İslamiyet Öncesi

İslamiyet Öncesi: Milli kültürün tespit ve izahında coğrafi çevre başta olmak üzere, eski Türk topluluğunun “insan unsuru” bakımından özelliklerini ve sosyal yapısında müsahade edilen hususiliğini hareket noktası yapmak gerekmektedir.(1) Türklerin aslen göçebe bir kavim olduğu xxxx ilim dünyasında yaygındır. Halbuki göçebeliğin ekonomik faaliyeti dışında, sosyal muhtevası henüz iyi bilinmeyen bir cemiyet tipi olduğu gözden kaçırılmakta Türk milleti hakkında hüküm verilirken de yalnız ekonomik görüntüler tesirinde kalınarak hareket edilmektedir.

Batılı bir kısım araştırıcılar Türklere yakıştırdıkları göçebeliğin medeni kabiliyetsizlik yönünden doğrudan doğruya fıtri karakter olduğunu söyleyecek kadar ileri gitmişlerdir. Halbuki herhangi bir hayat tarzının teşekkülünde, yaşanan bölge imkanlarının yön verici faktör olduğunu kabul etmek için fazla mantık zorlamasına gerek yoktur.

Bozkırın kültürü 100 binlerce hayvan ve geçiş otlakları göz önünde tutmak zarureti yüzünden daha başlangıçta “yaygınlık” vasfına bürünmüştür. O. Menghin’e göre “Türk kültürünün dünya tarihine iki büyük tesiri vardır. Bunlardan biri hayvan besiciliği suretiyle ekonomik öteki yüksek teşkilatçılık yönü ile soysaldır.(2) Bozkır sahasındaki dini inançların Şamanlığa bağlanması adet haline gelmiştir. Dinden ziyade bir sihir karakteri ortaya koyan esasen bir bozkır-Türk inanç sistemi olmayan Şamanlığın tarihi Türk topluluklarındaki Tanrı inançları ile ilgisi yoktur. Eski Türkler tabiatta bir takım gizli kuvvetlerin varlığına inanıyorlardı. Ölüm halinde yas törenleri yapılır, ölünün bulunduğu çadırın etrafında süratli atlarla dolaşılır, saçlar kesilir, yüz, kulak bıçakla kesilerek kan akıtılırdı. Ölenin atları kurban edilir, ayrıca yemek verilirdi.(3)

(1) Kafesoğlu ; a.g.e ; S.31
(2) a.g.e ; S.322
(3) a.g.e ; S.303
Gök-tanrı ve atalara da kurban olarak hayvan kesilirdi. En makbul kurban olarak at iskeletine bozkır Türk kavimlerine ait mezarlarda rastlanır. Bozkır Türk topluluğunun asıl dini Gök tanrı idi. Kitabelere göre tanrı, kainatın ilk sebebidir, yani yaratıcıdır.

Kitabelerde Tanrı bazen “Türk Tengrisi” şekliyle o çağlarda milli bir tanrı olarak görülmektedir. Türkler Müslüman olduktan sonrada uzun yıllar Allah anlamında Tengri kelimesini kullanmışlardır. Şamanizm’in ayin törenlerini yapan ruhlarla fani insanlar arasında aracılık eden adama genellikle “Kam” denilmektedir. XI. yy’da Kamaların Müslümanlar arasında unutulmadığı görülmektedir.(4) Müslim- gayri Müslim bütün Türkler dünya hayatının geçicici ve aldatıca olduğuna inanıyorlardı. Türkler misafir ağırlamaya eski dönemlerde de büyük önem vermekteydiler. Bunu uğurlu saydıkları görülmekte “hali perişan, gönlü kırık, bir misafir geldiğinde hazır olan yemeği önüne getir geciktirme” görülüyordu şiir ilk atasözü ile toplum düşüncesi konuğa büyük önem vermektedir. Türklerin konuk ağırlamayı çok eskiden beri milli bir ödev olarak devam ettirdikleri görülür.(5)

Uygurlar zamanında büyük kültür değişikliğine yol açan maniheizm Türkler arasına girmiştir. Uygurlar yerleşik kültüre geçmişler ve en temsilcilerinden olmayı başarmışlardır. Bozkır Türk giyim eşyasının başlıca malzemesi koyun, kuzu, sığır, tilki ve az miktarda ayı derisi, koyun, keçi, deve yünü idi. Türk kültürünün diğer kültür konularında olduğu gibi, giyim kuşam konusunda da bir devamlılık gösterdiği, Türklerin Orta Asya medeniyet dairesinden İslam medeniyet dairesine girmelerinden en az ölçüde etkilendiği görülmektedir.(6) Türkler İslamiyet den öncede doğayı seven, kadına saygı gösteren, yiğit davranan, Gök tanrıya saygılı bir ulustur. Savaşçı oldukları için çeşitli uluslar ile kültürel bağlar kurmayı bilmişler ve çeşitli uygarlıklardan yararlanmışlardır. Düşünceleri ile birçok ulusu etkilemişlerdir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.