimi endişeler hakkında bazı hezeyanlara yer verildiği görüldüğü” belirtilerek şu ifadeler kullanıldı:

“Sözkonusu açıklama, Irak Başbakanlığı’nın, en hafif tabiriyle, gerçeklik duygusundan koparak Irak’taki durumla ülkemizdeki durumu karıştırdığını göstermektedir.

Sayın Başbakanımızın, sadece Irak halkının esenliğini düşünerek dile getirdiği haklı endişelerin, Irak Başbakanı tarafından ülkemize yönelik mesnetsiz iddialar ortaya atmak için dayanak yapılmasını şiddetle reddediyoruz.”

Dışişleri, Irak Başbakanı Nuri El Maliki’nin Türk halkının beklentileriyle ilgili “hayali” tespitlerde bulunduğunu belirttiği açıklamada Maliki’nin bunun yerine, “öncelikle ülkesindeki durum hakkında, Irak siyasi partileri tarafından da gündeme getirilen kaygıları dikkate alması, ülkesinde gerginliği tırmandıran politikalardan vazgeçerek tüm Irak halkını kucaklayacak bir yaklaşım benimsemesi ve mesnetsiz suçlamalarla cevap vermeye kalkışmak yerine, bu konudaki önerilere samimiyetle kulak vermesi” gerektiğini ifade etti. Dışişleri açıklamasına şöyle devam etti:

“Komşumuz Irak ile ikili ilişkilerimizi her alanda geliştirip güçlendirme yönündeki irademiz tamdır. Bu iradeye sahip olduğunu eylem ve söylemleriyle ispatlaması gereken taraf ise Maliki Başbakanlığı’ndaki Irak Hükümetidir. Bu yapıldığı takdirde, Türkiye-Irak ilişkilerinin geliştirilmesinin önünde hiçbir engel kalmayacaktır.”

ANKA

29 Ekim yürüyüşüne soruşturma

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Cumhuriyet yürüyüşü ile ilgili soruşturma başlattı. Bu arada polisin müdahale ettiği olaylarda 43’ü vatandaş 9’u polis olmak üzere 52 kişi yaralandı. Polis, yürüyüşe katılanlara biber gazının yanı sıra 2 ton su sıktı.

Ankara Valiliğinin ‘izinsiz gösteridir müdahale ederiz’ diye izin vermediği ‘Seferberlik Yürüyüşü’ne katılanlara yapılan müdahalenin bilançosu ortaya çıktı. Yürüyüşte 5 bin polis görev alırken, 2 polis helikopteri de havadan güvenlik desteği verdi. Ankara’da çoğu sokak olmak üzere çok sayıda yol ise ulaşıma kapatıldı. Yürüyüşte 3’ü alanda olmak üzere 5 adet Toplumsal Olaylara Müdahale Araçları(TOMA) kullanıldı.

 

VATANDAŞA 2 TON SU

Bu arada polis yürümek isteyen gruba önce gaz ardından da TOMA’lardan tazikli su sıktı. Polisin, yürüyüşe katılanlara biber gazının yanı sıra 2 ton su sıktığı ortaya çıktı. Öte yandan yaşanan olaylarda ise 43’ü vatandaş 9’u polis olmak üzere 52 kişinin yaralandığı belirtildi.

SORUŞTURMA BAŞLATILDI 

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ise, Cumhuriyet yürüyüşü sırasında çıkan olaylara ilişkin soruşturma başlattı. 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşüne muhalefet etmek suçundan yürütülen soruşturma kapsamında, Emniyet ekipleri, mitinge ilişkin görüntü kayıtlarını tek tek incelemeye aldı. Yapılan incelemenin ardından suç işlediği tespit edilen göstercilerin şüpheli sıfatıyla ifadeleri alınması bekleniyor.

DHA

Maskeli virüslere darbe

Gazi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği öğrencileri resim, yazılı metin, ses, müzik gibi farklı formattaki bir dosyada gizli veri olup olmadığını tespit eden ve içeriğini saptayan ”zeki sistem” geliştirdi.

Bilgisayar Mühendisliği öğrencisi Burak Özçakmak, Ayaptığı açıklamada, sınıf arkadaşı Özlem Milletsever ile dosya formatlarındaki gizli verinin bulunması ve içeriğinin saptanması konusunda çalışmalar yaptıklarını söyledi.

Günümüzde yaygın internet kullanımı nedeniyle çok fazla dosya paylaşıldığını hatırlatan Özçakmak, buradan yola çıkarak Mayıs ayından itibaren farklı dosya formatlarının paylaşıldığı ortamlarda verilerin içine başka verilerin gizlenip gizlenmediğini analiz eden bir sistem ortaya koymak için harekete geçtiklerini anlattı.

Veri gizleme konusunun Türkiye’nin coğrafi konumu ve terör olayları nedeniyle de çok önemli olduğunu vurgulayan Özçakmak, şöyle devam etti:

”2. Dünya Savaşı sırasında çok fazla veri bu yollarla gizlendi. Gönderilen mesajların ön yüzünde farklı bir şey olmasına rağmen arka tarafında gizli bir bilgi olabiliyordu. Füze sistemi, nükleer santrallerde kullanılan şifreler de bu şekilde gönderildi.

Şu anda kullanılan yapıda ne kadar verinin gizlenip gizlemediğini analiz etmeye çalışıyoruz. Resim, yazılı metin, ses veya müzik dosyası gibi farklı formatta bir veri olabilir. Oluşturduğumuz sistem sayesinde resmin içinde bile gizli veri olduğunu anlayabiliyoruz.”

Veriyi gizleme ya da gizlenmiş veriyi ortaya çıkarma uygulamalarının başkaları tarafından da ortaya konduğunu söyleyen Özçakmak, ”Fakat hiçbir program ‘bunun içine kesinlikle veri gizlenmiştir’ diyemiyordu. Bizim ortaya koyduğumuz farklılık bu” dedi.

Kimsenin doğrudan anlayamayacağı durumu analiz ediyor

Bu proje ürün haline geldiği takdirde başka kurumlarla veya kendi altyapısı içinde gizliliğin önemli olduğu birçok kurumun kullanabileceğine işaret eden Özçakmak, herhangi bir nedenle kişilerin veri dosyasının içine gizli bilgileri gömerek kuruma zarar verebileceğini savundu.

Aralık ayında Amerika’da düzenlenecek Uluslararası konferansta projenin sunumu ve oluşturulan sistemin altyapısını tanıtacaklarını belirten Özçakmak, sistemin masaüstü uygulaması veya kurumlara ticari bir ürün haline getirme çalışmalarının sürdüğünü ifade etti.

Özçakmak, sistemin çalışma prensibini şöyle anlattı:

”Modelde öncelikle bir ses dosyasının farklı algoritmalarla veri izlemesine baktık. Bir ses veya metin dosyasını, nasıl, hangi algoritmalarla gizleriz veya nasıl gizlediğimizde veri aynı kalır. Bir ses dosyasında farklı frekansları bozarsanız insanlar dinlerken bunu anlayabilir. Fakat bunu kullanılmayan ‘bit’lerle, yani bozmadan yaparsanız bu anlaşılmaz. Biz öncelikle bunun analizini yaptık.

Verileri bu kullanılmayan ‘bit’lere gizleyerek ‘zeki sistem’imizi eğittik. Zeki sistemle ‘bit’leri algılayıp, değişip değişmediğini ve hangi ölçülerde değiştiğini analiz edebiliyoruz. Bu sayede de aynı şekilde çalan 2 ses dosyası her ölçümde de aynı sonucu verir. Fakat ben ‘içine gizlenmiş olan mesajı göster’ dediğimde mesajı gösterebiliyor. Bu sayede kimsenin doğrudan anlayamayacağı durumu analiz edebiliyor ve içindeki gizli veriyi ortaya çıkarabiliyoruz.”

(A.A)

Suriye yolcu uçağı Ankara’ya indirildi

İstihbarat kaynaklarından edinilen bilgiye göre kargosunda silah bulunmasından şüphelenilen, yerel saatle 15.00’da Moskova (Vnukovo) – Halep-Şam seferini yapan Suriye Havayolları’na ait RB-442 sefer sayılı A-320 Airbus tipi bir yolcu uçağı Türk hava sahası üzerindeyken, Türk F-16 savaş uçakları tarafından Ankara Esenboğa Havalimanı’na indirildi.Gelişme yaşanırken Türk Dışişleri Bakanlığı’nın konuyla ilgili ‘acil’ bir bildiri yayınladı ve Suriye hava sahasında bulunan Türk uçaklarını Suriye’nin misilleme yapma olasılığına karşı uyarıda bulundu

 

 

 

                                                                                                            KARGODA 12-13 DEV KOLİ

Ankara Esenboğa Havalimanı’nda güvenlik şeridine alınan uçakta yapılan incelemede yaklaşık 12-13 dev koliye rastlandı. Yapılan ilk incelemede uçakta askeri amaçlı haberleşme cihazları olduğu ayrıca uçakta füze parçası olduğu değerlendirilen malzeme bulundu ve el konuldu.

 

 

TÜRKİYE SURİYE ÜZERİNDEKİ SİVİL UÇUŞLARI DURDURDU

Türk Dışişleri Bakanlığı, Suriye hava sahasının emniyetsiz hale gelmesi nedeniyle Türk sivil uçaklarının bu bölgedeki uçuşlarını durdurdu. Cidde’ye hac seferi yapan THY uçağı  hava sahası kapanması nedeniyle Adana’ya indi.

Akşam saatlerinde Dışişleri Bakanlığından gelen bilgi doğrultusunda Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) Türk havayolu şirketlerine acil kodlu geçtiği bilgi ile Suriye hava sahasını kullanan tüm sivil uçakların derhal geri dönmesini istedi. Bu gelişmelerin yaşandığı dakikalarda Moskova Vnukovo Havalimanı’ndan kalkan Suriye yolcu uçağı Türk hava sahasında uçarken Türk savaş uçakları tarafından Ankara Esenboğa Havalimanı’na indirildi. Aynı saatlerde hac uçuşu yapmak üzere Bursa Yenişehir Havalimanı’ndan kalkan Türk Hava Yolları uçağı Suriye hava sahasının kapanma bilgisi ulaştığı için Adana’ya saat 18.30’da inmek zorunda kaldı.

 

 

 

TÜRK UÇAKLARI SURİYE HAVA SAHASINI KULLANMIYOR

Sivil Havacılık Genel Müdürü Bilal Ekşi,  Esenboğa Havalimanı’na indirilen  Suriye’ye ait yolcu uçağında mürettebat dahil, 37 kişinin bulunduğunu söyledi. Ekşi, Türk uçaklarının Suriye hava sahasını kullanmamaları yönünde  uyarıldığı iddiasıyla ilgili de “Türk uçakları Suriye hava sahasını  kullanmıyor” dedi.

Öte yandan Cidde seferini yaparken Adana’ya inen Türk Havayolları’na ait  uçağın yakıt ikmalinin ardından hareket ettiği belirtildi.

Havaalanı yetkililerinin yaptığı açıklamada, Bursa’dan  hareket eden Türk Hava Yolları’nın Cidde’ye giden uçağının saat 18.45’te Adana  Şakirpaşa Havaalanı’na iniş yaptığı belirtildi.İçinde 330 yolcusu bulunan ve yakıt ikmali yaptığı kaydedilen uçağın 19.58’de  Cidde’ye hareket ettiği bildirildi.

Alevi mitinginde gerginlik

Sıhhiye’de yapılan “Laik ve Demokratik Türkiye İçin Eşit Yurttaşlık Mitingi”nde meydana kurulan platformdan yapılan açıklamada, arama noktası kayıtlarına göre, alanda 155 bin kişinin bulunduğu belirtildi. Alevi Bektaşi Federasyonu ve Alevi Dernekleri Federasyonu öncülüğünde Türkiye’nin dört bir yanından Alevi derneklerinin, kitle örgütlerinin ve siyasi partilerin katılımıyla yapılan “Laik ve Demokratik Türkiye İçin Eşit Yurttaşlık Mitingi”, Sıhhiye Meydanı’nda başladı.

Ankara Tren Garı’nda sabah saatlerinden itibaren toplanan ve sayıları binleri bulan büyük kortej, saat 10.30’de Sıhhıye istikametine doğru yürüyüşe geçti. “Size söz 35 can, Sivas’ta dirilecek Pir Sultan”, “Zorunlu din dersine hayır”, “Cemevleri Ucube değil, ibadethanedir” pankartları ve “Pir Sultan pirimiz, Kızılbaşlık yolumuz”, “Suriye halkı kardeşimizdir”, “Susma haykır, savaşa hayır” sloganları ile Sıhhıye Meydanı’na yürüyen korteje katılanların kortej çevresinde el ele tutuşarak insan zinciri oluşturduğu kortejin ön sıralarında ise kol kola giren katılımcıların saflar oluşturduğu görüldü.

 

 

ÖDP, TKP, Halkevleri, Halkın Kurtuluşu Partisi gibi siyasi örgütlerle kitle örgütlerinin de destek verdiği miting için kortejin baş kısmı Sıhhiye Meydanı’na ulaştığında henüz Ankara Garı’nda hareket etmeyen grupların olduğu görüldü. Kortejin yürüyüşü CHP otobüsü üzerinden yönlendirilirken, yürüyüşe Kızıldavul adlı davul ve trampet ekibiyle Beşiktaş Çarşı grubu da katıldı. Korteje öncülük eden CHP otobüsünden yapılan anonslarda mitingin “zorunlu din derslerinin kaldırılması, cemevlerine yasal statü verilmesi, Alevi evlerine işaret konulmaması, içeride ve dışarıda barışın sağlanması amacıyla yapıldığı” belirtildi.