Etiket arşivi: cinsel sağlık

Doğal yaşamdan uzaklaşan erkeğin sonu

 

 

Genel anlamda kısırlık sorunlarının yarısına yakını erkeklerden kaynaklanır derken şimdilerde sanki erkek sorunları daha da artmış gibi görünüyor. Bu sadece kişisel gözlemimiz değil elbette..araştırma sonuçları da bunu destekliyor. Dünya Sağlık Örgütü de normal erkek sperm sayı ve hareketini yakın bir geçmişte aşağıya çekti. Yapılan araştırmalarda da son 50 yılda erkek sperm sayı ve hareketlerinin azaldığı ortaya konuldu.

 

Peki, nedir bunun sebepleri?

 

Büyük suçlu aslında yaşamımızın içinde olan, bizi farkettirmeden yavaş yavaş hastalandıran kimyasallar ve toksik maddeler muhtemelen.

 

erkeklerGıda, temizlik gibi alanlarda kullanılan plastik malzemelerden salınan ve vücudumuza giren fitalatlar, artan hava kirliliği, içme suyundaki kirlenme, tarım ilaçlarının kontrolsüz yoğun kullanımı ve hayatımızın içersine tamamen yerleşmiş olan cep telefonu veya kablosuz bağlantılı dizüstü bilgisayarlar, elektromanyetik dalga yayan mikrodalga fırınlar ve benzeri sayısız cihaz da aslında erkeğin geleceğini tehdit ediyor…

 

üreme sağlığı ve kısırlık konularında dünyanın önde gelen saygın dergilerinden birisi olan‘Fertility and Sterility’ dergisinde geçen aylarda yayınlanan bir çalışmada; erkeklerin dizüstü bilgisayarlarını üreme organlarına yakın bir yerde uzun süre tutmaları ile testislerde belirgin ısı artışı ve kablosuz bağlantı kullanımından oluşan elektromanyetik dalgalara maruz kalma sonucunda sperm üretiminde bozulma oluştuğu bildirildi. Aşırı sıcak ortamın sperm üretimini bozduğu, hareketli sperm oranını azalttığı zaten bilinmekteydi, buna bir de teknolojinin hayatımıza soktuğu elektromanyetik dalgaları da kattığımızda, alın size üreme sorunları..

 

İş üreme yeteneğinin azalmasıyla sınırlı kalsa yine iyi de, potansiyel olarak kanser tehlikesinin de altında aynı sebepler yatabiliyor. Hemen tüm dokuların kanserlerinin oluşumunda çevresel faktörlerin rolü artık biliniyor. Dünya Kanser Raporuna göre kansere yakalanma yaşı da gittikçe küçülüyor ve 2030 yılında birinci ölüm nedeni olacakmış. Kanser hakkında fazla konuşmaya gerek yok, hepimiz nasıl bir hastalık olduğunu, dostlarımızı sevdiklerimizi nasıl acımasızca alıp götürdüğünü biliyoruz. Babasını kanserden yitiren biri olarak bunları yazmak benim için de ayrıca anlamlı..

 

Peki ne yapmalıyız

 

Aslında çok da zor değil. Tek yapmamız gereken doğamıza, dünyamıza sahip çıkmak, hayatımıza biraz daha özen göstermek..
Doğayla, toprakla barışalım, onu koruyalım, yanlış beslenme alışkanlıklarımızı artık bırakalım ve organik beslenmeye yönelelim. Mangal keyfi alışkanlığımızı yeniden gözden geçirelim, bol su ve sebze meyve tüketelim, alkol ve kafeini sınırlandıralım, sigarayı kesinlikle bırakalım, plastik gıda saklayıcılarını uzaklaştıralım, su dahil her tür yiyecek içecek saklanması için cam kullanalım, teflon kullanmayalım. Düzenli spor yapalım, cep telefonlarıyla çok uzun konuşmayalım ve mümkünse hoparlörle, kulaklıkla veya bluetooth ile kullanalım. Cep telefonlarını kemerimizde veya cebimizde taşımayalım, kablosuz bağlantılı bilgisayarları da dizüstünde kullanmayalım…

 

Günlük yaşantımızla ilgili yapılması gereken, tavsiye edilecek belki daha yüzlerce nokta var ama bu kadarını bile uygulamak kim bilir neleri düzeltecek, hangi yaşamları kurtaracak..

 

Soru ve görüşleriniz için: lasinselman@mynet.com

Cinsel sorunlarınızı paylaşın

Cinsel sorununuz ister sürekli isterse dönemsel olsun, ister sizden ister eşinizden kaynaklansın, ilişkinizi korumaya almalısınız. Öfke, endişe, mutsuzluk, hayal kırıklığı, çaresizlik, beğenilmeme korkusu, kendini ve karşısındaki suçlama gibi olumsuz duyguların eşinizle olan ilişkinizi etkilemesine izin vermemelisiniz. Bu nedenle bir cinsel sorununuz olduğunda hem kendi hem de eşinizin duygularına odaklanmalısınız.

 

 

Cinsel sorunların çiftleri birbirinden uzaklaştırdığı biliniyor. Cinsel problemler bazen ilişki problemlerinin ana nedeni oluyor. Bazen de ilişki sorunları cinsel problemlerin çok daha derininde yatıyor. Sebep her ne olursa olsun ilişkinize özen göstermeniz hem birbirinizi anlamanızı sağlayacak hem de cinsel sorunlarınızın daha kolay üstesinden gelmenize yardımcı olacaktır.

 

 

Cinsel sorunlarla boğuşuyorsanız ve bu ilişkinizi olumsuz etkilemeye başladıysa aşağıdaki önerileri gözden geçirmeniz size fayda sağlayacaktır. Ancak yine de gerektiğinde bir uzmandan yardım alarak, cinsel sorunlarınızın altında yatan psikolojik faktörleri ortaya çıkarmalı ve birbirlerinizle olan güveninizi, saygı ve sevginizi tekrar canlandırmalısınız:

 

 

 

Eşinizle konuşun: Eşinizle cinsel sorunlarınız hakkında konuşmanız, ona bu problemlerin bilincinde olduğunuzu anlatmanız ilk adımdır. Pek çok erkek ve kadın cinsel sorunlarını konuşmaktan çekindikleri için eşlerinden uzaklaşırlar. Örneğin orgazm sorunu yaşayan bir kadın eşiyle konuşmak yerine, cinsel ilişkiden kaçınmak için çeşitli bahaneler öne sürebilir. Bu durum çifti daha da uzaklaştırır. Ayrıca eşiniz, sorunu görmezden gelmenize sinirleniyor olabilir. Eğer durum böyleyse ona açık bir dille sorunun gerçekten de ilgi istediğini, bu zamana kadar fark etmediğiniz için özür dilediğinizi ve onu çok sevdiğinizi söylemeniz yararlıdır. Ayrıca eşinize iltifat etmeniz, onun sevdiğiniz yanlarını ona anlatmanız da önem taşır.

 

 

Fiziksel teması kesmeyin: Cinsel sorun yaşayan çiftler birbirleriyle olan fiziksel temastan da uzaklaşmaya başlar. Bunun sebebi pek çok çiftin fiziksel temasın mutlaka cinsel ilişki ile sonlanacağı ile ilgili yanlış inançlara sahip olmasıdır. Oysa fiziksel temas cinselliğin ilk adımı olsa da cinsellik fiziksel temasın kesin sonucu değildir. Dokunma, sarılma, okşama, öpme gibi fiziksel temaslar birbirinize olan yakınlığınızı korumanız açısından büyük önem taşır. Bu nedenle olumsuz bir cinsel ilişki yaşayacağınıza dair endişe, telaş ve streslerinizi bir yana bırakarak eşinizi sevdiğinizi belli etmekten kaçınmayın.

 

 

Kendinize yüklenmeyin: Cinsel sorunlarınız nedeniyle kendinizi en ağır eleştirilere maruz bırakmanız size bir fayda sağlamaz. Aksine bu durum eşinizi mutlu etmenizi ve ilişkinizi kuvvetlendirmenizi zorlaştıracaktır. Bu nedenle kişisel eleştirileri bir yana bırakın. Sorunlarınızı çözeceğinize inanın. Olumlu olmaya gayret edin.

 

 

Onu suçlamayın: Eşinizin davranışları cinsel problemlerinizin ana sebebi de olsa onu suçlamayın. Bu durumu asla iyileştirmeyecektir. Başka bir deyişle ilişkinizi daha gergin, daha öfke dolu yaparak cinsel sorunlarınızı daha da kötüleştirecektir. Bu nedenle onu suçlamak yerine onunla dürüst, açık ve sevgi dolu bir dille konuşmayı deneyin. Eğer bunu başaramıyorsanız mutlaka bir cinsel terapi veya çift terapisi uzmanından yardım alın.

 

 

 

Cinsellikten vazgeçmeyin:Cinsel sorunlar yaşıyorsunuz diye cinsellikten tamamen vazgeçmeniz yanlış bir davranıştır. Cinsellik tam bir cinsel beraberliğin çok ötesinde anlamlar taşır. Eğer sertleşme sorunu veya erken boşalma problemi yaşıyorsanız eşinizle birlikte cinsellikten keyif almanızı sağlayacak diğer davranışlara yönelebilirsiniz. Bu, birbirinize fiziksel ve duygusal anlamda bağlanmanızı sağlayacak, cinsel sorunlarınızın cinselliğinizi etkilemediğini size gösterecektir.

DR. ECE HATTAT

Cinsel güç artırıcı bitkilere dikkat

Cinsel gücü artırıcı olduğu iddia edilen ürünün, bazı gazetelere verilen ilanında “Helal Sertifikalı”, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’ndan onaylı gibi ibarelere yer verildi.
Macunun hem kadınlar hem de erkekler için farklı versiyonları bulunuyor. “Evlilikte Mutluluğa Epimediumlu Bitkisel Çözüm” sloganıyla tanıtılan macunun içeriğinde ise yüksek oranda azgın teke otu ve diğer bitkilerin karışımı olduğu belirtiliyor.

 

– Cinsel isteği ve gücü katlayarak artırır, daha güçlü ve hızlı ereksiyon sağlar…

– Cinsel ilişkinin süresini uzatır.

– Erken boşalma sorununu ortadan kaldırır…

– Peniste doku duyarlılığını artırır sonlanmadan, etkisini yitirmez…

– Sperm sayısını ve kalitesini artırarak üreme yeteneğini geliştirir.

 

YARARDAN ÇOK ZARAR OLABİLİYOR

 

Konu ile ilgili Memorial Şişli Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Mehmet Murad Başar bitkisel içerikli ürünlere ilişkin hurriyet.com.tr’ye konuştu; “Bitkisel içerikli cinsel gücü artırıcı ürünlerin içeriğinde hangi maddenin hangi oranda ve ne düzeyde kullanıldığı bilinmiyor. Bu ürünlerin içeriğindeki maddelerin bir kısmı ve dozu vücut için yararlı olabilirken, bazılarının kullanımı ise kesinlikle tehlikeli olabiliyor. Cinsel gücü artırdığı gerekçesi ile satılan bitkisel ajanların içinde bulunan yararlı maddeler, günlük besin tüketimi içinde zaten alınıyor. Bundan daha da yarar sağlamak için ek ürünler kullanmak, vücut bu maddeleri daha önce aldığı için bir fayda sağlamıyor. Örneğin bir ürünün içinde A ve B maddesinin bulunduğu; A maddesinin yararlı B maddesinin de zararlı olduğu varsayıldığında, A maddesi zaten normal beslenme şekli ile alındığından, takviye olarak alınması bir anlam ifade etmiyor. Bir süre sonra bu ürünü kullanırken, yarar görmek yerine içindeki B maddesinin zararından etkilenildiği için, ürün kişi için tehlikeli olabiliyor. Yan etkiler ile kişiye rahatsız edebiliyor.”

 

“DİĞER KARIŞIMLAR FARKLI ETKİ EDEBİLİR”

Prof. Dr. Başar’a göre; “İlaçların temeli bitkilerden oluşsa da bu bitkiler bir araya getirilip karışım olarak kullanıldığında, ana bitkinin afrodizyak etkisi olmasına rağmen diğer karışım bitkiler farklı etkilere neden olabiliyor. Bunların belli bir ilaç konsantrasyonu şeklinde uzmanlar tarafından hazırlanması ve kullanımı için de; içindeki etken maddeler göz önüne alınarak doktor önerisi ile hareket edilmesi gerekiyor. Bu tür ürünlerin araştırması yapılırken, internette satılan versiyonlarında itibar edilmeden doktor görüşü alarak hareket etmek çok önemli. Azgın teke otu ayrıca çin kaynaklı bir bitki  Kaynak: Hürriyet