Etiket arşivi: mısır

Cumhurbaşkanı Gül Mısır Suriye Olmasın

Cumhurbaşkanı Gül  Mısır Suriye OlmasınCumhurbaşkanı Abdullah Gül, Azerbaycan’a giderken Mısır’daki olaylar konusunda şu açıklamayı yaptı:

“Korkum şu ki Mısır bu gidişle içinden çıkılmaz kaosa gider. Bu yol Mısır için çıkmaz yoldur. Herkesin kendi ülkesinin kıymetini bilmesi, tarafların biraraya gelip aklıselim mantık yoluyla tekrar Mısır’ın demokrasiyle buluşacağı süreci başlatmaları gerekir. Hemen komşularımızda olup bitenler nasıl başladı hatırlayalım; Suriye’de sivil halka müdahale halkı bu noktaya getirdi. Mısır’da bunu tahayyül bile etmek istemem, çünkü sadece bölgeyi değil Müslüman dünyasını ilgilendirip etkileyecek bir gelişme gösterir. Herkesin aklıselimle hareket etmesinin zamanı çoktan geçmiştir. Herkesin bir araya gelmesi gerekir. Yapılacak ilk iş Mursi’nin serbest bırakılması, yapılacak ilk seçimlere herkesin katılacağı şeffaf düzgün seçimlerin yapılmasıdır. Korkarım bu böyle giderse Mısır’ın uzun bir süre tekrar demokrasiyle buluşması zor olur. Bu da hem Mısır halkı hem İslam dünyası için büyük kayıp olur. O bakımdan bu yolun yol olmadığını hatırlatmak isterim. Mısır halkının tamamı bizim kardeşimizdir. Sivil topluma silahla müdahale hiçbir yerde meşru görülemez…” – İstanbul

Başnakan Erdoğan Seçim barajı gündemimizde yok

Başnakan Erdoğan Seçim barajı gündemimizde yok

Başbakan Erdoğan, seçim barajının düşürülmesinin gündemlerinde olmadığını belirterek, ‘basında yer alan demokrasi paketiyle ilgili iddialar da ya sızma ya da sızdırmadır. Gerçeklikle alakası yoktur’ diye konuştu.

TİMES GAZETESİ’NDEKİ İLAN

Gazetecilerin Times gazetesindeki ilanla ilgili sorularına da cevap veren Erdoğan, “Bunlar aklını kiraya veren insanlardır. Yüzde 50 oy almış bir partinin genel başkanına diktatör deme densizliğini gösteriyorlar. Sen Recep Tayyip Erdoğan’ı tanıyorsun? Türkiye’yi tanımadıkları için bu haberleri yapıyorlar. Parayla Times kendi sayfasını kiraya veriyor. Biz şu anda Times ile ilgili de hukuki girişimlerde bulunacağız” diye konuştu.

BARAJI BİZ ÇIKARMADIK

Muhalefetin eleştirileri hakkında ne düşündüğü sorulan Başbakan, “Benim barajla ilgili düşüncem bellidir. Bizim bu konuyla ilgili herhangi bir oynama gündemimizde yok. Baraj bizim dönemimizin çıkardığı birşey değildir. Biz ülkemize sancı çektirmek istemiyoruz. Tecrübe edilmiş süreci devam ettirmek istiyoruz. Demokratikleşme süreciyle ilgili açıkladığımız bir paket yok” cevabını verdi.

MISIR’DA GERGİN CUMA
Mısır hakkında da konuşan Erdoğan, Sayın Mursi’yle ilgili açıklama yapılıyor. Namaz kılarken öldürüyorlar. Askeri bir darbe yaşanıyor Mısır’da. Darbeyi yapan kişi taraftarlarını sokağa dökmek istiyor. Mısır’ın en büyük talihsizliği yolsuzluklardı. Asıl bunlara yol vermeyen sandıktır. Sandıktan neden korkuyorlar. Sandıktan korkanlar darbe yolunu seçerler”

Zulme kayıtsız kalamayız

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin kronik meselelerini çözüm yoluna koyarak kardeşliğini pekiştirerek, geleceğe daha bir emin adımlarla yürüdüğünü belirtti. Erdoğan, “Türkiye kendisine dayatılan gündemlere boyun eğmiyor, tuzağa düşmüyor. Kendi gündemini kendisi belirliyor ve kendi gündeminin peşinden koşmaya devam ediyor” dedi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Bingöl Havalimanı’nın açılışını gerçekleştirmek üzere AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ile birlikte uçakla kente geldi.
Başbakan Erdoğan’ın açılışını yapacağı havalimanı çevresinde geniş güvenlik önlemleri alınırken, alana 200 metre mesafedeki oto park alanındaki araçlar, jandarma bomba uzmanı dedektör köpekler tarafından didik didik arandı. İki Kobra helikopter havada sürekli uçuş yaptı.

ALANA İLK BAŞBAKAN’IN UÇAĞI İNDİ
başbakanBaşbakan Erdoğan, Bingöl Havalimanı’na bugün kendilerinin indiğini, yarın da resmi olarak sefelerlerin başlayacağını belirterek, “İnşallah Bingöl, bu havalimanı sayesinde, Solhan’daki yüzen adayı görmek için gelen çok sayıda turisti ağırlayacak. Bu havalimanı sayesinde Bingöl, Karlıova’da, o doyumsuz güneşin doğuşunu seyretmek isteyen çok sayıda ziyaretçiyi ağırlayacak. Bingöl’ün kartal oyununu seyretmeye inşallah çok daha fazla turist gelecek. Yapımına devam ettiğimiz Haserek Kayak Tesisi inşallah kış aylarında ziyaretçilerle dolup taşacak” dedi.

GÜZEL BİR SÜREÇTEN GEÇİYORUZ
Başbakan Erdoğan, verilen destekle çözüm süreci adı verdikleri sürecin çok başarılı şekilde ilerlediğini belirterek, “Allah’a hamdolsun, aylardır bu bölgeden acı haberler değil, artık müjdeler alıyoruz, artık güzel haberler alıyoruz. Bu bölgede güzel gelişmelere şahit oluyoruz. Umutların çoğaldığı bir süreçten geçiyoruz. Baharın dağlarımızda, ovalarda, şehirlerimizde, köylerimizde kalıcı hale geldiği, kardeşlik ikliminin yüreklerimizi kuşattığı bir süreçten geçiyoruz. Gençlerin ölmediği, annelerin, babaların gözyaşı dökmediği, acının yürekleri kavurmadığı, herkesin umutla geleceğe baktığı, şevkle işine
sarıldığı güzel bir süreçten geçiyoruz” dedi.

BİNGÖL’ÜN KALBİMİZDE AYRI BİR YERİ VAR
Bingöl’e özellikle teşekkür ettiğini söyleyen Erdoğan, 12 Eylül darbesi sonrası anayasa oylamasında en yüksek ’evet’ oyu veren illerin ilk sıralarında Bingöl’ün geldiğini ve bunu unutmadıklarını söyledi. Erdoğan, “Kardeşlerim, Bingöl terör karşısında da dik durdu. Bingöl, demokrasiyi muhafaza etme noktasında her zaman dik durdu. Bingöl, darbeler noktasında, darbelere karşı gelme noktasında da her zaman dik durdu. Bingöl’ün, bizim kalbimizde, bizim gönlümüzde çok ayrı bir yeri var. Sizlerin desteğini çok ama çok önemsiyoruz. Sizlerin hayır duasını çok ama çok önemsiyoruz. Demokrasi
mücadelesinde, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi yolunda, çözüm sürecinde Bingöl ile birlikte yürümeyi çok çok önemsedik. Onun için Bingöl’e sonsuz şükranlarımızı iletiyoruz” dedi.

“TUZAKLARA ASLA EYVALLAH ETMEYECEĞİZ”
Dünyanın çok zor bir süreçten geçtiği günlerde Türkiye ekonomisinin istikrarla büyümeye devam ettiğini söyleyen Erdoğan, şöyle dedi:
“Dünyanın çalkantılı bir süreçten geçtiği şu günlerde, Türkiye bölgesel meselelerde, küresel meselelerde diklenmeden dik duruyor, onurlu, ilkeli bir duruş sergiliyor. Türkiye, kronik meselelerini çözüm yoluna koyarak kardeşliğini pekiştirerek, geleceğe daha bir emin adımlarla yürüyor. Türkiye kendisine dayatılan gündemlere boyun eğmiyor, tuzağa düşmüyor. Kendi gündemini kendisi belirliyor ve kendi gündeminin peşinden koşmaya devam ediyor. Bizim gündemimizde ne var biliyor musunuz? Millet var. Bizim gündemimizde ne var biliyor musunuz? Hizmet var. Bizim gündemimizde işte
Bingöl’de olduğu gibi şehirlerimize havalimanlarını inşa etmek, yollar, hastaneler, konutlar, okullar inşa etmek var. Biz yapay gündemlere, sanal gündemlere aldanmıyor, onların peşine takılıp gitmiyor, ülkemizi büyütmenin, şehirlerimizi büyütmenin, aziz milletimizi daha fazla huzura, daha fazla refaha kavuşturmanın mücadelesini veriyoruz. Elbette bundan rahatsız olanlar var. Türkiye’nin bu kararlılığından rahatsız olanlar var. Türkiye’nin büyümesinden, Türkiye’nin güçlenmesinden, Türkiye’nin
içeride ve dışarıda barışı, huzuru, kardeşliği savunmasından rahatsız olanlar var. Biz, onların bu rahatsızlığı karşısında asla geri adım atmayız ve atmayacağız. Türkiye üzerine oynanan oyunlara, Türkiye’ye kurulan tuzaklara asla eyvallah etmeyeceğiz. Allah’ın izniyle tüm tuzakları aşacağız, tüm oyunları bozacağız. Türkiye’yi istikrar içinde, güven içinde büyütecek ve 2023 hedeflerine ulaşacağız.”

MISIR HALKI OYUNU BOZDU
Mısır’da yaşanan olaylara da değinen Başbakan Erdoğan, “Bakın kardeş ülke Mısır’da birçok meydanda Mısırlı kardeşlerimiz darbeye karşı çıkıyorlar. Mısır’da kardeşliği zedeleyecek hareketlere girişmeden darbeye itiraz ediyorlar. Ve ne diyorlar: Benim oyum nerede. Benim oyuma ne oldu. Bunu soruyorlar. Bu bölgenin insanını koyun zannedenler çok yanılıyorlar. Mısır’da darbeyi yaparız, işimize yaparız diye düşündüler. Ama Mısır halkı bu oyunu bozdu” dedi.
Mısır’daki olayların benzerinin Türkiye’de de uygulanmaya çalışıldığına dikkat çeken Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
“Benzer senaryoyu Türkiye’de uygulama istediler. Ağaç diyerek, çevre diyerek, park diyerek insanları sokağa döktüler. Bingöl’de kaç kişi sokağa döküldü bilemiyorum. Ama bakın sadece bir açılışı töreninde burada binler var. Türkiye’de demokrasiye sahip çıkanları koyun olarak gördüler. Kömürcü, makarnacı dediler. Camilerimize başörtülü kızlarımıza hakaret ettiler. Ama millet sandığa demokrasiye sahip çıktı. Bu bölgede halklar darbelere karşı çok dik duruş sergiliyorlar. Birileri iki yüzlü davranabilir. O bizi ilgilendirmiyor. Eğer onların bir hesabı varsa Allah’ın da milletin de bir hesabı var. Onların bir tuzağı varsa Allah’ın da milletin de bir tuzağı var. Siz bu oyunları bozdunuz, inanıyorum ki bundan sonra da bozacaksınız.”

ŞIRNAK ŞERAFETTİN ELÇİ HAVALİMANI
Türkiye’de yaşayan 76 milyon nüfusu kucaklayan ve hepsine eşit mesafede duran bir iktidar olduklarını anlatan Erdoğan, Şırnak’ta yapımı tamamlanan ve önümüzdeki günlerde açılışı yapılacak hava limanına, BDP’nin desteğiyle milletvekili seçilen Şerafettin Elçi’nin adını verdiklerini duyurdu. Erdoğan, şöyle dedi:
“Biz, 76 milyonu bir ve beraber gören hep birlikte kucaklayan hepsine eşit mesafede duran bir iktidarız. Şimdi ben sizden bir cevap bekliyorum. 10 yıl önce Bingöl’e havaalanı yapılacak denseydi inanır mıydınız. Ama bakın şimdi oldu. Bugün açtık. Zira Ak Parti iktidarı bu. Önümüzdeki hafta bugün Kastamonu havaalanını açacağız. Ondan sonraki Cuma Şırnak’tayız. Şırnak’a müjde veriyorum. Bu ülkenin eski siyasetçilerinden Şırnak’ın evladı Şerafettin Elçi havalimanı açacağız. Bizim kitabımızda ayırımcılık yok. Halkımızın hepsini kucaklayan bir partiyiz. İnşallah şartları daha da geliştireceğiz. Daha ucuza yolculuk koşulları da gelecek. 1,5 saatte İstanbul’a gidilecek. Bak nereden nereye geldik. Şurada Bingöl’ün en ücra köşesine gitmeye kalksan ancak o kadar sürede varırsınız 10 yıl önce Bingöl’de deprem olduğunu bu kardeşiniz buraya geldi. Bingöl’ü yeniden inşa edeceğiz dedik. Yollar hastaneler yapıldı mı. Yapıldı. Hem Bingöllü kardeşlerimim hem tüm Türkiye’nin oynana oyunlara kurulan tuzaklara karşı çok ama çok dikkatli olmasını istiyorum. Büyüyen güçlenen Türkiye’yi yolunda çıkarmak için yapılan tahriklere karşı herkesin sabırlı olmasını istiyorum.”

ÇÖZÜM SÜRECİNİ SABOTE ETMEK İÇİN YAPTILAR
Çözüm süreci ve Akil İnsanlar konusuna da değinen Başbakan Erdoğan, “Akil insanlarla 81 vilayette çalışma yaptık. Cözüm sürecinde üzerimize düşenleri büyük hassasiyetle yerine getiriyoruz. Biz sorumluluğumuzun idrakindeyiz. Biz bu süreçte sabotajları ve provokasyonlar olacağını defalarca ifade ettik. Önce Paris, ardından AK Parti Genel Merkezi’ne yapılan saldırı, ardından Reyhanlı sonra da İstanbul’da başlatılan olaylar, hem çözüm sürecini sabote etmek için yapılan olaylardır. Bu olaylar genelde Türkiye, özelde ise çözüm sürecini hedefleyen olaylardı. Böyle tencere tava çalanlara aldanmayın. Halkını rahatsız eden bu insanlar demokratik bir arayış içinde değiller. Tam aksine gürültü kirliliği ile çevreyi katlediyorlar. Çözüm sürecinden geri adım atmayacak sabırlı yolumuza devam edeceğiz. Çözüm sürecini kesintiye uğratmak isteyenler vebalinden kurtulamaz. Bu süreci başarısızlığa uğratmak için şark kurnazlığına girenler tarihe ve bu milleti bunun hesabını veremezler. Bingöl’den bu sürece sımsıkı sahip çıkmasını bekliyoruz. Siz sürece sahip çıkarsanız tüm tuzaklar bozulacak, süreç hedefe ulaşacaktır. Bugün Bingöl’de tarihi bir gün yaşıyoruz. Yılların özlemi olan havaalanı kazandırıyoruz. Ancak başka müjdeledim de var” dedi.
Yapılan konuşmaların ardından Başbakan Erdoğanve beraberindekiler kurdele kestikten sonra Bingöl Valiliği’ne geçti.

39 MİLYON LİRAYA MALOLDU
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın açılışını yaptığı Bingöl Havalimanı’nın ihalesi 1995 yılında yapılarak inşaatına 1996’da başlandı. Ödeneksizlik nedeniyle yıllarca atıl durumda kaldı. Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın girişimiyle 2009 yılında yeniden yapımına başlanan havalimanı 39 milyon liraya maloldu. Kent merkezine 20 kilometre mesafedeki Çeltiksuyu Mevkii’nde yapılan havalimanında 2 bin 300 metre uzunluğunda, 45 metre genişliğinde pist bulunuyor. Yıllık 500 bin yolcu kapasiteli 4 bin metrekare kapalı alana sahip havalimanı bir terminal, giriş kontrol binası, kule, teknik bina, DHMİ hizmet binas, ısı ve güç merkezi, su deposu, emniyet, jandarma, itfaiye binaları ile otopark yer alıyor.

“ÜNİVERSİTELERDE DEVLETİN GÜVENLİK GÜÇLERİ GÖREV YAPACAK”
Bingöl Havalimanı’nın açılışını gerçekleştiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, daha sonra Bingöl Valiliği’ni ziyaret etti. Erdoğan, yol boyunca vatandaşların ilgisini görünce, otobüsünü durdurup çocuklara oyuncak dağıttı. Valilik binası önünde törenle karşılananan
Başbakan Erdoğan, Vali İbrahim Taşyapan’la yaklaşık 1.5 saat görüştü. Bu sırada Bingöllü olan Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ile birlikte valilik binası balkonuna çıkarak gazetecilere, “Çekin bakın Bingöl’ün iki bakanı var” diyerek Bağış’ı gösterdi. Erdoğan’ın, valilik ziyareti sırasında da sıkı güvenlik önlemleri alındığı görüldü. Bir helikopter kent üzerinde sürekli uçuş yaptı.
Başbakan Erdoğan, valilik çıkışında da toplanan kalabalığın içerisindeki çocuklara oyuncak dağıttı, ardından Bingöl Üniversitesi’nde verilen iftar yemeğine katıldı. Erdoğan, Ramazan ayı ile birlikte gündemlerine sabır ve sevgi yerleştiğini, Allah’ın sabrı sevdiğini ve sabır edenlerle birlikte olduğunu ifade ederek, “Sabır ancak acziyet değildir. Bizim nezdimizde sabır ileri görüşlülüktür geleceği düşünmektir. Hayal etmektir” dedi. Bugüne kadar çok zulüm, baskı, provokasyon ve haksızlık gördüklerini ama sabır ve metanetle hepsinin üstesinden geldiklerini söyleyen Erdoğan, şöyle konuştu:
“Diklenmeden dik durarak mücadelemizi sürdürdük, diğer yandan dua ettik, sabrın sonunda muradımıza ulaştık. Demokratik hayatımızda çok muhtıra ve darbe yaşadık. Aziz milletimiz onca badireye rağmen dünyaya kardeşlik dersi vermiştir. Milletimiz kardeşinin acısını kendi acısı bilmiş kardeşinin başarısı ile övünebilmiştir. Bizler kendi kalbini kardeşinin kabine yerleştirmiş milletin çocuklarıyız. Suriye, ve Mısır’da kardeşlerimizin acısını içimizde hissettik. Birileri ’Dış politika iflas etmiştir’ diyor. Bunlar tarihi bilmiyor. Ecdadımız Osmanlı’nın Hint Yarım Adası’na gitmesinin bir anlamı vardı. Adaletin tecellisi oraya ya kadar gittiler. Sınır komşularında olanlara seyirci kalamayız. Ya elimizle ya dilimizde müdahale edeceğiz ya da buz edeceğiz. Biz dolar ve avroları görerek kuyruğa giremeyiz. Kardeşliği çıkara ve menfaate dayalı bir ortaklığa dayandırmayız. Kendimiz için ne istiyorsak dünyanın her yerindeki kardeşlerimiz için aynısını istiyoruz.”
Başbakan Erdoğan, Milli Birlik ve Kardeşlik projesini de bu anlayış üzerinde ilerlettiklerini ifade ederek, şunları söyledi:
“Ret, inkar ve asimilasyon politikalarını kardeşliğimizin önündeki en büyük engel olarak gördük ve ellerimiz ile reddettik. Gençlerin kanının ve anne ve babalarının gözyaşlarının akmasının kardeşliğimizin önünde büyük engel olarak gördük. İstediğimiz hızda olmasa da sabotaj ve provokasyonlar yaşansa da biz üzerimize düşenleri yerine getiriyoruz. Sadece çözüm sürecinin ilk aşaması bölgede büyük bir umuda vesile oldu. Dağlarda artık piknik yapılıyor. On yıllardır vatandaşlarımız göremedikeri köylerine dönüyorlar. Ticaret canlandı, işsizliği çözmeye dönük adımları görüyoruz. İlk aşaması bölgenin çehresini bu kadar değiştiren çözüm sürecin bölgeyi nasıl kalkındıracağını sizin tahminlerinize bırakıyorum. Çözüm sürecini yürükten desteklediniz. Bingöl’den teröre karşı durmasını ve demokrasiye sahip çıkmasını istiyoruz. Zahmetsiz rahmet olmuyor. Sürecin bozulmaması için her birimizin büyük hassasiyetle geleceği yürümek zorundayız. Provokasyonlara karşı çok net ve çok kararlı bir duruş göstermeliyiz. Her karşı düşünceye saygımız var ama şiddete asla saygımız yoktur. Şunu herkesin bilmesini istiyorum gençlik ve gençliğin üstü inancına saygı istiyorsa karşının inancına saygı göreceksin. Ancak, olayı şiddete taşıdığında karışında şiddeti görürsün. Şiddet varsa şiddettin karılığı şiddettir.”

’MOLOTOF VE PALALI GENÇLİK İSTEMİYORUZ’
Başbakan Erdoğan artık devlet üniversitelerinde özel güvenlik yerine devletin güvenlik güçlerinin görev alacağını belirterek, “Devlet üniversitelerine artık özel güvenlik güçleri değil devletin güvenlik güçlerini üniversitelere yerleştireceğiz. Burada farklı şeylerin olduğunu görmek bizi farklı şeyler yapmaya itti. Biz molotof ve palalı gençlik istemiyoruz. Bilgisayarlı ve kitaplı gençlik istiyoruz” dedi.

 

KAYNAK: BİNGÖL, (DHA)

Başbakan Erdoğan’dan önemli açıklama

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan: “Hangi ülkede olursa olsun, her darbe gayrimeşrudur” “Bize günlerce Tahrir Meydanı’nı gösterdiler. Bize günler boyunca Cumhurbaşkanı Mursi’ye karşı protestoları gösterdiler. Tahrir Meydanı’nda gösterilerin olması bir darbeyi meşru hale getirmez. Eğer meydanlar bir göstergeyse, o zaman Adeviye Meydanı’nı nereye koyacaksın” “Bugün ise işte Mısır’da gördüğümüz gibi meydanlar medya, sosyal medya, illegal gösterilere zemini hazırlıyor ve silahlı güçler, onun arkasından gelebiliyor. Tüm bu oyunların, senaryoların hesaba katmadığı bir nokta var. Onların nasıl tuzakları varsa, Allah’ın da bir tuzağı var. Halkların da bir tuzağı var” “Rabbim, Mısır halkına sabırlar niyaz etsin. Ve hiç bir oyuna gelmeden, provokasyona gelmeden şu anda Adeviye Meydanı’ndaki kardeşlerimiz de sabırla bu süreci devam ettireceklerine inanıyorum. Şiddete başvurmadan, elinde güç bulunduranlar ne yaparsa yapsın, onlar sabırla bu süreci demokrasi içerisinde sürdürecek” “En büyük meydan Taksim Meydanı değildir. Kazlıçeşme’dir. Kazlıçeşme’den daha büyük bir meydan var. O da sandıktır..

 

başbaka-erdoğanBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, MÜSİAD‘ın Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlendiği iftara katıldı. İftardan sonra Başbakan Erdoğan, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Srebrenitsa Soykırımı’ndan duyduğu üzüntüyü dile getiren Başbakan Erdoğan, “Boşnak katliamında hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır diliyorum” dedi. Katliamın çifte standart olduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan, “Aynı çifte standart yaklaşımı, şu anda Suriye’de ve Mısır‘da görüyoruz. Suriye’de 100 bini bulan insan öldürüldü. Ne yazık ki ciddi bir ses yaklaşım yok. Suriye halkı dünyanın ilgisizliği nedeniyle hergün çok acı katliamlar yaşıyor. Mısır, çok acıdır ki demokratik ülkeler tarafından destekelenen bir askeri darbe nedeniyle yalnız kalmanın, yalnız bırakılmanın derin acısını yaşıyor. Acı hadiseler yaşandıktan sonra fiziki yaralar tedavi edilse de, kalpler tamir edilemiyor. Kalplerdeki yaraya malesef şifa bulunamıyor. Türkiye olarak özellikle İslam coğrafyasında derinleşen adaletsizlik ve güvemnsizlik duygusuna her fırsatta dikkat çektik. Birleşmiş Milletler nezdinde, NATO‘da, Avrupa Birliği‘nde, Amerika‘da, Rusya, Çin gibi ülkeler nezdinde bölgedeki rahatsızlığı, nedenlerini, sorunları çok samimimi bir dille ifade ettik. Medeniyetler İttifakı girişimi ile bu güven bunalımını aşmaya çalıştık.” dedi.

 

HANGİ ÜLKEDE OLURSA OLSUN, HER DARBE GAYRİMEŞRUDUR
Mısırda yaşanan olaylar bölgenin geleceği açısından, bölgenin batı ile olan ilişkisi açısından çok ciddi komplikasyonlara sebep olacağının altını çizen Erdoğan, ” Bosna meselesine, Filistin meselesine karşı takınılan çifte standart kalpleri yaralamışken şimdi Mısır’a karşı takınılan tavırda kalplerdeki yarayı daha da derinleştirecek, yaraların tedavisini daha da zorlaştıracaktır. Bize günlerce Tahrir Meydanı’nı gösterdiler. Bize günler boyunca Cumhurbaşkanı Mursi’ye karşı protestoları gösterdiler. Tahrir Meydanı’nda gösterilerin olması bir darbeyi meşru hale getirmez. Eğer meydanlar bir göstergeyse, o zaman Adeviye Meydanı’nı nereye koyacaksın.
Yani her Cumhurbaşkanı seçiminden sonra meydanlarda bu tür gösteriler oluyorsa, hemen bir darbe mi olacak. Böyle yanlış bir yaklaşım olabilir mi? İktidarda kim olursa olsun, hangi ülkede olursa olsun, her darbe gayrimeşrudur. Biz malesef dört darbe yaşadık. darbeden rant sağlayanlar da oldu. Ancak her darbenin üzerinden zaman geçtikçe halk sandıkta tepkisini çok net ortaya koydu. Darbelere karşı olduğunu, darbeleri yapanları da cezalandırdığını gösterdi. Darbeleri kendilerine bir kazanç kapısı olarak görenler olabilir. İnsalık onuru her darbeyi gayrimeşru görmek durumundadır.” dedi.

 

ONLARIN NASIL TUZAKLARI VARSA, ALLAH’IN DA BİR TUZAĞI VAR. HALKLARIN DA BİR TUZAĞI VAR
Başbakan Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: “Geçmişte darbeler askerin sokağa çıkması, sıkı yönetim ilan etmesi, televizyon, radyo kanallarını işgal etmesi ile gerçekleşiyordu. Bugün ise işte Mısır’da gördüğümüz gibi meydanlar medya, sosyal medya, illegal gösterilere zemini hazırlıyor ve silahlı güçler, onun arkasından gelebiliyor. Tüm bu oyunların, senaryoların hesaba katmadığı bir nokta var. Onların nasıl tuzakları varsa, Allah’ın da bir tuzağı var. Halkların da bir tuzağı var.

 

“MİLLETİN BİR DUASI BÜTÜN OYUNLARI BOZMAYA YETER”
Başbakan Erdoğan, “Onlar medyaya sahip olabilirler. çok paraları olabilir. Çok farklı güçleri olabilir. Onlar arkalarına sosyal medyayı, uluslararası güçleri, egemen güçleri, sermayeyi alabilirler. Ama unutmayın milletin bir duası bütün bu oyunları, bütün bu tuzakları altüst etmeye ziyadesiyle yeter. Biz her zaman dik duracağız. Hakkın ve haklının yanında olacağız. İlkeli samimi bir duruş sergileyeceğiz” dedi.

 

“OMURGALI OLALIM”
28 Şubat darbesine değinen Başbakan Erdoğan şöyle konuştu: “Tüm insanlığa şunu haykırıyorum, omurgalı olalım. Hayatımız, vaat edilen süre ne kadar ise, o kadar olacaktır. Ondan fazlası olmayacaktır. Hayat dolarla, Eurolarla uzamıyor. Ama bilesiniz ki dolarla, Eurolarla kısalmıyor. Takdir neyse onunla devam ediyor. 28 Şubat darbesi, şahsen şahsımı da MÜSİAD’dı da hedef aldı. Biz o çok ağır günlerde asla umutsuzluğa kapılmadık. Ne kadar üzerimize gelirlerse gelsinler ya sabır dedik. Allah sabır edenlerle beraberdir. Allah, yar ve yardımcımızdır dedik. O gün bize öcü, zenci müamelesi yapanlar şimdi ortada yoklar. Ama biz de MÜSİAD işte burada.”

 

“EN BÜYÜK MEYDAN SANDIKTIR”
Halkın iradesinin önemli olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, “Taksim’de felan filan gelip şiddet estirenler olabilir. Yoksa bunlara üzüldünüz mü? Sakın üzülmeyin. Kimin kim olduğu ortaya çıktı. Bugünler, adeta turnusol kağıdı gibi herkesi ortaya çıkarıyor. Ne oldu? Geldiler gittiler. Ama Türkiye her geçen gün daha iyiye birlik beraberlik içinde yürüyecek. En büyük meydan Taksim Meydanı değildir. Kazlıçeşme‘dir. Kazlıçeşme’den daha büyük bir meydan var. O da sandıktır” şeklinde konuştu.

 

BAŞBAKAN ADEVİYE MEYDANI’NA SESLENDİ
Başbakan Erdoğan, “Rabbim, Mısır halkına sabırlar niyaz etsin. Ve hiç bir oyuna gelmeden, provokasyona gelmeden inanıyorum ki orada şu anda Adeviye Meydanı’ndaki kardeşlerimiz de sabırla bu süreci devam ettireceklerine inanıyorum. Şiddete başvurmadan, elinde güç bulunduranlar ne yaparsa yapsın, onlar sabırla bu süreci demokrasi içerisinde sürdürecek” diye konuştu.

 

ÇÖZÜM SÜRECİ
Çözüm sürecine de değinen Başbakan Erdoğan, “Çözüm süreci, takdir edersiniz ki tek başına hükümetin çabaları ile tek başına Ak Parti‘nin çabaları ile nihai sonuca ulaşacak bir süreç değildir. Başta MÜSİAD olmak üzere sivil toplum örgütlerimizin sürece çok daha fazla katkı vermelerini, süreci çok daha fazla sahiplenmelerini yürekten arzu ediyoruz” dedi.

 

YENİ ANAYASA ÇALIŞMASI
2012 yılının sonunda bitirilmesi planlanan Anayasa’nın bitirilemediğine dikkat çeken Başbakan Erdoğan, “Madem 48 madde de mutabıkız, o zaman bu 48 maddeyi bu yaz olağanüstü bir genel kurul ile bir haftada çıkaralım” dedi.

“BÖLGEDE GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE İSTEMİYORLAR”
Türkiye’nin güçlü bir ülke olduğunu belirten Başbakan Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti: “İstikrarla büyüyen bir ekonomiden rahatsız olup, ekonomide yara açmak için tertipler düzenleyenler olacaktır. Çünkü bölgede güçlü bir Türkiye istenmiyor. Bizi demokratikleşme reformlarından alı koymak isteyenler de olacaktır. Çözüm sürecini sabote edip, Türkiye’nin bu kardeşlik projesini başarısızlığa sevgk etmek isteyenler olacaktır. Toplumun hassasiyetlerini kaşıyıp, toplum içinde huzursuzluk oluşturmak isteyenler de olacak. Miletçe hep birlikte tüm bu hesaplara karşı uyanık olmak zorundayız. 76 milyonun arasındaki muhabetti bozacak her girişime karşı dik bir duruş sergilemek, dikkatli olmak durumundayız

Mısır”da kanlı gün

Mursi yanlısı İslamcı militanlar polis ve ordu merkezlerine eş zamanlı saldırı düzenledi.

Mısır‘ın Sina Yarımadası’ndaki ordu kontrol noktaları ve bir polis merkezine roketatar ve makineli tüfeklerle düzenlenen eş zamanlı saldırılarda bir asker öldü.

AFPye konuşan sağlık yetkilileri, Sina Yarımadası’nın kuzeyindeki El Gura köyündeki ordu kontrol noktasına açılan ateşte bir askerin hayatını kaybettiğini, iki askerin de yaralandığını söyledi.

mısırGüvenlik kaynakları, militanların Refah sınır kasabasındaki bir polis merkezine ve askeri istihbarat birimlerine de saldırı düzenlediğini söyledi. Bir kaynak, Sina Yarımadası’nın kuzeyindeki diğer kasabalarda da ordu ve polis noktalarına saldırılar gerçekleştirildiğini belirtti.

Ajans, saldırıların “İslamcı militanlar” tarafından düzenlendiğini bildirdi.

Mısır’da Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi‘nin önceki gece ordu tarafından devrilmesinin ardından çok sayıda militan örgüt misilleme tehdidinde bulunmuştu.

Bahçeli”den mısır açıklaması

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Mısır’da yapılan askeri müdahalenin hiçbir şekilde hoş görülemeyeceğini belirtti.

 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Mısır’da yapılan askeri müdahalenin hiçbir şekilde hoş görülemeyeceğini kaydederek, “Mısır’daki yaşanan olumsuz gelişmelerin ve maliyeti oldukça fazla olan tecrübelerin bilhassa AKP hükümeti tarafından iyi okunması, dersler çıkarılması ve yorumlanması çok mühimdir” dedi.

 

MHP lideri Bahçeli, Mısır Arap Cumhuriyeti’ndeki askeri müdahale ile ligli olarak yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamasında, yakın tarihin en önemli hadiselerinden birinin Kuzey Afrika ve Ortadoğu ekseninde meydana gelen “Arap Baharı” isimli halk hareketi olduğunu söyleyen Bahçeli, “Tunus’ta başlayıp önce Mısır’a, ardından da Yemen, Bahreyn, Libya, Fas, Cezayir ve Suriye’ye kadar sıçrayan olayların durulması, sakinleşmesi ve meşru sınırlara çekilmesi bugüne kadar mümkün olmamıştır” değerlendirmesinde bulundu.

 

“ASKERİ MÜDAHALENİN DEMOKRASİYE SIĞAR HİÇBİR YANININ OLMADIĞI VE HİÇBİR ŞEKİLDE DE HOŞ GÖRÜLEMEYECEĞİ ORTADADIR

 

bahceli-aciklama

 

 

Mursi yönetiminin bir yıllık performans ve icraatlarının, Mısır’ın tansiyonunu düşüremediğine dikkati çeken Bahçeli, “Cepheleşmesini hafifletememiş, gerilimini azaltamamış ve biriken sorunlarını çözememiştir. Büyük umutlar bağlanan Mursi yönetimi, açılan demokratik krediyi çok çabuk israf etmesinin yanında, beklentileri karşılayamamış, karşılamamıştır. Anayasa değişikliği konusunda dayatmacı tercihler, ekonomide başarısız adımlar, partizanca yaklaşımlar, farklı toplum kesimlerine soğuk ve mesafeli bakışlar Mısır’ı için için kaynatmış ve karıştırmıştır” ifadelerini kullandı.

 

Mısır’da askeri müdahale yapılmasında iktidarı, muhalefeti ile herkesin payı ve katkısı olduğunu söyleyen Bahçeli şunları kaydetti:

 

“Her ne kadar Mursi hali hazırda mağdur rolünde ise de, kendisine verilen imkânları adaletli ve kapsayıcı kullanamadığından dolayı kusurludur.

 

Ancak bu askeri müdahalenin demokrasiye sığar hiçbir yanının olmadığı ve hiçbir şekilde de hoş görülemeyeceği ortadadır.

 

Ne olursa olsun, demokratik mekanizmalardan süzülerek iktidara gelen, halkın iradesine riayet ederek sorumluluk alan siyasi bir yönetimin yine aynı güzergâhı takip ederek görevden ayrılması en doğru, en ahlaki ve en geçerli çıkar yoldur.”

 

“BUGÜN ASKERİ YÖNETİMLERE DÜŞÜK YOĞUNLUKLU TEPKİ GÖSTERMELERİ…”

 

Mısır’da yaşanan son gelişmelerin 2 yılı aşkın süredir Tahrir’e yüklenen tüm “pozitif anlamları” boşa çıkardığını kaydeden Bahçeli, demokrasinin sabote edildiğini söyledi. “Arap Baharı dalgasının; demokrasi, çoğulculuk ve özgürlük kanallarındaki tıkanlığı açmaya değil, aksine daha da güçlü şekilde kapatmaya ve karartmaya yarayan küresel bir tezgâh olduğu yabana atılmamalıdır” değerlendirmesinde bulunan Bahçeli açıklamasında, “BOP’un büyük resmine bakıldığında başka bir sonuca ulaşılması mümkün olmayacaktır. Dün demokrasiyi tavsiye ve telkin edenlerin, bugün askeri yönetimlere düşük yoğunluklu tepki göstermeleri ve yalnızca “kaygılıyız, herkesi itidale davet ediyoruz’ klişeleriyle vaziyeti idare etmeleri geri plandaki niyetleri tercüme etmesi bakımından kayda değerdir. Demokrasi mücadelesinden darbe yönetimi mecrasına kayılması tamiri ve tarifi çok zor olacak bir kayıp ve kayma olarak şekillenecek, tescillenecektir” ifadelerini kullandı.

 

“MISIR’DAKİ GELİŞMELER AKP TARAFINDAN İYİ OKUNMALIDIR”

 

Bugünkü şartlarda halkın çağrılarına kulak vermenin her siyasi kurumun geciktirilemez görevi olduğunun altını çizen Bahçeli, demokrasi dışı arayışlara, vesayetçi düzenlere ortam ve fırsat vermemek için iktidar mevkiinde bulunanların sabırlı, sorumlu, şuurlu ve sağduyulu hareket etmelerinin tercihten öte bir zorunluluk olduğunu savundu.

 

“Mısır’daki yaşanan olumsuz gelişmelerin ve maliyeti oldukça fazla olan tecrübelerin bilhassa AKP hükümeti tarafından iyi okunması, dersler çıkarılması ve yorumlanması çok mühimdir” diyen Bahçeli, Mısır’daki demokrasi dışı manzaranın Türkiye’ye tesirlerinin az ya da çok görüleceği değerlendirmesinde bulundu. AK Parti Hükümetinin Mısır’daki yönetimle temas ve diyalog kurma konusunda ihtiyatlı davranması gerektiğini kaydeden Bahçeli şu ifadeleri kullandı:

 

“Gelişmelere karşı demokrasinin yanında saf tutarak bu ülkenin iç işlerine direk karışmayacak temennilerde bulunması doğal ve doğru bir tutum olacaktır. Bunun yanı sıra, Mısır’da ikamet eden, iş ve yatırım yapan vatandaşlarımızın hak ve menfaatlerinin korunması konusunda lazım gelen tüm çabaların sergilenmesi mecburiyettir.

 

Milliyetçi Hareket Partisi olarak, Mısır’ın en kısa süre içinde demokrasi kulvarına girmesi en tabii ve en samimi beklentimizdir.

 

Ayrıca iç çatışmaya düşmeden, olabilecek en yakın zamanda seçimler yapılarak Mısır’ın makul ve meşru araçlarla yönetiminin belirlenmesi hem bölgemiz hem de ülkemiz bakımından sürüncemede bırakılamayacak bir ihtiyaçtır.

 

Unutulmamalıdır ki, demokrasiye rağmen hiçbir yönetim ayakta kalamayacak, demokrasiye karşı hiçbir yönetimin meşruluğu ve ahlakiliği bulunmayacaktır.

 

Çare demokrasidir, çıkış demokrasidedir, çerçeve demokrasiyle sınırlı kalmalıdır. Mısır’ın yapması gereken demokrasi vicdanının, demokratik kuralların kararlılıkla arkasında durmasıdır.” (ANKA)