Kategori arşivi: Dini Konular

Dini Konular,islamiyet

Ölünün ardından kötü söz etmeyin

Hz. Peygamber’den hayatınıza rehberlik edecek bir kırk hadis daha..

1-Dua, ibadetin özüdür..
2- Mümin kimseye lanet etmek, onu öldürmek gibidir. Her kim, mümin bir kimseyi küfürle itham ederse, onu öldürmüş gibidir. Kim kendisini herhangi bir şeyle keserse, kıyamet gününde, o şeyle kesilir..
3- Namazda Fatiha suresini okumayan kimsenin namazı yoktur.” [Buhârî, Ezân 94; Müslim, Salât..
4- Güneş ve ay; bir kimsenin ölümü ya da hayatı için tutulmazlar. Fakat güneş ve ay, Allah’ın varlığının delillerindendir. Allah, bunları kullarına gösterir. Güneş ve ayın tutulduklarını gördüğünüz zaman hemen namaz kılmayan koşun..
5- Kim hakkı olmadığı halde başkasına ait bir toprak parçasını gasp ederse kıyamet günü o yerin yedi kat toprağı o kişinin sırtına yüklenir..
6- Sizden birinin, bir lokması düştüğünde onu alsın, temizleyip yesin, şeytana bırakmasın..
7- Küçüğümüze merhamet etmeyen ve büyüğümüzün şerefini tanımayan bizden değildir..
8- Bir adam Allah rızası için ailesinin nafakasını temin ederse, onun için sadaka olur..
9- İyilik güzel ahlaktır; günah da içinde tereddüt uyandıran ve halkın bilmesini istemediğin şeydir..
10- Sadaka malı eksiltmez. Bir kul başkalarını affederse Allah onun şerefini artırır. Kim Allah için tevazu gösterirse Allah onu yükseltir.” [Müslim, Kitabu’l Birr, babu istihabil affi vet tevazui..
11- Dünyada garip yahut yolcu ol.” [Buhârî, Rikak, babu kavlin Nebiyi..
12- Zulümden sakının; zira zulüm kıyamet gününde zülumat(karanlık)tır. Cimrilikten sakının; zira cimrilik sizden öncekileri helak etti; onları kanlarını dökmeye ve haramları helal saymaya sevk etti..
13- Gücünüzün yettiği ibadeti yapın. Zira siz usanmadıkça Allah usanmaz.” [Buhârî Teheccüd 3/31; Müslim Müsafirin..
14- Allah yemek yeyip de arkasından kendisine hamdeden, su içip de arkasından kendisine hamdeden kulundan razı olur..
15- Her kul öldüğü hal üzere dirilir. [Müslim, Cennet..
16- Ölüyü üç şey takip eder: Ailesi, malı ve ameli. İkisi geri döner; biri kalır: Ailesi ve malı geri döner; ameli ise kalır..
17- Kim bir şeye yemin eder de takvaya daha yakın başka bir şey görürse, o şeyi yapsın..
18- Allah da kıskanır. Allah’ın kıskanması haramların çiğnenmesidir..
19- Alışveriş yapanlar meclisten ayrılmadıkları sürece muhayyerdirler. Eğer doğru konuşurlarsa alışverişlerinin bereketini görürler. Eğer bazı şeyleri saklarlarsa alışverişlerinin bereketi kaçar..
20- Allah kimin hayrını murad ederse, ona musibet verir..
21- Taharet imanın yarısıdır. Elhamdülillah mizanı doldurur, sübhanallah velhamdulillah göklerle yerin arasını doldururlar. Namaz nurdur, sadaka delildir, sabır ışıktır, Kur’ân da ya lehine ya da aleyhine şahittir. Herkes sabahleyin kalkar; nefsini satar; ya onu azat eder, yahut da helak eder..
22- Allah gündüz günah işleyenin tevbe etmesi için gece elini açar ve gece günah işleyenin tevbe etmesi için de gündüz elini açar. Bu, güneşin batıdan doğmasına kadar devam eder..
23- Pehlivan başkalarını yere çalan (yenen) değildir. Asıl pehlivan öfke anında nefsine sahip olandır..
24- Haksız yere öldürülen her canda Âdem’in ilk oğluna bir günah payı vardır. Çünkü öldürme olayını ilk önce o âdet etmiştir.
25- Kim bir hayra delalet ederse, onu yapan kadar sevap kazanır..
26- Kim Allah yolunda bir gaziyi teçhiz ederse gaza etmiş olur ve kim bir gazinin ailesine bakarsa, yine gaza etmiş olur..
27- Münafığın alâmeti üçtür: Konuştuğu zaman yalan söyler, söz verdiği zaman üzerinde durmaz, bir şey emanet edilirse hıyanet eder..
28- Kim iki kız çocuğuna buluğa erinceye kadar bakarsa ben ve o cennette şöyleyiz. (İki elini birbirine birleştirmiştir..
29- Kim Allah rızası için öğrenilmesi gereken bir ilmi dünya metaı elde etmek için öğrenirse, kıyamet gününde cennetin kokusunu bile duymaz..
30- Yedi tehlikeli günahtan sakının. Allah’a şirk koşmak, büyü yapmak, Allah’ın haram kıldığı cana haksız yere kıymak, faiz yemek, yetim malı yemek, savaştan kaçmak ve namuslu, bir şeyden haberi olmayan Mü’min kadınlara iftira etmek.
31- Zenginin borcunu savsaklaması zulümdür. Biriniz zengine havale edilirse, kabul etsin.[Buhârî, Havalat..
32- Üç kişi olursanız ötekisi olmadan iki kişi insanlara karışmadan gizli konuşmasınlar. Çünkü bu onu üzer..
33- Bir mü’mine mü’min kardeşini üç günden fazla terk etmesi helal değildir. Eğer üç gün geçerse, karşısına çıksın, ona selam versin. Eğer selamını alırsa, sevapta ortak olurlar. Eğer almazsa, günahı o yüklenir ve selam veren küsme durumundan çıkar.
34- Hasetten uzak durun; zira ateş nasıl odunu/ kuru otu yakar bitirirse, haset de iyilikleri öylece yakar bitirir.
35- Ölülere sövmeyin çünkü onlar amelleri ile baş başa kalmışlardır..
36- Lanet edenler kıyamet gününde ne şefaatçi ne de şahid olabilirler..
37- İnsanların arasını bulan; hayır ulaştıran yahut hayır söyleyen yalancı değildir..
38- Yalanın en büyüğü görmediği halde rüya gördüm, demektir..
39- Laf götürüp getiren cennete girmez..
40- Kim bir Müslüman kardeşinin namusunu müdafaa ederse, Allah “da kıyamet gününde onun yüzünü cehennemden korur..

Azrail (as) ölene nasıl görünür

Ölüm her kul için gerçektir peki Azrail (as) nasıl görünür sizce? Müslüman olan kişilere bir farklı kafirlere farklı görünür.. Azrail  bilindiği gibi (CcALLAH)ın Meleğidir.. ölüm bir nefes kadar yakınken canınızı almaya gelen Azrail nası görünür işde sizlere nasıl göreneceği hakkında bilgiler…

Azrail (as) melaikelerin büyüklerindendir ve diğer melekler gibi mümin ruhlara karşı çok şefkatli kafirlere karşı ise çok şiddetlidir..
İyilerin ruhu hamurdan kıl çekmek gibi, kötülerin ruhu ise diken ağacından tülbent çekmek gibi çekilir..
Birinci olayda ruh yara almaz. İkinci olayda ise, yara alır ve delik deşik olmuş bir hale gelir..
Aldığı bu yaralar kabir hayatı boyunca da ona azap çektirirler..
Ruhu çekilmekte olan bir adam duyduğu acıyı şöyle terif etmiştir..
Gökler üstüme çökmüştür. Vücudum iğne deliğinden geçiyor gibidir..
Hz. Ka’b şöyle demiştir ,Ruhun çekilmesi olayında sanki her tarafı dikenli bir çubuk hastanın ağzından içine sokulur ve dikenli dallar onun damarlarına yayılırlar. Daha sonra da kuvvetli bir adam bu çubuğu çekip çıkarır..
Ruhun çekilmesi sırasında ölüm meleği de görülür. Bu melek, ölenin itikat ve amellerine göre değişik surette gelir..
Eğer kişi Müslüman olarak yaşamışsa Azrail (as) ona ışık gibi görünür. Yani nurani olarak görünür. Eğer kafir veya günahkar olarak yaşamışsa derecesine göre ateş gibi veya buz gibi o kişinin ruhunu alır. Yani insanın fıtratı nasıl ise Azrail (as) ona o şekilde gözükecektir..
Rivayete göre İbrahim (A.S.), ölüm meleğine; “Bana kötü insanların ruhunu aldığın surette görün.” dedi..
Melek: “Sen bu sureti görmeye dayanamazsın.” dedi ise de İbrahim (A.S.) ısrar ederek: “Dayanırım.” dedi..
Azrail (A.S.)  Yönünü dön buyurdu..
İbrahim (A.S.) döndü ve Azrail (A.S.) ‘i görünce, onu kapkara, saçı sakalı karışmış, pis pis kokar, siyah elbiseli, ağız ve burun deliklerinden ateş ve dumanlar fışkırır vaziyette gördü..
İbrahim (A.S) Buna dayanamayarak düşüp bayıldı…
Ayılınca Azrail (A.S.) ‘i eski suretinde gördü ve ona..
Bir günahkara, senin suratını görmek yeter. Başka bir azap ile karşılaşmasa da senin o suratın azap bakımından onun için yeterlidir.” dedi..
İbrahim (A.S.) bu sefer: “Bana iyilerin ruhlarını aldığın surette görün.” dedi ve meleği güzel bir surette görünce de: “İyiler için mükafat olarak seni bu surette görmeleri yeterlidir.” demiştir..
İşte asilerin karşılaşacağı ve itaat edenlerin kurtuldukları zorluklar bunlardır..
Allah-u Zülcelal’e itaat edenler Azrail (a.a.) ‘i en güzel surette görürler..
Amel defterlerinin kapatıldığı son anda, ölenin amelini yazan iki melek de ona görünürler..
Ölen iyi kimse ise melekler ona: “Allah-u Zülcelal seni hayırla mükafatlandırsın. Sen bizi salih ameller yazmakla meşgul ve mutlu ettin.” derler..
O kötü kimse ise, melekler ona: “Allah-u Zülcelal seni şerle cezalandırsın. Sen bizi kötü şeyler ve günahlar yazmakla meşgul ve mutsuz ettin.” derler..
Hz. Peygamber (S.A.V.) şöyle buyurmuştur: “Biriniz ni’met ve azap göreceğini öğrenmedikçe ve cennet ya da cehennemdeki yerini seyretmedikçe ölmez..
Bir kimsenin kendisini ölüm sekeratından selametli bir şekilde muhafaza edebilmesi için, o vakit gelip çatmadan önce, Allah-u Zülcelal’in emir ve nehylerini yerine getirmeye gayret ederse, inşallah rahat ve güzel bir şekilde bu dünyadan ayrılır..
Nitekim Allah-u Zülcelal ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur: “O kimseler ki, melekler onların ruhunu rahat ve hoş bir şekilde alırlar..
Hasan-ı Basri şöyle demiştir: “Mü’minin rahatlığı, ancak Allah-u Teala’ya mülaki kavuşacağı olacağı zamandır..
Demek ki, mü’minin emin olduğu, neşeli ve en sevinçli günü, öldüğü günüdür.
Birgün her kul Ölümü tadacakdır…

İslam dininin temel kaynağı nedir

İslam dininin temel kaynağı nedir ve açıklaması Kur’an, ayetleri Peygamberimiz (S.A.V.)’ e 23 yılda indirilmiş son ilâhi kitaptır. Vahiy meleği Cebrail, Allah’ın hükümlerini, emirlerini, yasaklarını Peygamberimize getirmiştir. Peygamberimizin Cebrail aracılığıyla Allah’tan almış olduğu bu sözlerin tamamına Kur’an denir. Ayetler indirildikçe vahiy katipleri tarafından yazıya geçirilmiştir. Peygamberimiz insanlara 23 yıl süresince Kur’anı Kerim’i ulaştırmış ve arkadaşlarını onu okuyup ezberlemeleri için özendirmiştir.

Cebrail Allah’ın emriyle Peygamberimize gelir ve Allah’ın söylediklerini, bildirdiklerini ona iletir, onlar da Peygamberimizin kalbine yazılır ve ezberinde kalırdı. Allah’ın emir ve yasaklarının Peygamberlere bu şekilde gelmesine “vahiy” denir. Bu indiriliş bazen bir ayet bazende bir surenin tamamının indirilmesi şeklinde olurdu. Peygamberimiz de Allah’tan kendisine ne gelmiş ise O’nun bir harfini bile unutmadan ve değiştirmeden ashabına okur, onlar da bu ayetleri hem ezberler hem de yazarlardı.

Kur’anı Kerim, Peygamberimizin en büyük mucizesidir. Diğer peygamberlerin mucizeleri maddi mucizeler olduğundan, zamanın geçmesiyle bittiği, onları ancak o çağda yaşayanlar gördüğü halde Kur’an mucizesi kıyamete kadar sürecek, hem söz hem de anlam olarak daima mucize olarak kalacaktır. Kur’anı Kerim’den sonra herhangi bir kutsal kitap gelmeyecek ve o kıyamete kadar yürürlükte kalacaktır. O, daha önce gönderilen kutsal kitapları yürürlükten kaldırmıştır. Kur’anı Kerim, diğer Kutsal Kitaplarda eksik bırakılan hususları tamamlamıştır. Konuları açısından bütünü kaplayan, bütün zamanları kuşatan, insanlığın her dönemde ihtiyaçlarına cevap verebilen kutsal bir kitaptır. Kapsadığı kurallar insanlığın dünyada huzurlu yaşaması, ebedi alemde de sonsuz mutluluğa kavuşmasını sağlayacak niteliktedir.

Kur’anı Kerim kendisini diğer kutsal kitaplardan ayıran bir çok özellikler taşımaktadır. Bunlar kısaca şöyle özetlenebilir;

  1. Kur’anı Kerim, son Peygamber Hz. Muhammed (S.A.V.)’e diğer kitaplar gibi toptan değil, bir takım neden ve olaylara göre ayetler ve sureler halinde yavaş yavaş indirilmiş, böylece daha iyi öğrenilip, uygulanması gerçekleşmiştir.
  2. Kur’anı Kerim, kutsal kitapların sonuncusudur. Ondan sonra başka bir kitap gönderilmeyecektir. Kapsadığı ilkeler ve hükümler kıyamete kadar geçerliliğini koruyacaktır.
  3. Kur’anı Kerim, zamanımıza kadar hiçbir değişikliğe uğramadan gelmiş, kıyamet kopuncaya kadar da öylece sürüp gidecektir. Yüce Allah onun gözeticisidir; “O Kur’an’ı Biz indirdik, O’nun Koruyucusu da elbette biziz.” (Hicr 9)
  4. Kur’anı Kerim’in kapsadığı gerçekler insanlığın bakış açısını ve ufkunu geliştirecek niteliktedir. “Biz onlara, ufuklarda-dış dünyada ve kendi nefislerinde ayetlerimizi göstereceğiz ki onun gerçek olduğu ortaya çıksın.” (Fussilet 53)
  5. Kur’anı Kerim diğer dinler arasındaki anlaşmazlıkları çözer, problemleri çözüme kavuşturur. “Biz sana Kitabı, ancak hakkında ayrılığa düştükleri şeyi kendilerine açıklaman ve o kitabın inanan bir kavme yol gösterici ve rahmet olması için indirdik.” (Nahl 64)
  6. Kur’anı Kerim, insanı düşünmeye yönelten ve pek çok kolaylıklar sağlayan kutsal bir kitaptır. Aynı zamanda kolayca ezberlenmesi de onun en önemli özelliklerinden biridir. “Andolsun, Biz Kur’an’ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık; o halde düşünüp öğüt alan var mıdır.” ( Kamer 17)

Kur’an, insanlara Allah’ı öğretir; dünya ve ahireti tanıtır. Mutluluk yollarını gösterir. Adaletin iyi, zulmün kötü, çalışmanın yararlı, tembelliğin zararlı olduğunu öğretir. Birbirimize yardım etmeyi, büyüklerimizi tanımayı, küçüklerimize merhamet göstermeyi, vatan ve ulusumuzu sevmeyi öğretir. Bu nedenle onun öğütlerine kulak vermeli ve yerine getirmeye çalışmalıyız

Cuma gününün mucizeleri

 Cuma günü mücizeleri Cuma gününün bilinmeyen özellikleri Cuma gününün faydaları Cuma günü yapılası gerekenler Müslümanlar için çok özel gün Cuma günüdür işde sizlere Cuma gününün faydaları ve yapılması gerekenler..

1.Ana-babasının kabrini, Cuma günleri ziyaret edenin günahları affolur. Haklarını ödemiş olur

2.Cuma gecesi Kehf Sûresi okuyan, Kıyamette, yerden göğe kadar bir nurla aydınlanır. İki Cuma arasında işlediği günahlar da affolur..

3.Cuma günü gusledenin günahları affolur

4.Cuma günü günah işlemeden geçerse, diğer günler de selametle geçer

5.Cuma günü oruç tutan için, on ahiret günü oruç sevabı yazılır..

6.Yalnız Cuma günü oruç tutmayın! Bir gün öncesi veya bir gün sonrası ile tutun

7.Cuma günü sabah namazından önce, üç kere Estağfirullah elazim ellezi la ilahe illa hüvel hayyel kayyume ve etubü ileyh okuyanın, kendinin ve anasının ve babasının bütün günahları af olur..

8.Cuma günü seksen salevat getirenin, seksen yıllık günahı affolur..

9.Cuma günü tırnak kesmek şifaya sebeptir..

10.Sevaplar içinde Cuma günü ve gecesinde yapılandan daha kıymetlisi, günahlar içinde de Cuma günü ve gecesinde işlenilenden kötüsü yoktur..

11.Cuma günü veya gecesi Duhân Sûresini okuyana Cennette bir köşk ihsan edilir..

12Cuma günü veya gecesi ölen mümin, şehit olur, kabir azabından kurtulur

13.Her müslüman, Cuma günü yıkanmalı, misvaklanmalı ve güzel koku sürünmelidir..

14.Cuma günü iyiliklerin hazinesidir ve güzel şeylerin menbaıdır..

15.Cuma günü, kuşlar ve vahşi hayvanlar birbirine “Selamün aleyküm, bugün Cuma günüdür” derler..

16.Cumartesi günleri Yahudilere, pazar günleri nasaraya[Hıristiyanlara] verildiği gibi, Cuma günü, Müslümanlara verildi. Bugün, Müslümanlara hayır, bereket, iyilik vardır..

17.Cuma gecesi Yâsîn Sûresini okuyanın günahları affedilir..

18.Allahü teâlâ her Cumâ günü altıyüzbin kişiyi Cehennemden azat eder. Bunların hepsi Cehenneme lâyık olup Cumâ gününün bereketi ile Cehennemden çıkarılır..

19.Köle, kadın, çocuk ve hasta dışındaki bütün Müslümanlara cemaatle cuma (kılmaları) farz–ı ayındır..

20.Cuma namazına gitmek, ergenlik çağına ulaşmış her Müslüman’a farzdır.

21.Cuma günü her Müslüman üstüne düşeni yapmalıdır..

22. Herşey yer yüzünün tek sahibi olan (CcAllah) içindir..

İslamın Ve İmanın 5 Şartları

Her Müslümanın Bilmesi Gereken İmanın Ve İslamın 5 Şartı Muhaber Dinimizin Şartlarını Öğrenelim İmanın 5 Şartı İslamın 5 Şartı..

İMANIN ŞARTLARI
1-Allah’ın birliğine inanmak.
2-Meleklere inanmak.
3-Kitaplara inanmak.
4-Peygamberlere inanmak.
5-Ahiret hayatına inanmak.
6-Hayır ve şerrin Allah’dan geldiğine inanmak.

ISLAMIN ŞARTLARI
1-Kelime-i şahadet getirmek (Eşhedu enlâ ilâhe illallah ve eşhedu enne Muhammeden abduhu ve rasuluhu).
2-Namaz kılmak.
3-Oruç tutmak.
4-Zekat vermek.
5-Hacca gitmek.

5 vakit namaz nasıl kılınır

5 vakit namaz nasıl kılınır vakit namazları nasıl kılınır vakit namazı kılırken yapılması gereknler vakit namazları sabah namazı ile başlar yatsı namazıyla biter vakit namazı sırasında yapılması gerekenler vakit namazı kılmayı öğrenme namaz kılmayı öğren..

SABAH NAMAZININ KILINIŞI

4 rek’attir. 2 sünnet 2 farz

İki rek’at sünnetinin kılınışı

1. Rek’at

– Niyet edilir.
– Tekbîr getirilir.
– Sübhâneke okunur.
– Eûzü Besmele çekilir.
– Fâtiha okunur.
– Zamm-ı sûre okunur.
– Rükü’a eğilinir.
– Secdeye gidilir.
İkinci rek’at için ayağa kalkılır.

2. Rek’at

– Besmele çekilir.
– Fâtiha okunur.
– Zamm-ı sûre okunur.
– Rükü’a eğilinir.
– Secdeye gidilir.
– Oturulur.
– Ettehıyyâtü okunur.
– Salli ve Bârik okunur.
– Rabbenâ âtina… duâsı okunur.
– Selâm verilir.

Böylece sünnet tamamlanmış olur. Ara vermeden başka bir şey okunmadan, Allahümme entesselâmü…denildikten sonra hemen farz kılınmak üzere ayağa kalkılır

İki rek’at farzının kılınışı

1. Rek’at

Kâmet getirilir.
– Niyet edilir.
– Tekbir getirilir.
– Sübhâneke okunur.
– Eûzü Besmele çekilir.
– Fâtiha okunur.
– Zamm-ı sûre okunur.
– Rükü’a eğilinir.
– Secdeye gidilir.
İkinci rek’at için ayağa kalkılır.

2. Rek’at

– Besmele çekilir.
– Fâtiha okunur.
– Zamm-ı sûre okunur.
– Rükü’a eğilinir.
– Secdeye gidilir.
– Oturulur.
– Ettehıyyâtü okunur.
– Salli ve Bârik okunur.
– Rabbenâ âtina duâsı okunur.
– Selâm verilir.

Allahümme entesselâmü… dedikten sonra, üç defa istigfâr söylenip, Âyet-el kürsî okunup tesbih çekilir. Sonra duâ edilerek, namaz tamamlanır

ÖĞLE NAMAZININ KILINIŞI:

10 rek’attir. 4 ilk sünnet, 4 farz, 2 son sünnet

Dört rek’at sünnetinin kılınışı

1. Rek’at

– Niyet edilir.
– Tekbir getirilir.
– Sübhâneke okunur.
– Eûzü Besmele çekilir.
– Fâtiha okunur.
– Zamm-ı sûre okunur.
– Rükü’a eğilinir.
– Secdeye gidilir.
İkinci rek’at için ayağa kalkılır

2. Rek’at

– Besmele çekilir.
– Fâtiha okunur.
– Zamm-ı sûre okunur.
– Rükü’a eğilinir.
– Secdeye gidilir.
– Oturulur (ilk oturuş).
– Ettehıyyâtü okunur.
Üçüncü rek’at için ayağa kalkılır.

3. Rek’at

– Besmele çekilir.
– Fâtiha okunur.
– Zamm-ı sûre okunur.
– Rükü’a eğilinir.
– Secdeye gidilir.
Dördüncü rek’at için ayağa kalkılır.

4. Rek’at

– Besmele çekilir.
– Fâtiha okunur.
– Zamm-ı sûre okunur.
– Rükü’a gidilir.
– Secde yapılır.
– Oturulur (son oturuş).
– Ettehıyyâtü okunur.
– Salli ve Bârik okunur.
– Rabbenâ âtina okunur.
– Selâm verilir.

Allahümme entesselâmü… okunup, hemen farza kalkılır.

Dört rek’at farzının kılınışı

1. Rek’at

– Kâmet getirilir.
– Niyet edilir.
– Tekbir getirilir.
– Sübhâneke okunur.
– Eûzü Besmele çekilir.
– Fâtiha okunur.
– Zamm-ı sûre okunur.
– Rükü’a eğilinir.
– Secdeye gidilir.
İkinci rek’at için ayağa kalkılır.

2. Rek’at

– Besmele çekilir.
– Fâtiha okunur.
– Zamm-ı sûre okunur.
– Rükü’a eğilinir.
– Secdeye gidilir.
– Oturulur (ilk oturuş).
– Ettehıyyâtü okunur.
Üçüncü rek’at için ayağa kalkılır.

3. Rek’at

– Besmele çekilir.
– Fâtiha okunur.
– Rükü’a eğilinir.
– Secdeye gidilir.
Dördüncü rek’at için ayağa kalkılır.

4. Rek’at

– Besmele çekilir.
– Fâtiha okunur.
– Rükü’a eğilinir.
– Secdeye gidilir.
– Oturulur (son oturuş).
– Ettehıyyâtü okunur.
– Salli ve Bârik okunur.
– Rabbenâ âtina duâsı okunur.
– Selâm verilir.

Allahümme entesselâmü… denir. Sonra son sünnet için ayağa kalkılır.

İki rek’at son sünnetin kılınışı

1. Rek’at

– Niyet edilir.
– Tekbir getirilir.
– Sübhâneke okunur.
– Eûzü Besmele çekilir.
– Fâtiha okunur.
– Zamm-ı sûre okunur.
– Rükü’a eğilinir.
– Secdeye gidilir.
İkinci rek’at için ayağa kalkılır.

2. Rek’at

– Besmele çekilir.
– Fâtiha okunur.
– Zamm-ı sûre okunur.
– Rükü’a eğilinir.
– Secdeye gidilir.
– Oturulur.
– Ettehıyyâtü okunur.
– Salli ve Bârik okunur.
– Rabbenâ âtina duâsı okunur.
– Selâm verilir.

Allahümme entesselâmü… dedikten sonra, üç defa istigfâr söylenip, Ayet-el kürsî okunup tesbih çekilir. Sonra duâ edilerek, namaz tamamlanır.

İKİNDİ NAMAZININ KILINIŞI:

8 rek’attır. 4 sünnet, 4 farz

Dört rek’at sünnetinin kılınışı

1. Rek’at

– Niyet edilir.
– Tekbîr getirilir.
– Sübhâneke okunur.
– Eûzü Besmele çekilir.
– Fâtiha okunur.
– Zamm-ı sûre okunur.
– Rükü’a eğilinir.
– Secdeye gidilir.
İkinci rek’at için ayağa kalkılır.

2. Rek’at

– Besmele çekilir.
– Fâtiha okunur.
– Zamm-ı sûre okunur.
– Rükü’a eğilinir.
– Secdeye gidilir.
– Oturulur (ilk oturuş).
– Ettehıyyâtü okunur.
– Salli ve Bârik okunur.
Üçüncü rek’at için ayağa kalkılır.

3. Rek’at

– Sübhâneke okunur.
– Eûzü Besmele çekilir.
– Fâtiha okunur.
– Zamm-ı sûre okunur.
– Rükü’a eğilinir.
– Secdeye gidilir.
Dördüncü rek’at için ayağa kalkılır.

4. Rek’at

– Besmele çekilir.
– Fâtiha okunur.
– Zamm-ı sûre okunur.
– Rükü’a eğilinir.
– Secdeye gidilir.
– Oturulur (son oturuş).
– Ettehıyyâtü okunur.
– Salli ve Bârik okunur.
– Rabbenâ âtina duâsı okunur.
– Selâm verilir.

Allahümme entesselâmü… okunup, hemen farza kalkılır.

Dört rek’at farzının kılınışı

1. Rek’at

– Kâmet getirilir.
– Niyet edilir.
– Tekbîr getirilir.
– Sübhâneke okunur.
– Eûzü Besmele çekilir.
– Fâtiha okunur.
– Zamm-ı sûre okunur.
– Rükü’a eğilinir.
– Secdeye gidilir.
İkinci rek’at için ayağa kalkılır.

2. Rek’at

– Besmele çekilir.
– Fâtiha okunur.
– Zamm-ı sûre okunur.
– Rükü’a eğilinir.
– Secdeye gidilir.
– Oturulur (ilk oturuş).
– Ettehıyyâtü okunur.
Üçüncü rek’at için ayağa kalkılır.

3. Rek’at

– Besmele çekilir.
– Fâtiha okunur.
– Rükü’a eğilinir.
– Secde’ye gidilir.
Dördüncü rek’at için ayağa kalkılır.

4. Rek’at

– Besmele çekilir.
– Fâtiha okunur.
– Rükü’a eğilinir.
– Secdeye gidilir.
– Oturulur (son oturuş).
– Ettehıyyâtü okunur.
– Salli ve Bârik okunur.
– Rabbenâ âtina duâsı okunur.
– Selâm verilir.

Allahümme entesselâmü… dedikten sonra, üç defa istigfâr söylenip, Âyet-el kürsî okunup tesbih çekilir. Sonra duâ edilerek, namaz tamamlanır.

AKŞAM NAMAZININ KILINIŞI:

5 rek’attır. 3 farz, 2 sünnet

3 Rek’at farzın kılınışı

1. Rek’at

– Kâmet getirilir.
– Niyet edilir.
– Tekbir getirilir.
– Sübhâneke okunur.
– Eûzü Besmele çekilir.
– Fâtiha okunur.
– Zamm-ı sûre okunur.
– Rükü’a eğilinir.
– Secdeye gidilir.
İkinci rek’at için ayağa kalkılır.

2. Rek’at

– Besmele çekilir.
– Fâtiha okunur.
– Zamm-ı sûre okunur.
– Rükü’a eğilinir.
– Secdeye gidilir.
– Oturulur (ilk oturuş).
– Ettehıyyâtü okunur.
Üçüncü rek’at için ayağa kalkılır.

3. Rek’at

– Besmele çekilir.
– Fâtiha okunur.
– Rükü’a eğilinir.
– Secdeye gidilir.
– Oturulur (son oturuş).
– Ettehıyyâtü okunur.
– Salli ve Bârik okunur.
– Rabbenâ âtina duâsı okunur.
– Selâm verilir.

Allahümme entesselâmü… dedikten sonra, sünneti kılmak için hemen ayağa kalkılır.

2 Rek’at sünnetin kılınışı

1. Rek’at

– Niyet edilir.
– Tekbir getirilir.
– Sübhâneke okunur.
– Eûzü Besmele çekilir.
– Fâtiha okunur.
– Zamm-ı sûre okunur.
– Rükü’a eğilinir.
– Secdeye gidilir.
İkinci rek’at için ayağa kalkılır.

2. Rek’at

– Besmele çekilir.
– Fâtiha okunur.
– Zamm-ı sûre okunur.
– Rükü’a eğilinir.
– Secdeye gidilir.
– Oturulur.
– Ettehıyyâtü okunur.
– Salli ve Bârik okunur.
– Rabbenâ âtina duâsı okunur.
– Selâm verilir

Allahümme entesselâmü… dedikten sonra, üç defa istigfâr söylenip, Âyet-el kürsî okunup tesbih çekilir. Sonra duâ edilerek, namaz tamamlanır.

YATSI NAMAZININ KILINIŞI:

13 rek’attır. 4 ilk sünnet, 4 farz, 2 son sünnet, 3 vitir

4 rek’at ilk sünnetin kılınışı

1. Rek’at

– Niyet edilir.
– Tekbir getirilir.
– Sübhâneke okunur.
– Eûzü Besmele çekilir.
– Fâtiha okunur.
– Zamm-ı sûre okunur.
– Rükü’a eğilinir.
– Secdeye gidilir.
İkinci rek’at için ayağa kalkılır.

2. Rek’at

– Besmele çekilir.
– Fâtiha okunur.
– Zamm-ı sûre okunur.
– Rükü’a eğilinir.
– Secde’ye gidilir.
– Oturulur (ilk oturuş).
– Ettehıyyâtü okunur.
– Salli ve Bârik okunur.
Üçüncü rek’at için ayağa kalkılır.

3. Rek’at

– Sübhâneke okunur.
– Eûzü Besmele çekilir.
– Fâtiha okunur.
– Zamm-ı sûre okunur.
– Rükü’a eğilinir.
– Secdeye gidilir.
Dördüncü rek’at için ayağa kalkılır.

4. Rek’at

– Besmele çekilir.
– Fâtiha okunur.
– Zamm-ı sûre okunur.
– Rükü’a eğilinir.
– Secdeye gidilir.
– Oturulur(son oturuş).
– Ettehıyyâtü okunur.
– Salli ve Bârik okunur.
– Rabbenâ âtina duâsı okunur.
– Selâm verilir.

Allahümme entesselâmü… okunup, hemen farza kalkılır.

Dört rek’at farzının kılınışı

1. Rek’at

– Kâmet getirilir.
– Niyet edilir.
– Tekbir getirilir.
– Sübhâneke okunur.
– Eûzü Besmele çekilir.
– Fâtiha okunur.
– Zamm-ı sûre okunur.
– Rükü’a eğilinir.
– Secdeye gidilir.
İkinci rek’at için ayağa kalkılır.

2. Rek’at

– Besmele çekilir.
– Fâtiha okunur.
– Zamm-ı sûre okunur.
– Rükü’a eğilinir.
– Secdeye gidilir.
– Oturulur (ilk oturuş).
– Ettehıyyâtü okunur.
Üçüncü rek’at için ayağa kalkılır.

3. Rek’at

– Besmele çekilir.
– Fâtiha okunur.
– Rükü’a eğilinir.
– Secdeye gidilir.
Dördüncü rek’at için ayağa kalkılır.

4. Rek’at

– Besmele çekilir.
– Fâtiha okunur.
– Rükü’a eğilinir.
– Secdeye gidilir.
– Oturulur (son oturuş).
– Ettehıyyâtü okunur.
– Salli ve Bârik okunur.
– Rabbenâ âtina duâsı okunur.
– Selâm verilir.

Allahümme entesselâmü… denir. Sonra son sünnet için ayağa kalkılır.

İki rek’at son sünnetin kılınışı

1. Rek’at

– Niyet edilir.
– Tekbir getirilir.
– Sübhâneke okunur.
– Eûzü Besmele çekilir.
– Fâtiha okunur.
– Zamm-ı sûre okunur.
– Rükü’a eğilinir.
– Secdeye gidilir.
İkinci rek’at için ayağa kalkılır.

2. Rek’at

– Besmele çekilir.
– Fâtiha okunur.
– Zamm-ı sûre okunur.
– Rükü’a eğilinir.
– Secdeye gidilir.
– Oturulur.
– Ettehıyyâtü okunur.
– Salli ve Bârik okunur.
– Rabbenâ âtina duâsı okunur.
– Selâm verilir.

Allahümme entesselâmü… dedikten sonra, Vitir namazı için ayağa kalkılır.

3 rek’at vitir namazının kılınışı

1. Rek’at

– Niyet edilir.
– Tekbir getirilir.
– Sübhâneke okunur.
– Eûzü Besmele çekilir.
– Fâtiha okunur.
– Zamm-ı sûre okunur.
– Rükü’a eğilinir.
– Secdeye gidilir.
İkinci rek’at için ayağa kalkılır.

2. Rek’at

– Besmele çekilir.
– Fâtiha okunur.
– Zamm-ı sûre okunur.
– Rükü’a eğilinir.
– Secdeye gidilir.
– Oturulur (ilk oturuş)
– Ettehıyyâtü okunur.
Üçüncü rek’at için ayağa kalkılır.

3. Rek’at

– Besmele çekilir.
– Fâtiha okunur.
– Zamm-ı sûre okunur.
– Tekbîr getirilir (başlangıç tekbîri gibi)
– Kunut duâları okunur.
– Rükü’a eğilinir.
– Secdeye gidilir.
– Oturulur (son oturuş).
– Ettehıyyâtü okunur.
– Salli ve Bârik okunur.
– Rabbenâ âtina duâsı okunur.
– Selâm verilir.

Allahümme entesselâmü. dedikten sonra, üç defa istigfâr söylenip, Ayet-el kürsî okunup tesbih çekilir. Sonra duâ edilerek, namaz tamamlanır.

Peygamber Efendimiz”in 40 Hadisi

Peygamber Efendimiz Hz Muhammet (Sav) 40 hadisi Efendimizin hadisleri arapca ve türkce açıklamalı Peygamber Efendimiz Hz Muhammet (Sav) 40 hadisi

1
اَلدِّينُ النَّصِيحَةُ قُلْنَا: لِمَنْ )يَا رَسُولَ اللَّهِ ؟( قَالَ: لِلَّهِ وَلِكِتَابِهِ وَلِرَسُولِهِ وَلأئِمَّةِ الْمُسْلِمِينَ وَعَامَّتِهِمْ

(Allah Rasûlü) “Din nasihattır/samimiyettir” buyurdu. “Kime Yâ Rasûlallah?” diye sorduk. O da; “Allah’a, Kitabına, Peygamberine, Müslümanların yöneticilerine ve bütün müslümanlara” diye cevap verdi.

Müslim, İmân, 95.

2
اَلإِسْلاَمُ حُسْنُ الْخُلُقِ

İslâm, güzel ahlâktır.

Kenzü’l-Ummâl, 3/17, HadisNo: 5225.

3
مَنْ لاَ يَرْحَمِ النَّاسَ لاَ يَرْحَمْهُ اللَّهُ

İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez.

Müslim, Fedâil, 66; Tirmizî, Birr, 16.

4
يَسِّرُوا وَلاَ تُعَسِّرُوا وَبَشِّرُوا وَلاَ تُنَفِّرُوا

Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz.

Buhârî, İlm, 12; Müslim, Cihâd, 6.

5
إنَّ مِمَّا أدْرَكَ النَّاسُ مِنْ كَلاَمِ النُّبُوَّةِ:

إذَا لَمْ تَسْتَحِ فَاصْنَعْ مَا شِئْتَ

İnsanların Peygamberlerden öğrenegeldikleri sözlerden biri de: “Utanmadıktan sonra dilediğini yap!” sözüdür.

Buhârî, Enbiyâ, 54; EbuDâvûd, Edeb, 6.

6
اَلدَّالُّ عَلىَ الْخَيْرِ كَفَاعِلِهِ

Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir.

Tirmizî, İlm, 14.

7
لاَ يُلْدَغُ اْلمُؤْمِنُ مِنْ جُحْرٍ مَرَّتَيْنِ

Mümin, bir delikten iki defa sokulmaz.(Mümin, iki defa aynı yanılgıya düşmez)

Buhârî, Edeb, 83; Müslim, Zühd, 63.

8
اِتَّقِ اللَّهَ حَـيْثُمَا كُنْتَ وَأتْبِـعِ السَّـيِّـئَةَ الْحَسَنَةَ تَمْحُهَا

وَخَالِقِ النَّاسَ بِخُلُقٍ حَسَنٍ

Nerede olursan ol Allah’a karşı gelmekten sakın; yaptığın kötülüğün arkasından bir iyilik yap ki bu onu yok etsin. İnsanlara karşı güzel ahlakın gereğine göre davran.

Tirmizî, Birr, 55.

9
إنَّ اللَّهَ تَعَالى يُحِبُّ إذَا عَمِلَ أحَدُكُمْ عَمَلاً أنْ يُتْقِنَهُ

Allah, sizden birinizin yaptığı işi, ameli ve görevi sağlam ve iyi yapmasından hoşnut olur.

Taberânî, el-Mu’cemü’l-Evsat, 1/275; Beyhakî, fiu’abü’l-Îmân, 4/334.

10
اَلإِيمَانُ بِضْعٌ وَسَبْعُونَ شُعْبَةً أفْضَلُهَا قَوْلُ لاَ إِلهَ إِلاَّاللَّهُ وَأدْنَاهَا إِمَاطَةُ اْلأذَى عَنِ الطَّرِيقِ وَالْحَيَاءُ شُعْبَةٌ مِنَ اْلإِيـمَانِ

İman, yetmiş küsur derecedir. En üstünü “Lâ ilâhe illallah (Allah’tan başka ilah yoktur)” sözüdür, en düşük derecesi de rahatsız edici bir şeyi yoldan kaldırmaktır. Haya da imandandır.

Buhârî, Îmân, 3; Müslim, Îmân, 57, 58.

11
مَنْ رَأَى مِنْكُمْ مُنْكَرًا فَلْيُغَيِّرْهُ بِيَدِهِ فَإِنْ لَمْ يَسْتَطِـعْ فَبِلِسَانِهِ فَإِنْ لَمْ يَسْتَطِـعْ فَبِقَلْبِهِ وَذَلِكَ أضْعَفُ اْلإِيـمَانِ

Kim kötü ve çirkin bir iş görürse onu eliyle düzeltsin; eğer buna gücü yetmiyorsa diliyle düzeltsin; buna da gücü yetmezse, kalben karşı koysun. Bu da imanın en zayıf derecesidir.

Müslim, Îmân, 78; Ebû Dâvûd, Salât, 248.

12
عَيْنَانِ لاَ تَمَسُّهُمَا النَّارُ: عَيْنٌ بَـكَتْ مِنْ خَشْيَةِ اللَّهِ وَعَيْنٌ

بَاتَتْ تَحْرُسُ فِي سَبِيلِ اللَّهِ

İki göz vardır ki, cehennem ateşi onlara dokunmaz: Allah korkusundan ağlayan göz, bir de gecesini Allah yolunda, nöbet tutarak geçiren göz.

Tirmizî, Fedâilü’l-Cihâd, 12.

13
لاَ ضَرَرَ وَلاَ ضِرَارَ

Zarar vermek ve zarara zararla karşılık vermek yoktur.

İbn Mâce, Ahkâm, 17; Muvatta’, Akdıye, 31.

14
لاَ يُؤْمِنُ أحَدُكُمْ حَتَّى يُحِبَّ لأخِيهِ مَا يُحِبُّ لِنَفْسِهِ

Hiçbiriniz kendisi için istediğini (mü’min) kardeşi için istemedikçe (gerçek) iman etmiş olamaz.

Buhârî, Îmân, 7; Müslim, Îmân, 71.

15
اَلْمُسْلِمُ أخُو الْمُسْلِمِ لاَ يَظْلِمُهُ وَلاَ يُسْلِمُهُ مَنْ كَانَ فِي حَاجَةِ أخِيهِ كَانَ اللَّهُ فِي حَاجَتِهِ وَمَنْ فَرَّجَ عَنْ مُسْلِمٍ كُرْبَةً فَرَّجَ اللَّهُ عَنْهُ بِهَا كُرْبَةً مِنْ كُرَبِ يَوْمِ الْقِيَامَةِ وَمَنْ سَتَرَ مُسْلِمًا سَتَرَهُ اللَّهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ

Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu (düşmanına) teslim etmez. Kim, (mümin) kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır. Kim bir müslümanı(n kusurunu) örterse, Allah da Kıyamet günü onu(n kusurunu) örter.

Buhârî, Mezâlim, 3; Müslim, Birr, 58.

16
لاَ تَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ حَتَّى تُؤْمِنُوا وَلاَ تُؤْمِنُوا حَتَّى تَحَابُّوا

İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de (gerçek anlamda) iman etmiş olamazsınız.

Müslim, Îmân, 93; Tirmizî, Sıfâtu’l-Kıyâme, 56.

17
اَلْمُسْلِمُ مَنْ سَلِمَ النَّاسُ مِنْ لِسَانِهِ وَيَدِهِ

Müslüman, insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir.

Tirmizî, Îmân, 12; Nesâî, Îmân, 8.

18
لاَ تَبَاغَضُوا وَلاَ تَحَاسَدُوا وَلاَ تَدَابَرُوا وَكُونُوا عِبَادَ اللَّهِ إخْوَانًا

وَلاَ يَحِلُّ لِمُسْلِمٍ أنْ يَهْجُرَ أخَاهُ فَوْقَ ثَلاَثِةِ اَيَّامٍ

Birbirinize buğuz etmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize arka çevirmeyin; ey Allah’ın kulları, kardeş olun. Bir müslümana, üç günden fazla (din) kardeşi ile dargın durması helal olmaz.

Buhârî, Edeb, 57, 58.

19
إنَّ الصِّدْقَ يَهْدِي إلَى الْبِرِّ وَ إنَّ الْبِرَّ يَهْدِي إلَى الْجَنَّةِ وَإنَّ الرَّجُلَ لَيَصْدُقُ حَتَّى يُكْتَبَ عِنْدَ اللَّهِ صِدِّيقًا وَ إنَّ الْكَذِبَ يَهْدِي إلَى الْفُجُورِ وَ إنَّ الْفُجُورَ يَهْدِي إلَى النَّارِ وَ إنَّ الرَّجُلَ لَيَـكْذِبُ حَتَّى يُكْتَبَ عِنْدَ اللَّهِ كَذَّابًا

Hiç şüphe yok ki doğruluk iyiliğe götürür. İyilik de cennete götürür. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında sıddîk (doğru sözlü) diye yazılır. Yalancılık kötüye götürür. Kötülük de cehenneme götürür. Kişi yalan söyleye söyleye Allah katında kezzâb (çok yalancı) diye yazılır.

Buhârî, Edeb, 69; Müslim, Birr, 103, 104.

20
لاَ تُمَارِ أخَاكَ وَلاَ تُمَازِحْهُ وَلاَ تَعِدْهُ مَوْعِدَةً فَتُخْلِفَهُ

(Mümin) kardeşinle münakaşa etme, onun hoşuna gitmeyecek şakalar yapma ve ona yerine getirmeyeceğin bir söz verme.

Tirmizî, Birr, 58.

21
تَبَسُّمُكَ فِي وَجْهِ أخِيكَ لَكَ صَدَقَةٌ وَأمْرُكَ بِالْمَعْرُوفِ وَ نَهْيُكَ عَنِ الْمُنْكَرِ صَدَقَةٌ وَإِرْشَادُكَ الرَّجُلَ فِي أرْضِ الضَّلاَلِ لَكَ صَدَقَةٌ وَإِمَاطَتُكَ الْحَجَرَ وَالشَّوْكَ وَالْعَظْمَ عَنِ الطَّرِيقِ لَكَ صَدَقَةٌ

(Mümin) kardeşine tebessüm etmen sadakadır. İyiliği emredip kötülükten sakındırman sadakadır. Yolunu kaybeden kimseye yol göstermen sadakadır. Yoldan taş, diken, kemik gibi şeyleri kaldırıp atman da senin için sadakadır.

Tirmizî, Birr, 36.

22
إِنَّ اللَّهَ لاَ يَنْظُرُ إِلَى صُوَرِكُمْ وَأمْوَالِكُمْ وَلـكِنْ يَنْظُرُ إِلَى قُلُوبِكُمْ وَأعْمَالِكُمْ

Allah sizin ne dış görünüşünüze ne de mallarınıza bakar. Ama o sizin kalplerinize ve işlerinize bakar.

Müslim, Birr, 33; ‹bn Mâce, Zühd, 9;

Ahmed b. Hanbel, 2/285, 539.

23
رِضَى الرَّبِّ في رِضَى الْـوَالِدِ وَسَخَطُ الرَّبِّ في سَخَطِ الْـوَالِدِ

Allah’ın rızası, anne ve babanın rızasındadır.

Allah’ın öfkesi de anne babanın öfkesindedir.

Tirmizî, Birr, 3.

24
ثَلاَثُ دَعَوَاتٍ يُسْتَجَابُ لَهُنَّ لاَ شَكَّ فِيهِنَّ:

دَعْوَةُ الْمَظْلُومِ، وَدَعْوَةُ الْمُسَافِرِ ، وَدَعْوَةُ الْوَالِدِ لِوَلَدِهِ

Üç dua vardır ki, bunlar şüphesiz kabul edilir:

Mazlumun duası, yolcunun duası ve babanın evladına duası.

İbn Mâce, Dua, 11.

25
مَا نَحَلَ وَالِدٌ وَلَدًا مِنْ نَحْلٍ أَفْضَلَ مِنْ أدَبٍ حَسَنٍ

Hiçbir baba, çocuğuna, güzel terbiyeden daha üstün bir

hediye veremez.

Tirmizî, Birr, 33.

26
خِيَارُكُمْ خِيَارُكُمْ لِنِسَائِهِمْ

Sizin en hayırlılarınız, hanımlarına karşı en iyi davrananlarınızdır.

Tirmizî, Radâ’, 11; ‹bn Mâce, Nikâh, 50.

27
لَيْس مِنَّا مَنْ لَمْ يَرْحَمْ صَغِيرَنَا وَيُوَقِّرْ كَبِيرَنَا

Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimize saygı

göstermeyen bizden değildir.

Tirmizî, Birr, 15; Ebû Dâvûd, Edeb, 66.

28
كَافِلُ الْيَتِيمِ لَهُ أوْ لِغَيْرِهِ أنَا وَ هُوَ كَهَاتَيْنِ فيِ الْجَنَّةِ وَأشَارَ بِالسَّبَّابَةِ وَالْوُسْطَى

Peygamberimiz işaret parmağı ve orta parmağıyla işaret ederek: “Gerek kendisine ve gerekse başkasına ait herhangi bir yetimi görüp gözetmeyi üzerine alan kimse ile ben, cennette işte böyle yanyanayız” buyurmuştur.

Buhârî, Talâk, 25, Edeb, 24; Müslim, Zühd, 42.

29
اِجْتَنِبُوا السَّبْعَ الْمُوبِقَاتِ قَالُوا يَا رَسُولَ للهِ وَمَا هُنَّ قَالَ: اَلشِّرْكُ بِاللَّهِ وَالسِّحْرُ وَ قَتْلُ النَّفْسِ الَّتِي حَرَّمَ اللَّهُ إلاَّ بِالْحَقِّ وَأكْلُ الرِّبَا وَأكْلُ مَالِ اْليَتِيمِ وَالتَّوَلِّي يَوْمَ الزَّحْفِ وَقَذْفُ الْمُحْصَنَاتِ الْغَافِلاَتِ الْمُؤْمِنَاتِ

(İnsanı) helâk eden şu yedi şeyden kaçının. Onlar nelerdir ya Resulullah dediler. Bunun üzerine: Allah’a şirk koşmak, sihir, Allah’ın haram kıldığı cana kıymak, faiz yemek, yetim malı yemek, savaştan kaçmak, suçsuz ve namuslu mümin kadınlara iftirada bulunmak buyurdu.

Buhârî, Vasâyâ, 23, Tıbb, 48; Müslim, Îmân, 144.

30
مَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَلاَ يُؤْذِ جَارَهُ وَمَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَلْيُكْرِمْ ضَيْفَهُ وَمَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَلْيَقُلْ خَيْرًا أوْ لِيَصْمُتْ

Allah’a ve ahiret gününe imân eden kimse, komşusuna eziyet etmesin. Allah’a ve ahiret gününe imân eden misafirine ikramda bulunsun. Allah’a ve ahiret gününe imân eden kimse, ya hayır söylesin veya sussun.

Buhârî, Edeb, 31, 85; Müslim, Îmân, 74, 75.

31
مَا زَالَ جِبْرِيلُ يُوصِينِي بِالْجَارِ حَتَّى ظَنَنْتُ أنَّهُ سَيُوَرِّثُهُ

Cebrâil bana komşu hakkında o kadar çok tavsiyede bulundu ki;

ben (Allah Teâlâ) komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettim.

Buhârî, Edeb, 28; Müslim, Birr, 140, 141.

32
اَلسَّاعِي عَلَى الأرْمَلَةِ وَالْمِسْكِينِ كَالْمُجَاهِدِ فِي سَبِيلِ اللَّهِ

أوِ الْقَائِمِ اللَّيْلَ الصَّائِمِ النَّهَارَ

Dul ve fakirlere yardım eden kimse, Allah yolunda cihad eden

veya gündüzleri (nafile) oruç tutup, gecelerini (nafile) ibadetle

geçiren kimse gibidir.

Buhârî, Nafakât, 1; Müslim, Zühd, 41;

Tirmizî, Birr, 44; Nesâî, Zekât, 78.

33
كُلُّ ابْنِ آدَمَ خَطَّاءٌ وَخَيْرُ الْخَطَّائِينَ التَّوَّابُونَ

Her insan hata eder.

Hata işleyenlerin en hayırlıları tevbe edenlerdir.

Tirmizî, Kıyâme, 49; İbn Mâce, Zühd, 30.

34
عَجَبًا لأمْرِ الْمُؤْمِنِ إِنَّ أمْرَهُ كُلَّهُ خَيْرٌ وَلَيْس ذَاكَ لأحَدٍ إِلاَّ لِلْمُؤْمِنِ: إِنْ أصَابَتْهُ سَرَّاءُ شَـكَرَ فَـكَانَ خَيْرًا لَهُ وَإِنْ أصَابَتْهُ ضَرَّاءُ صَبَرَ فَـكَانَ خَيْرًا لَهُ

Mü’minin başka hiç kimsede bulunmayan ilginç bir hali vardır; O’nun her işi hayırdır. Eğer bir genişliğe (nimete) kavuşursa şükreder ve bu onun için bir hayır olur. Eğer bir darlığa (musibete) uğrarsa sabreder ve bu da onun için bir hayır olur.

Müslim, Zühd, 64; Dârim”, Rikâk, 61.

35
مَنْ غَشَّـنَا فَلَيْس مِنَّا

Bizi aldatan bizden değildir.

Müslim, Îmân, 164.

36
لاَ يَدْخُلُ الْجَنَّةَ نَمَّامٌ

Söz taşıyanlar (cezalarını çekmeden ya da affedilmedikçe)

cennete giremezler.

Müslim, Îmân, 168; Tirmizî, Birr, 79.

37
أعْطُوا الأجِيرَ أجْرَهُ قَبْلَ أنْ يَجِفَّ عَرَقُهُ

İşçiye ücretini, (alnının) teri kurumadan veriniz.

İbn Mâce, Ruhûn, 4.

38
مَا مِنْ مُسْلِمٍ يَغْرِسُ غَرْسًا أوْ يَزْرَعُ زَرْعًا فَيَـأكُلُ مِنْهُ

طَيْرٌ أوْ إِنْسَانٌ أوْ بَهِيمَةٌ إِلاَّ كَانَ لَهُ بِهِ صَدَقَةٌ

Bir müslümanın diktiği ağaçtan veya ektiği ekinden insan, hayvan ve kuşların yedikleri şeyler, o müslüman için birer sadakadır.

Buhârî, Edeb, 27; Müslim, Müsâkât, 7, 10.

39
إِنَّ فِي الْجَسَدِ مُضْغَةً إِذَا صَلَحَتْ صَلَحَ الْجَسَدُ كُلُّهُ

وَإِذَا فَسَدَتْ فَسَدَ الْجَسَدُ كُلُّهُ ألاَ وَهِيَ الْقَلْبُ

İnsanda bir organ vardır. Eğer o sağlıklı ise bütün vücut sağlıklı olur; eğer o bozulursa bütün vücut bozulur. Dikkat edin! O, kalptir.

Buhârî, Îmân, 39; Müslim, Müsâkât, 107.

40
اِتَّقُوا اللَّهَ رَبَّـكُمْ وَصَلُّوا خَمْسَـكُمْ وَصُومُوا شَهْرَكُمْ وَأدُّوا زَكَاةَ أمْوَالِكُمْ وَأطِيعُوا ذَاأمْرِكُمْ تَدْخُلُوا جَنَّةَ رَبِّـكُمْ

Rabbinize karşı gelmekten sakının, beş vakit namazınızı kılın, Ramazan orucunuzu tutun, mallarınızın zekatını verin, yöneticilerinize itaat edin. (Böylelikle) Rabbinizin cennetine girersiniz.

Cuma Namazı Nasıl Kılınır

Cuma namazı nasıl kılınır? cuma namazı kılarken ne yapmam lazım? cuma namazında okunacak dualar cuma namazıyal ilgili tüm bilgiler..

  • Cuma Namazı tek başına kılınmaz.
  • Öğle vaktinde cemaatle kılınır.
  • Öğle ezânı okununca, önce dört rek’at Cum’a namazının ilk sünneti kılınır.
  • Niyet ederken:

“Niyet ettim, Allah rızası için Cuma Namazının ilk sünnetini kılmaya” denilir.

  • Bu namaz aynı öğle namazının sünneti gibi kılınır.
    • Yani bütün rekatlarda Fâtiha ve zamm-ı süre okunur.
    • İlk oturuşta sadece Etteahiyyatü okunur.
    • Son oturuşta:

Etteahiyyatü, Allahumma Salli, Allahumme Barik, Rabbena

duaları okunur.


  • Sonra, câmi’ içinde, ikinci ezân okunur.
  • Sonra, İmam hutbe okumak için minbere çıkar. Hutbe okunur.
  • Hutbe okunurken cemâ’atin namaz kılması ve konuşması harâm olur.
  • Hatîb efendi duâ ederken, cemâ’at sesli âmîn demez.
  • İçinden sessiz denir.
  • Namaz kılarken yapması harâm olan her şey, hutbe dinlerken de harâmdır.
  • Hutbe okunup bittikten sonra müezzin kamet getirir.
  • Sonra, cemâ’at ile iki rek’at Cum’a namazının farzı kılınır. Bu namaz aynı sabah namazının farzı gibi kılınır.

Cuma Duası Nasıl Yapılır

Lailahe illallah Cuma’nın sebebiyle, Muhammedün Resullullah gerek yüzün gölgesiyle dünya ve ahiret muradımı ver.
Melekler duasıyla, Ya vedüdüm, entel maksudum, Kulhüvellahü ehad, bin bir kere ya samed, cennet kapılarını aç, benim günahımdan geç.

Benim günahım varsada senin gibi halikim var. Muhammed Aleyhisselam dostum var.
İlahi kabre vardığım gece lütfeyle, yalnız kaldığım gece bilmediğimi bildir. Kabrimi nur ile doldur. Kevser şarabına daldır, ulu cemalini göster.
Gece gündüz yalvarırım sana dünya ve ahiret muradımı ver bana.
Rabbim Allah, fikrim zikrullah, kalbimin nuru Resullullah, evvelim Allah, ahirim Allah, La ilahe illallah Muhammedün Resullullah.
Cuma gibi günümüz var. İslam gibi dinimiz var. Muhammed gibi şahımız var. Allah dedim, dostum dedim, 99 ismine mühür vurdum, üstüne.
Sırrım sübhanım Allah, derdim dermanım Allah, gafil kuluna gam düşmüş, yetiş imdadımıza ya Muhammed.
Kulhüvellahü ehad, bin bir kere ya samed, ya Allah, ya Muhammed umarız senden şefaat.
Lailahe illallahtır özüm, Muhammed Mustafadır sözüm, ihlas-ı şerif ile yıkadım yüzüm. Ayetele kürsü için sen kabul eyle sözüm.
Bugün Cuma günüdür. Dinim İslam dinidir. Dinimin İslam dini olduğuna, yetmiş binin nısfına, mühürledim üstüne.
Lailahe illallah üç muradım var, biri cennet, bir ırmak diyarını görmek. Aç cemalini göster diyarını.
Ya Resullullah! Aman yarabbi ya rabbena her halimiz malumdur sana, gece gündüz yalvarırım sana. Her zaman sana muhtacım, cemalini göster bana.
Cennetine davet et Allahım kabrimizde rahatlık, sıratta selamet, tatlı canımız sana emanet, son nefesimizde selametler ihsan eyle.
Kabir suallerimiz ahsan eyle, cennetinle cemalini cümleyle beraber bana da nasip eyle.
Lailahe illallah selalar duası için, Muhammedün Resullullah arşı ala gölgesi için hastalara şifa, dertlilere deva, borçlulara edalar ihsan eyle Ya Rabbim.
Elif Allah, Nur Muhammed tez selamet.
Ya Celil, etme zelil, gönder delil. İlahi Yarabbi hacetimi rahmet deryasını ulaştır, duaya açılan elleri icabete eriştir.
Allahım senden başka kimsemiz yoktur. Lailahe illallah arşı alaya Muhammedün Resullullah şükür Mevlaya. baktabul
Yarabbi yarabbena her halim malumdur sana, cenneti alada cemalini göster bana.
Lailahe illallah günahlarımız af eyle, Muhammedün Resullullah makamımı nur eyle.
İlahi Yarabbi son nefesimde kendime malik olmadığım zaman bu duamı sana emanet ederim.
Selatü selaya yolladım Mevlaya, sen cümlemizin muradını ver gelecek Cuma’ya.
Lailahe illallah ve cellehü edası ile, Rabbim muradımızı ver melekler duası ile.
Lailahe illallah kalbimizi karartma, rızkımızı azaltma, kabrimizi, daraltma, senden başka kapı aratma, muhannete muhtaç etme.
Lailahe illallah imanla sabır, Muhammedün Resullullah azapsız kabir.
Allahım beni af eyle, her derdimi def eyle, rızkımızı bol eyle, kabrimizi nur eyle, sual meleklerinin cevabını muktedir eyle.
Evvelim Allah, ahirim Allah, kalbimde beytullah Lailahe illallah Muhammedün Resullullah. “Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve rasûlühü” diyerek çene kapatmak nasip eyle Yarabbi.
Allahım şeytanın şerrinden, kabirdeki yılanlardan, çıyanlardan, ölümün dehşetinden, kabirin azabından, sıratın zulmetinden muhafaza eyle Allahım.
Ölümün hayırlısını, üç ayların birisini, Yasinin yarısını okurken ölmeyi nasip eyle Yarabbi.
Amin.

  • Niyet şöyle edilir: “Niyet ettim, Allah rızası için Cuma namazının farzını kılmaya, uydum hazır olan imama
  • Sonra, dört rek’at son sünneti, Niyeti şöyledir: “Niyet ettim Allah rızası için Cuma namazının son sünnetini kılmaya“.
  • Bu sünnetde aynı ilk sünnet gibi kılınır. Böylece esas itibariyle Cuma namazı farzı ve sünnetleriyle birlikte kılınmış olur.
  • Son sünnetin ardından zuhr-i ahir, niyetiyle dört rekat daha namaz kılınmaktadır. Niyet edilirken şöyle denilir: “Niyet ettim edâsı üzerime olup da henüz üzerimden sâkıt olmayan en son öğle namazının farzına“. Bu şekilde niyet edilirse, eğer o günün cuma namazı şartlarında bir noksanlıktan dolayı kabul olunmamışsa, öğle namazı kılınış olur. Kabul olunmuşsa, en son kazaya kalmış öğle namazına sayılır.
  • Bundan sonra, iki rek’at vaktin sünneti kılınır. “Vaktin sünnetine” diye niyet edilir. Cum’a sahîh olmadı ise, bu on rek’at, öğle namazı olur. Bundan sonra, Âyet-el-kürsî ve tesbîhler okunup, duâ edilir.


alıntı..

  • Cuma Namazı tek başına kılınmaz.
  • Öğle vaktinde cemaatle kılınır.
  • Öğle ezânı okununca, önce dört rek’at Cum’a namazının ilk sünneti kılınır.
  • Niyet ederken:

“Niyet ettim, Allah rızası için Cuma Namazının ilk sünnetini kılmaya” denilir.

  • Bu namaz aynı öğle namazının sünneti gibi kılınır.
    • Yani bütün rekatlarda Fâtiha ve zamm-ı süre okunur.
    • İlk oturuşta sadece Etteahiyyatü okunur.
    • Son oturuşta:

Etteahiyyatü, Allahumma Salli, Allahumme Barik, Rabbena

duaları okunur.


  • Sonra, câmi’ içinde, ikinci ezân okunur.
  • Sonra, İmam hutbe okumak için minbere çıkar. Hutbe okunur.
  • Hutbe okunurken cemâ’atin namaz kılması ve konuşması harâm olur.
  • Hatîb efendi duâ ederken, cemâ’at sesli âmîn demez.
  • İçinden sessiz denir.
  • Namaz kılarken yapması harâm olan her şey, hutbe dinlerken de harâmdır.
  • Hutbe okunup bittikten sonra müezzin kamet getirir.
  • Sonra, cemâ’at ile iki rek’at Cum’a namazının farzı kılınır. Bu namaz aynı sabah namazının farzı gibi kılınır.

Cuma Duası Nasıl Yapılır

Lailahe illallah Cuma’nın sebebiyle, Muhammedün Resullullah gerek yüzün gölgesiyle dünya ve ahiret muradımı ver.
Melekler duasıyla, Ya vedüdüm, entel maksudum, Kulhüvellahü ehad, bin bir kere ya samed, cennet kapılarını aç, benim günahımdan geç.

Benim günahım varsada senin gibi halikim var. Muhammed Aleyhisselam dostum var.
İlahi kabre vardığım gece lütfeyle, yalnız kaldığım gece bilmediğimi bildir. Kabrimi nur ile doldur. Kevser şarabına daldır, ulu cemalini göster.
Gece gündüz yalvarırım sana dünya ve ahiret muradımı ver bana.
Rabbim Allah, fikrim zikrullah, kalbimin nuru Resullullah, evvelim Allah, ahirim Allah, La ilahe illallah Muhammedün Resullullah.
Cuma gibi günümüz var. İslam gibi dinimiz var. Muhammed gibi şahımız var. Allah dedim, dostum dedim, 99 ismine mühür vurdum, üstüne.
Sırrım sübhanım Allah, derdim dermanım Allah, gafil kuluna gam düşmüş, yetiş imdadımıza ya Muhammed.
Kulhüvellahü ehad, bin bir kere ya samed, ya Allah, ya Muhammed umarız senden şefaat.
Lailahe illallahtır özüm, Muhammed Mustafadır sözüm, ihlas-ı şerif ile yıkadım yüzüm. Ayetele kürsü için sen kabul eyle sözüm.
Bugün Cuma günüdür. Dinim İslam dinidir. Dinimin İslam dini olduğuna, yetmiş binin nısfına, mühürledim üstüne.
Lailahe illallah üç muradım var, biri cennet, bir ırmak diyarını görmek. Aç cemalini göster diyarını.
Ya Resullullah! Aman yarabbi ya rabbena her halimiz malumdur sana, gece gündüz yalvarırım sana. Her zaman sana muhtacım, cemalini göster bana.
Cennetine davet et Allahım kabrimizde rahatlık, sıratta selamet, tatlı canımız sana emanet, son nefesimizde selametler ihsan eyle.
Kabir suallerimiz ahsan eyle, cennetinle cemalini cümleyle beraber bana da nasip eyle.
Lailahe illallah selalar duası için, Muhammedün Resullullah arşı ala gölgesi için hastalara şifa, dertlilere deva, borçlulara edalar ihsan eyle Ya Rabbim.
Elif Allah, Nur Muhammed tez selamet.
Ya Celil, etme zelil, gönder delil. İlahi Yarabbi hacetimi rahmet deryasını ulaştır, duaya açılan elleri icabete eriştir.
Allahım senden başka kimsemiz yoktur. Lailahe illallah arşı alaya Muhammedün Resullullah şükür Mevlaya. baktabul
Yarabbi yarabbena her halim malumdur sana, cenneti alada cemalini göster bana.
Lailahe illallah günahlarımız af eyle, Muhammedün Resullullah makamımı nur eyle.
İlahi Yarabbi son nefesimde kendime malik olmadığım zaman bu duamı sana emanet ederim.
Selatü selaya yolladım Mevlaya, sen cümlemizin muradını ver gelecek Cuma’ya.
Lailahe illallah ve cellehü edası ile, Rabbim muradımızı ver melekler duası ile.
Lailahe illallah kalbimizi karartma, rızkımızı azaltma, kabrimizi, daraltma, senden başka kapı aratma, muhannete muhtaç etme.
Lailahe illallah imanla sabır, Muhammedün Resullullah azapsız kabir.
Allahım beni af eyle, her derdimi def eyle, rızkımızı bol eyle, kabrimizi nur eyle, sual meleklerinin cevabını muktedir eyle.
Evvelim Allah, ahirim Allah, kalbimde beytullah Lailahe illallah Muhammedün Resullullah. “Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve rasûlühü” diyerek çene kapatmak nasip eyle Yarabbi.
Allahım şeytanın şerrinden, kabirdeki yılanlardan, çıyanlardan, ölümün dehşetinden, kabirin azabından, sıratın zulmetinden muhafaza eyle Allahım.
Ölümün hayırlısını, üç ayların birisini, Yasinin yarısını okurken ölmeyi nasip eyle Yarabbi.
Amin.

  • Niyet şöyle edilir: “Niyet ettim, Allah rızası için Cuma namazının farzını kılmaya, uydum hazır olan imama
  • Sonra, dört rek’at son sünneti, Niyeti şöyledir: “Niyet ettim Allah rızası için Cuma namazının son sünnetini kılmaya“.
  • Bu sünnetde aynı ilk sünnet gibi kılınır. Böylece esas itibariyle Cuma namazı farzı ve sünnetleriyle birlikte kılınmış olur.
  • Son sünnetin ardından zuhr-i ahir, niyetiyle dört rekat daha namaz kılınmaktadır. Niyet edilirken şöyle denilir: “Niyet ettim edâsı üzerime olup da henüz üzerimden sâkıt olmayan en son öğle namazının farzına“. Bu şekilde niyet edilirse, eğer o günün cuma namazı şartlarında bir noksanlıktan dolayı kabul olunmamışsa, öğle namazı kılınış olur. Kabul olunmuşsa, en son kazaya kalmış öğle namazına sayılır.
  • Bundan sonra, iki rek’at vaktin sünneti kılınır. “Vaktin sünnetine” diye niyet edilir. Cum’a sahîh olmadı ise, bu on rek’at, öğle namazı olur. Bundan sonra, Âyet-el-kürsî ve tesbîhler okunup, duâ edilir.


(CcAllah) Namazınızı Kabul Eylesin.. Amin…

Mevlüt Kandiliniz Mubarek Olsun

Mevlüt Kandiliniz Mubarek Olsun Efendimiz Hz. Muhammmed Aleyhissalâtü Vesselamın Doğum Günü Yer Yüzünün  Güneşinin Doğum Günü Tüm Müslümanların Efendisi (Hz. Muhammmed( Sav)  Anlatmaya Kelimeler Yetmez Efendimizin Doğumuyla İlgili Geniş Bilgiler..

İşte insanlığın akıl ve kalbinde düğümlenen “Necisin, nereden geliyorsun, nereye gidiyorsun?” sorularını, düğümlerini çözüp kâinatın Sahibini ilân ve ispat edecek bir zatın teşrifi sadece insanların ruh ve kalbinde değil, diğer varlıklarda, hattâ cansız eşyada bile yansımasını bulacaktı.

Doğudan batıya bütün âlemin nurlara büründüğü, İlâhi değişimin tecelli ettiği o gece neler oldu neler?

Yahudi ileri gelenleri ve âlimleri kitaplarında daha önce rastladıkları işaret ve müjdelerin açığa çıktığını gördüler. Kimsenin haberi olmadan en önce onlar bu müjdeyi verdiler.

O gece Yahudi âlimleri semâya bakıp “Bu yıldızın doğduğu gece Ahmed doğmuştur” dediler.(1)

Bîr Yahudi İleri geleni Mekke’de Peygamberimizin doğduğu gece, içlerinde Hişam ve Velid bin Muğire, Utbe bin Rabia gibi Kureyş ileri gelenlerinin bulunduğu bir toplantıda,
– “Bu gece sizlerden birinin çocuğu oldu mu?” diye sordu.
– “Bilmiyoruz” diye cevap verdiler.
Yahudi, “Vallahi sizin bu ihmalinizden iğreniyorum!
“Bakın, ey Kureyş topluluğu, size ne söylüyorum, iyi dinleyin. Bu gece, bu ümmetin en son peygamberi Ahmed doğdu. Eğer yanlışım varsa, Filistin’in kudsiyetini inkâr etmiş olayım. Evet, onun iki küreği arasında kırmızımtırak, üzerinde tüyler bulunan bir ben var” dedi.

Toplantıda bulunanlar Yahudinin sözünden hayrete düştüler ve dağıldılar. Her birisi evlerine döndüğünde bu durumu ev halkına anlattılar. “Bu gece Abdülmuttalib’in oğlu Abdullah’ın bir oğlu doğdu. Adını Muhammed koydular.” haberini aldılar.

Ertesi gün Yahudiye vardılar:
“Bahsettiğin çocuğun bizim aramızda dünyaya geldiğini duydun mu?” dediler.
Yahudi “Onun doğumu benim size haber verdiğimden önce midir, sonra mıdır?” dedi.
Onlar, “Öncedir ve ismi Ahmed’dir” dediler. Yahudi, “Beni ona götürün” dedi.
Yahudi ile beraber kalkıp Hz. Âmine’nin evine gittiler, içeri girdiler.
Pegamberimizi Yahudinin yanına çıkardılar. Yahudi Peygamberimizin sırtındaki beni görünce, üzerine baygınlık geldi, fenalaştı. Kendine gelip ayıldığı sırada,

“Ne oldu sana, yazıklar olsun” dediler.

Yahudi, “Artık İsrailoğullarndan peygamberlik gitti. Ellerinden kitap da gitti. Artık Yahudi âlimlerinin kıymet ve itibarları da kalmadı. Araplar peygamberleriyle kurtuluşa ereceklerdir.

“Ey Kureyş topluluğu, ferahladınız mı? Vallahi size, doğudan batıya kadar ulaşacak bir güç, kuvvet ve bir üstünlük verilecektir” dedi.

Kâinatın Efendisini dünyaya getiren bahtiyar annenin henüz dünyaya gelmeden görüp gördükleri çok manalıydı..

Peygamber Efendimize hamileyken rüyasında, “Sen, insanların en hayırlısına ve bu ümmetin efendisine hamile oldun. Onu dünyaya getirdiğin zaman ‘Her hasetçinin şerrinden koruması için bir ve tek olana sığınırım’ de, sonra ona Ahmed yahut Muhammed ismini ver.

Yine kendisinden çıkan bir nurun aydınlığında bütün doğuyu ve batiyi, Şam ve Busra saray ve çarşılarını, hattâ Busra’daki develerin uzanan boyunlarını gördüğünü Abdülmüttalib’e anlatmıştı.

Aynı gece Hz. Âmine’nin yanında bulunan Osman ibn Âs’ın annesinin gördükleri de şöyle:

O gece evin içi nurla doldu, yıldızların sanki üzerimize dökülecekmiş gibi sarktıklarını gördük.

Evet bu ulvî anı dile getiren Mevlid’in yazarı Süleyman Çelebi bütün bu hakikatleri şu beytiyle şiirleştirmiştir:

“Hem Muhammed gelmesi oldu yakin
Çok alâmetler belürdi gelmedin”

Rabiülevvel ayının 12. Pazartesi gecesi, yapılan hesaplamalara göre, Miladi takvime göre 20 Nisan’a denk gelen gece idi.

Dünyayı şereflendiren iki Cihan Serverinin üzerini o günün bir âdeti olarak bir çanakla kapattılar.

Araplara göre o zaman, gece doğan çocuğun üzerine bir çanak koymak ve gündüz olmadan ona bakmamak âdetti. Fakat bir de baktılar ki. Peygamber Efendimizin üzerine konulan çanak yarılarak ikiye ayrılmış, Efendimiz gözlerini gökyüzüne dikmiş, başparmağını emiyordu.(5)

Evet, bu işaret her türlü küfrün, zulmün, şirkin ve her türlü bâtıl inanç ve âdetlerin parçalanıp yok olması, imanın, nurun ve hidâyetin kâinatı aydınlatması için gönderilmiş bir Peygamber idi.

Aynı gece Kabe’de tapılmakta olan cansız putların çoğunun başaşağı devrildiği görüldü.

Aynı gece Kisra sarayının beşik gibi sallanıp on dört balkonunun parçalanıp yerlere düştüğü öğrenildi.

Sava’da mukaddes tanınan gölün suyunun çekilip gittiği görüldü.

Bin senedir yakılan ve söndürülmeyen mecusi ateşinin sönüverdiği müşahede edildi.

Bütün bunlar işaret ve alamettir ki, yeni dünyaya gelen zat ateşe tapmayı, puta tapmayı kaldırıp, Fars saltanatını parçalayarak Allah’ın izni olmadan kutsal tanınan şeylerin kutsallığını ortadan kaldıracaktır.(6)

İşte bu geceye Veladet-i Nebi gecesi diyor ve onun bütün kalbimizle, ruhumuzla her sene yeniden yâd edip kutluyoruz. Bütün kâinatla bu geceyi karşılayarak onun âleme teşrifine kıyam ediyoruz.
Getirdiği ebedi nura, açtığı saadet caddesine ve sünnet-i seniyyesine yeniden sımsıkı sarılmak ve Mevlid Kandilini vesile ederek ona yeniden biatimizi, bağlılığımızı tazelemek ne yüce bir şeref ve ne büyük bir saadettir.

Yüce Rabbim bizleri sevgili Resulünün şefaatine nail eylesin Amin..

Hz. MUHAMMED (sav) Hayatı

Hz. MUHAMMED (sav) efendimizin hayatı o alemlerin nuru kayinatın efendisi yür gök onun için seçde eder yüzündeki nur dünyayı aydınlatır alemlerin tek efendisi Hz. MUHAMMED (sav)  efendimizin hayatı…

Hz. Muhammed (s.a.s.) Mekke’de doğdu. 40 yaşında Peygamber oldu. 23 yıllık Peygamberlik hayâtının 13 yılı Mekke’de, 10 yılı da Medine’de geçti. Medine’de 63 yaşında vefât etti. Bu sebeple:

Hz. Muhammed (s.a.s.) ‘in hayâtı (571-632):

a) Peygamberliğinden Önceki Hayâtı (571-610),

b) Peygamberlik Devri (610-632) olmak üzere iki kısma ayrılır.

Peygamberlik devri de:

a) Mekke devri (610-622)

b) Medine devri (622-632)

olarak iki döneme ayrılır.

Bu sebeple Siyer ve İslâm Târihi ile ilgili kitaplarda, Rasûlullah (s.a.s.)’in hayâtı, “Peygamberlikten (Bi’setten) öncesi” ve “Peygamberlik devri” diye iki devreye ayrılarak incelenmiştir. Peygamberlikten önceki hayatını da:

1- Çocukluk devresi (8 yaşına kadar olan süre),

2- Gençlik çağı (8-25 yaşına kadar olan devre),

3- Evlilik dönemi (25-40 yaşı arasındaki devre) olmak üzere genellikle üç bölüme ayırmışlardır.

Peygamber olduktan sonra, “Mekke Devri”nde geçen olayları incelerken, târihbaşı olarak, Peygamberliğin (Nübüvvetin) l. 2. veya 5 inci yılı gibi, Nübüvvetin başlangıcını; “Medine devri” olaylarında ise,-Hicretin, 1., 2. veya 3 üncü yılı şeklinde Rasûl–i Ekrem (s.a.s.)’in Hicret olayını esâs almışlardır.

Bu kitapta da aynı usûle uyulacaktır.

HZ.MUHAMMED (S.A.S)´İN PEYGAMBERLİKTEN ÖNCEKİ HAYÂTI

” Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik”.

(el-Enbiyâ Sûresi, 107)

l- HZ. MUHAMMED (S.A.S)’İN ÇOCUKLUK DÖNEMİ

1- DOĞUMU:

Hz. Muhammed (s.a.s.) Milâddan sonra 571 senesi, Fil Yılı’nda, 12 Rebiülevvel (20 Nisan) pazartesi gecesi sabaha karşı, Mekke’nin doğusunda bulunan “Hâşimoğulları Mahallesi”nde, babasından kendisine mirâs kalan evde doğdu. Arapların takvim başı olarak kullandıkları “Fil Vak’ası”, Peygamberimiz (s.a.s.)’in doğumundan 52 gün kadar önce olmuştu.(18)

Abdülmuttalib, torununun doğumu şerefine verdiği ziyâfette çocuğun adını soranlara:

“Muhammed adını verdim. Dilerim ki, gökte Hakk, yeryüzünde halk, O’nu hayırla yâdetsinler…” cevâbını verdi. Annesi de “Ahmed” dedi. (Muhammed, üstünlük ve meziyetleri anılarak çok çok övülüp senâ edilen; Ahmed de Cenab-ı Hakk’ı yüce sıfatları ile öven, hamdeden kimse demektir.(19)

İslâm târihçileri, Peygamberimiz (s.a.s.)’in doğduğu gece bir takım olağanüstü olayların meydana geldiğini naklederler. O gece İran Kisrâsı (Hükümdarı)’nın Medâyin şehrindeki sarayının 14 sütûnu yıkılmış, mecûsîlerin İran’da Istahrâbat şehrinde bin yıldan beri yanmakta olan “ateşgede”leri sönmüş, Sâve (Taberiyye) gölü yere batmış, bin yıldan beri kurumuş olan Semâve deresi’nin suları taşmış, mecûsîlerin büyük bilgini Mûdibân korkunç bir rüya görmüş, Kâbe’deki putların yüz üstü devrildikleri görülmüştü. Gerçekten O’nun doğması ile bütün dünyada hüküm sürmekte olan cehâlet ve küfür ateşi sönmüş, putperestlik yıkılmış, zulmün baskısı son bulmuştur.

2- SOYU (NESEBİ)

Peygamberimiz Hz.Muhammed (s.a.s.)’in babası, Abdülmuttalib’in oğlu Abdullah; annesi ise Vehb’in kızı Âmine’dir. Babası Abdullah, Kureyş Kabîlesinin Hâşimoğulları kolundan, annesi Âmine ise Zühreoğulları kolundandır. Her ikisinin soyu, bir kaç batın yukarıda, “Kilâb”da birleşmektedir. Her ikisi de Mekke’lidir.

Peygamber (s.a.s.) Efendimiz, Hz.İbrâhim’in büyük oğlu Hz. İsmâil’in neslindendir. Soyu Adnân’a kadar kesintisiz bellidir.(20) Adnân ile Hz.İsmâil arasındaki batınların sayısında neseb bilginleri ihtilâf etmişlerdir.(21)

Peygamber (s.a.s.) Efendimizin soyu, çok temiz ve çok şerefli bir neseb zinciridir. Bir hadisi şerifte Rasûl-i Ekrem Efendimiz:

“Ben devirden devire, (nesilden nesile, âileden âileye) seçilerek intikal eden Âdemoğulları soylarının en temizinden naklolundum, sonunda içinde bulunduğum ‘Hâşimoğulları’ âilesinden neş’et ettim”, buyurmuştur.(22)

Diğer bir hadisi şerifte bu seçilme işi şöyle anlatılmıştır.

“Allah, Hz İbrâhim’in oğullarından Hz. İsmâil’i, İsmâiloğullarından Kinâneoğullarını, Kinâneoğullarından Kureyşi, Kureyşden Hâşimoğul-larını, Hâşimoğullarından da beni seçmiştir.” (23)

Bir başka hadis-i şerifinde de Rasûl–i Ekrem Efendimiz şöyle buyurmuştur:

“Allah beni, dâima helâl babaların sulbünden, temiz anaların rahmine naklederek, sonunda babamla annemden ızhâr etti. Âdem’den, anne-babama gelinceye kadarki nesebim içinde nikâhsız birleşen olmamıştır”. (24)

Hz. Muhammed (s.a.s.)’in doğumundan iki ay kadar önce babası Abdullah, Suriye seyâhatinden dönerken Yesrib (Medine)’de hastalanarak 25 yaşında vefât etmiş ve orada defnedilmişti. Peygamberimiz (s.a.s.)’e, babasından mirâs olarak beş deve, bir sürü koyun, doğduğu ev ve künyesi Ümmü Eymen olan Habeşli Bereke adlı bir câriye kalmıştır.